- 553 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMDEKİ DÜŞÜNCELER (1)
(1)
İçim içimi yiyordu, yolda tekrar onunla karşılaştım. Sıcak havaya rağmen yine üzerinde kışlık elbiseler vardı ve samur kürküne bürünmüştü, üşüyor gibi görünmüyordu eğer öyle Olsaydı hiç bir mantıklı açıklama yapamazdım, şu an da yapamıyorum zaten. Büründüğü samur kürkü onu heybetli gösteriyordu. Uzun boylu ve kaslı bir yapısı vardı ama bu sıcak havada neden kışlık giyindiğini anlayamıyordum. Çok sonra bu düşünceden uzaklaştım. Çünkü olur olmaz yerlerde karşıma çıkması ve gözüme dik dik bakması beni daha çok düşündürüyordu. Neden diyordum Allah’ım? Neden ben ve bu adam? Bir bayan olması daha iyi olmaz mıydı? Ya da bir kitap kurdu? Veyahut bir balıkçı? Balıkçıda nerden çıktı şimdi bilmiyorum, zihnim çok karmaşık şu an, odaklanamıyorum. Odaklanmam gerektiğini öğrenmem iyi oldu demek yapmam gereken bir şey var, genelde olmazdı.
3 gün sonra
Tekrar o adam, hava soğuk bu defa yazlık elbise giyinmiş. İlki kadar şaşırmadım. Yüzüme bakmadan çekip gitti bu daha şaşırtıcıydı. Yabancı birinin yanımdan geçerken bana bakmamasına alışkınım, ama bu garip adam artık yabancı değildi ki. Tanıyordum onu adı şeydi. Adı neydi bilmiyorum. Önemli değil ona bir isim bulurum ama şimdi değil daha sonra çünkü ben şu an verebilecek bir isim bilmiyorum. Öyle birisine kim isim verebilir ki. Gerçi öyle birisi olmasına gerek yoktu (garip), başka türlü olsaydı ben yine isim veremezdim. Sanırım ben hiç isim bilmem. Hâlbuki Allah âdeme isimleri öğretti. Yoksa ben Âdem değil miyim?
3 gün daha sonra
O adam yok. O adamı görmek umuduyla daha önceleri onu gördüğüm yerde ve aynı şekilde defalarca geçtim ama yok, gelmedi. Ortalıkta da kimsecikler yok. Her halde herkesin bugün işi var, onun da. Dün de işi olmalıydı yoksa bugünde görürdüm. Şimdi ise ne kadar da sakar olduğumu düşünüyorum. Bugün de oldukça sakarım sanırım çünkü düşünürken hayallerimi kırıyorum ve o gelmiyor.
Kaç gün sonra olduğunu bilmiyorum. Aynı yerden defalarca geçiyorum artık hala yok. Önemsemeli miyim? Bilmiyorum, sanırım önemsiyorum. Bir zamanlar Sevdiğimden ayrıldığım zaman tedavi amaçlı doktora terapi almak için gitmeye niyetlenmiştim sonra vazgeçmiştim. Şimdi tekrar vazgeçiyorum. Eğer doktora gitseydim gerçeklerden şizofrenik kopuş yaşadığımı söyleyecekti. Oysa ben basit bir travma geçirmiştim, işi büyütmesinin anlamı da ne ki. Doktorları oldum olası hiç sevmem zaten, her gün 80 hastaya bakıyorlar ama sadece bakıyorlar hiç anlamıyorlar. Tabi bu onların suçu değil nüfus çok, doktor yok (Doktorlar yetersiz). Tıp fakültelerinin sayısı arttırılmalı belki de, belki de değil(acaba). Eğer doktora gitseydim bana onu hatırlatan şeylerden uzak durmam gerektiğini söyleyecekti. Sevdiğimden değil “O Adamdan”. Peki ya sevdiğim? Aslıda benim bir sevdiğim yok ben uydurdum, doktor haklı bu gerçeklerden şizofrenik kopuş. Eğer bir sevdiğim olsaydı başkalarına eldiven takmaktan nefret ettiğimi söyleyecekti, ben de bunu birinden öğrenecektim. Belki de arkadaşımdan, en yakın arkadaşımdan. Yanıma gelip selam verdikten sonra özür dilerim ama bir konu da seni uyarmalıyım diyecekti. Ben önemsemeyecektim, o anlatacaktı şey diyecekti anla işte canım şey, hani varya... Ama benim arkadaşım yok. Arkadaşım olsaydı ismi ne olurdu acaba? Her halde olsa olsa "O Arkadaş" olurdu. Sahi ben neden eldivenleri takmaktan nefret ederim ki, sanırım küçüklükten kalma bir travma, çocukken ayakkabıları hep ters giyerdim, benimle dalga geçerlerdi. Şimdi ise eldivenleri ters takmaktan korkuyordum. Gerçeklerden şizofrenifobik kopuş. Çok şükür obsesif değilim. Ya olsaydım. Eldivenin parmakları birbirine eşit değil diye takamazdım. Ama parmaklarımda bir birine eşit değil. Parmaklarım, parmaklarıma bakmaktan korkuyorum...
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.