- 501 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Trafikte Bir Gün
Minibüs Beşevlerden Söğütözüne ilerliyordu. Trafik her zamanki gibi yoğun. Korna ve egzoz sesleri kulakları tırmalıyor. Şöför Milletinin bağırış ve çağırışı da eksik olmuyor. Onlarca araba ve minibüsün arasında bir elin parmakları kadar bisiklet var. Doğrusu insan takdir etmeden geçemiyor bu cesaretlerini… Minibüs şöförleri uykusuzluklarının hıncını garibim bisikletçilere küfrederek ve suçlayarak çıkarıyorlar. Tüm manzara-i umumiye arasında yine gelecek planlarına dalıyorum. Zar zor bitirmek üzere olan okulumu ve mezun olduktan sonra ne halt yiyeceğimi düşünüyorum. Kafamda öğretmenlik seçeneği ağır basıyor fakat öğretmen olmamda zor görünüyor. Akif ile kafe açma planlarımız var . Tam sermayeyi nereden bulacağımı düşünürken bizim şöför bir anda frene basıyor. Arkadan bir honda arkamıza çarpıyor. Bizimki aşağı iniyor , arabanın şöförü de iniyor. Adam tam sıfırcı fizik hocası kılıklı bir herif. Aracında herhangi bir ciddi hasar yok fakat sırf para sızdırmak için bir dünya dil döküyor. Bizim sürücü de mülayim adam suçlu olmadığını söylüyor fakat Hondalı nuh diyor peygamber demiyor. İnadı yüzünden onlarca insan işinden, gücünden ve vaktinden oluyor. Tabii ben her zamanki edebiyatçı tavrımla çevremdeki insanları gözlemliyor , onları kafama göre isimlendirerek kafamda kurgusal metinler tasarlıyorum. Yanımdaki iki kız merakla camdan bakarken “dersimiz var. İşimiz var. Gücümüz var” diyor halbuki ben öğrenci milletinin ciğerini bilirim. Ders çalışmayacaklar. Yurda gittiklerinde televizyonu açacaklar. O sarmazsa msn’de chat yapacaklar. En nihayetinde uyuyacaklar. Gerçi ben yerlerinde olsam arkadaşları çağırır sabahın 4’üne kadar kağıt oynardık veya taş atardık. İki koltuk önümde oturan adam ise öz çekim yaygın tabiriyle “selfie” yapıyor. Ya face’e atacak ya da instagram’a. Bu selfie üzerinden ne destanlar yazar kim bilir ? Eskiler hep mahallede yaptıkları maçın ve kavganın muhabbetini yaparlardı. Şimdikiler ise çektikleri öz çekimin veya facebook gönderisinin. Tüm bu ürettiğim senaryolara kısa bir reklam arası verirken gözlerimi arkaya çeviriyorum. Artık dayanamıyorum aşağıya iniyorum ve hondaya yöneliyorum. Herife sert bir bakış atıyorum. İndirip şöyle bir sert bir kroşe yumruk atasım var. İçimdeki şiddet duyguları közlenirken kulağıma bir küçük kızın çığlık sesi geliyor. Başımı 45 derece sağa çeviriyorum. Çocuk kanlar içinde yatıyor. Ellerinde mendillerle… Biz demin zamanın,dersin veya yetişeceğimiz yerin hesabını yaparken trafik canavarı bir masumu daha aramızdan ayırıyor. Kim bilir ne hayalleri ve ümitleri vardı. Ne sıkıntılar çekiyordu. Benim gibi diğerleri de şok içerisinde. Ama biliyorum ben dahil hepimiz , yarın hayatın meşgalesi içinde bu olayı unutacağız. Tüm hesabın ve kitabın haricinde insandan değerli bir varlık olduğunu unutarak…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.