- 527 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dansöz Gibi Kıvıranlara Davul ve Zurna ile Eşlik Etmeli
Kıvırmak her ne kadar dansöz mesleği olsa da, şimdilerde bir takım dış mihraklarda ve iç mihraklarda ki oraya yerlemiş vatandaşlarda da gözlemleyebiliyoruz. ’’Ya ben onu aslında Sayın Şerbetçiye söylememiştim de o öyle algılamış.’’ Niye öyle algılamış bilen yok. ’’Bu terör örgütü bizi tükürüğü ile boğarmış.’’ bir muhterem öyle buyurmuştu bir zamanlar. Şimdi ifade verip savcı ve hakim karşısına çıkınca birader ’’Yok ya ben onu Türk Ordusu için söylememiştim, öbür terör örgütü idi benim kast ettiğim.’’ Kızma birader bu söyleyeceğim lafa, hoş kızsan da fark etmez. Allah cezanızı versin sizin en kısa zamanda ne diyeyim. Birbirinize düşün de birbirinizi yok edin, arada olanlar masumlara olmasın...
Şimdilerde her şey kayıt altında ağızdan laf bir kere çıktı mı, ok yaydan çıktığı gibi geri dönüşü de olmuyor. Hadi inkar edin de görelim. Alem de amiyane tabir ile bir laf vardır ’’Delikanlı olun keşke ciğerimi yiyin.’’ denir... Bunlardan ne köy olur ne kasaba... Hatta üç beş haneli belde bile olmaz. Ancak çok güzel dansöz gibi kıvırmayı bilirler... Kıvırmayı bilenlere de davul ve zurna ile eşlik etmek gerekir kanımca...
Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla da derler. Bir kıssayı burada paylaşalım izniniz olursa eğer. ’’İhtiyar çift gelinlerini işe alıştırmak için, o gelince evi süpürür gibi yapıyorlarmış. Adama karısına sen ver bana ben süpüreyim diyormuş, karısı da elinden süpürgeyi vermeden, olmaz vallahi olmaz ben süpürürüm diye çıkışıyor imiş. Gelin de uzaktan seyrederken ’’Ne çekişiyorsunuz sırayla bir biriniz süpürün sonra da diğeriniz süpürsün ben de şurada rahat rahat kahvemi içeyim.’’ demiş.
Değerli Yazar Erdoğan Eker’in şu tespitlerine de göz gezdirelim. ’’ Siyaset, politika her ne kadar, sorunları çözme sanatı olarak bilinse de, Halk arasında, Adam kullanma sanatı, hedefe varmak için, her türlü oyunun mubah olduğu orta oyunu, yalan makinesinin kol gezdiği alan olarak da kabul edilir. Siyaset ve politikada başarılı olmanın bir yolu da hareket kabiliyetiyle orantılıdır. (kıvırma, manevra kabiliyeti) olmayanların siyasette başarılı olma şansı hiç yoktur.’’
Bir yer de bunun adına siyasi literatürde demagoji yapmak da deniliyor ki geçmişte bunu çok iyi yapan siyasetçilerimiz olmuştur. ’’Dün dündür bu gün bu gündür.’’ lafı tarihe geçmiştir sizin de anımsayacağınız gibi... Dün dün de tabi ki dün de yapılan hatalar bu günde de yapıldıysa insana da sorarlar, dün yaptığın hataları bu gün niye yaptın, diye... Biz sormasak, soramazsak yarın ahirette Cenabı Allah sorar en nihayetinde...
Her zaman dik durmak ve sözünün eri olmak hem hayatta, hem de siyasette çok önemli bir olgudur kanımca. Bunu da herkes beceremiyor. Her babayiğidin harcı değil. Dansöz gibi kıvıranlara zurna ile eşlik ederken acaba hangi türküyü çalsak diye aklımdan geçiriyordum ki tam bir dolu türkü nakaratı geldi aklıma ’’Ah yalan dünya.’’ diye rahmetli Neşet Ertaş’ın da sık sık söylediği bir türkü herhalde çok yakışacak bu dansöz kılıklılara... Bir özlü sözde de ’’Doğruyu söylersen hiç bir şeyi hatırlamak zorunda kalmazsın.’’ deniliyor. Hepinize en derin sevgi ve saygılar... Yalansız dolansız bir dünya hepimizin özlemi...