- 1003 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
sana/sadece sana..
Kokun, ciğerlerime/hücrelerime kadar işliyor..kemiğe giren vida gibi..bu kentin lambaları altında yüzünü düş/ündüğümde ve yaslan/uslan sen boşluklarımıza..biliyorum perdelerin kapalı biliyorum aydınlıktan korunmak için tüm çaban..yangında ilk kurtaracaklarının listesi içinde var mıyım? eşyaların ve renklerin ki sahi..hangisi daha kötü..
ve sen ki sevgili;
tekrarı olmayan rüyalar gibisin, topla dağıtmış olduğun çocukluğunu erken kalktığın sabahlarda ve bil ki her sabah odama taşan yaşama telaşlarının elektriğine çarpılıyorum sana ıslak teminle..parmaklarımın arasından kaçıp gidiyor zam/AN..bilerek ardından gitmeyeceğimi ki kelimelerinin sağanağındayım..sana sussam..sana sus(a)sam boğulacağımı bil/iyorum..
yosunlu, durgun ve yorgun olmayan limanların arayışında..İç/sel savaşlarında esir düşmüş
yorgun yüreğim ki dünyanın ortasında trotuar taşlarından kurulu şehrin berduş evsizi..ve bil ki sevgili; kelimelerimle batarken denizine..yaralanırken harf harf ve gülerken, delirirken tırnak işaretlerinde sahte mutluluklarla su-su-yo-rum şimdi..su-su-yo-rum sesim cümle olup sana düşüyor, sana dönüşüyor..biliyorum..şimdi yatağında yalınayak, bentlerine akıyorsun ve çoğaltıyorsun kendini özenle ki ben şehrin kenar süslerine dönüşen silik ışıkları altında seni bulabileceğin köstebek deliklerini arıyorum..ve gül kokulu teninin üzerinde seni açacak, terinde işlenebilecek harfleri topluyorum ıslak/sahilinden..Frigya mezarları gibi gizli deliklerindeyken sen..elimde parmak aralarıma damlamış mumla, patikalarından, kıyılarından ve kuytularından sana geçitler arıyorum..içine girip büyümek, büyümek, büyümek adına ki umursamadan yürüyorum geceden/sabaha..ve bil ki sevgili; kirpiklerinden çıplak bir melodi yayılıyor sessizliğe sensizliğe..bil/iyorum asla bağışlamadın beni..göğüs uçlarındaki uçurumlarının çizgisinde ki
yaşamdan alıkoymadan beni, bırakırken sessiz/sensiz..sen; yüreğimi kaplayan bu korkuya, kanımın akmasına izin veren kadın/kadınım..senin yüreğine akıyorum kelimelerimin tınısından,
vazgeçerek delilenmelerimden, densizliklerimden..avuç içlerinde izler bırakıyorum t-anı diye.
yüreğim aklıma el verdiğince ki ayva göbeğinin ortasında duruyorum..(gül-düm..n’densiz ve yersiz) bir çocuğun kahkahasında geceye bulanırken gün..kokun düşüyor burnuma/üşüyorum
tırmanırken doruklarına..dibini görmediğim karanlıklarına iniyorum/ıslak ki unuttum/umuttun teninde dağılan şifreleri..sahi kelimelerin çıkardığı ıslak sesi duy/uyormusun..çocuk parklarının
sessizliği kanıksayışı gibi..bu gece yarısı şehri soyuyorum teninden ki sen bendin..benimdin..
(var) olmasaydın, (var) olmazdım...
(...)
YORUMLAR
Niye sürekli aynı başlığı kullanıyorsunuz? Okuduğum bir yazıymış gibi geliyor bildiri gelince. Aranızda şifre ise kod falan koysanız olmaz mı? :))) bir de bu hani iki üç anlam ifade edebilmek için yapılıyor ya "t-anı " gibi. Bu tarz kullanımlarda bence okuyucuyu yoruyor.daha doğrusu beni yoruyor, yazıyı okumamama sebep oluyor.
Ama bilirsiniz ki sizin şiirlerinizi de yazılarınızı da çok beğenirim. Sadece bir okuyucu olarak yazdıklarınızı okumaktan soğutan kısmı belirtmek istedim.
Saygılarımla