3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
749
Okunma
Yaradan’ın halk ettiği her şey ne kadar eşsiz ne kadar büyüleyici ve ne kadar güzel.
Mevsimler, güneşin doğuşu- batışı, gecenin gizemi, hayvanların renkleri, gözleri, toprağın kokusu, yağmurun sesi, doğanın muhteşemliği ve daha neler neler…
Bütün bunlara veda etmek kolay olmasa gerek.
Evinizdeki bir saksı çiçeğinin büyüyüp gelişmesini izlerken geçirdiği evreler karşısında dalıp gidiyorsunuz öylece.
Pencere camı önünde beslediğiniz kuşların her gün alıştıkları saate gelip mamayı bulamadıklarında camı tıklayıp sesler çıkararak sizi uyardıklarını bilmeyeniniz yoktur.
Bir meyve ağacını açtığı çiçekten başlayıp verdiği meyvenin olgunlaşma sürecine kadar takip ettiğinizde başka alemlere yol alıyorsunuz adeta.
Hele ki o benim ölüp bittiğim ve onları izlerken alıp verdiğim her nefeste aklımın yüreğimin her hücresinde en derinden zikrettiğim Yaradan’ın insanoğlundan önce yarattığı “Hayvanlar Alemi” başlı başına bir ‘akıl ötesi’ yolculuğa çıkarıyor beni.
Gök yüzünde karada sularda/denizde doğada yabanda yaşayan sayısız sonsuz hayvan türlerini belgesellerde izleme olanağını bulduğumda dünyalar benim oluyor. Yaradan’a olan minnettarlığımdan dolayı ayakta izliyorum çok zaman.
Ya o kendi ağırlıklarının 20 katı ağırlığı kaldırabilen Karıncaların tamamı dişi olanlarının inanılmaz bir düzen içerisinde yuvalarına taşıdıkları öte beriyi gözledikçe gözlerin dolmaması aklın gelip gitmemesi olası mı?
Allah’ım o ne beceri yetenek sezgi duygu algı ve insanları utandıracak onca değerli ve güzel özellikler.
Yalnızca bir kaçının profilini anlatmaya kalkışmak bile sayfalar alır.
Şu var ki neredeyse kadın-erkek nesli yaratılalı beri süregelen ve zamanımızda hemen her türlü birlikteliği sona erdirir gibi görünen “ihanet” konusunda gerek dişi gerekse erkek hayvanlar insanoğlunun asla sahip olamayacağı gıpta edilesi inanılmaz bir sadakat örneği sergiliyorlar.
Ne diyor şarkının sözleri:
Düş ben gibi bir aşka sadâkat ne imiş gör
Vuslat demi beklerken o firkât ne imiş gör
Yok yok güzelim düşme sakın öyle belâya
Gel kalbime gir orda felâket ne imiş gör
Yıllardır çok farklı anlamda kullanılan ve sözcük olarak da kulağa pek hoş gelmeyen “Angut” kuşundan söz edeceğim.
Sadakatin timsali denebilecek bir özelliğe sahip olan erkek Angut kuşlarının son derece sadakatli bir kuş türü olma özelliğini taşıdığını biliyor muydunuz?
Erkek angutların boyunlarında siyah bir halka olup dişilerde göz çevresi veya boyun kısımları beyaz olmaktadır. Sadakatlerine tekrar gelecek olursak birçok kuş türü çiftleşme dönemlerinde bir eş ile çiftleştikten sonra farklı bir eş arayışına geçer ve çiftleşir. Angut kuşu bu durumu sergilemez ve sadece tek bir çift ile çiftleşerek sadakatli kuş olma özelliklerini gösterirler. Ölene kadar hiçbir farklı eş ile birlikte olmayıp, eşine sadık olmaktadırlar. Eşi öldükten sonra ise yine farklı bir kuş ile beraber olmayan angut kuşunun yas tuttuğuna inanılır.
Dilerim gün olur insan oğlu da soylu yaratılışına uygun düşen soylu ve ahlaklı özelliklerine yeniden kavuşur.
Benim yine de yaratılan bu dünyada gözümün ve gönlümün doğada ve hayvanlar aleminde kalacağına inanıyorum.
Esenlikler