- 474 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EN SON OCAK
Biz büyükler her zaman gençlerin daha iyi olmalarını istediğimizden titizleniriz. Onların bizim yapamadıklarımızı, başaramadıklarımızı başarmasını isteriz.
Gençleri yönlendirirken biraz acımasız olduğumuz da olur. Kendi gençliğimizi unutmuşuzdur. Yaptığımız gençlik hataların üzerinden o kadar uzun bir zaman geçmiş ki geçmiş zamanı sütten çıkmış ak kaşık sanmaya başlamışız. İnsanların bir özelliği de hatırlamak istemediklerini çabuk unutmasıdır.
Geçen hafta arkadaşlar tam bu konu üzerinde konuşurlarken üzerlerine gittim. Bana da sordular, gençler nereye kadar gidecek, bu kötü gidişin sonu ne olacak, diye. Onlara söylediklerimi yazmak istedim:
Ben bu kanaatte değilim. Çok kötü görünen gençlerimiz elbette var. Dinini tanımayan, milliyetini tanımayan, günü birlik yaşayan, asi ve maddeci bir gençlik yetiştirmişiz. Bunların hemen yanında tüm bu değerlere sahip çıkacak gençleri de görmek gerekir. Sessiz, derinden ama emin adımlarla ilerleyen, bilinçli bir gençlik geliyor.
Eskiden, samimi olsa da yeterince bilinçli olmayan bir nesil vardı. Onların yetişmesini sağlayacak bir sistemden yoksunduk. Simdi okullarda alının devlet eğitiminin tamamlayıcısı kitaplar, televizyonlar ve internet siteleri var. Biz eskiden tereddüt ettiğimiz konular olduğunda bunalırdık, soracak birini bulamaz, bulduğumuzdan da doğru bilgi alıp almadığımızı bilemezdik. Halbuki şimdi öyle mi? Bir insanın ulaşmak isteyip de ulaşamayacağı bir bilgi var mı?
Dedim ya yeni neslin gençleri bizden daha şuurlu. Gelecekten umudu kesecek bir durum yok. Çanakkale destanını yazan bu millet şu günlerde bir de terörle mücadele destanı yazıyor. Bu millet ne kadar kötü duruma düşerse düşsün destanlar yazmaya devam edecektir.
Mehmet Akif ne diyor:
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.