Bir Aşk Mektubu
Sevgili aşkım, bi tanem,
Hani yağmurlu bi öğleden sonrasıydı, sen önünden geçerken ben o kaavede okeye dördüncü arıyordum. Seni görünce arkadaşlara yalvarmayı bıraktım; sana odaklandım. Üstünde şemsiye dışında ne vardı hatırlamıyorum da altın mini miniydi hani. Kışın o soğuğunda bütün şehir seninle ısınıyordu sanki. Evlerin başlarından sapır sapır dökülüyordu terler, asfalt ateşinle eriyordu. Hemen kapı önüne koştum; ardından bir süre bakakaldım, ta ki sen köşeyi dönüp kaybolana kadar. Ardından gitmek istedim, gidemedim. Kaavenin de canı cehenneme dedim, doğru eve gittim. Ama biliyor musun, ben o gün hiç uyumadım.
Sonraki günler seni hep kaavenin önünde hep öğleden sonraları bekledim, belki geçersin diye. Çektim bi sandalye, yağmur demedim, üstüme su sıçrattı yoldan geçen arabalar; çamur demedim. Sen geçmedin. Yoldan geçmiyordun, fakat rüyalarımı hep delip geçiyordun. Bazen bir tavşan kostümü giydiriyordum sana, bazen prenses oluyordun, bazen sevimli bir ayıcık. Fakat sana ne zaman dokunsam birden kurt oluyordun, kaplan oluyordun. Sevgilim, ah biricik sevgilim, alacağın olsun.
Sonra, döndüğün o köşeden dönüyor, sokak sokak arıyordum seni. Sen yoktun. Vardın aslında. Bir su birikintisinde beliriveriyordun bazen, gülümsüyordun. Atılıyordum hemen, dudaklarından öpüyordum. Seni içiyordum. Kirli su tadıydın ağzımda. Tükürüyordum. Kir gidiyor sen kalıyordun. Tutuyordum elinden, yürüyorduk sokak sokak, park park… Her akşam eve beraber dönüyorduk. Sonra da oyunlar oynuyorduk senle. Okey oynuyorduk, bir ben oluyorduk üç sen. Biliyor musun, çok iyi oynuyordun, hep kazanıyordun. Pişti oynuyorduk soyunmasına, soyunan hep ben oluyordum. Buz gibi evimde kıçım donuyordu. Isınmak için yakalanbaç oynuyorduk, hep sen kaçıyordun… Sen, hep kaçıyordun.
Sevgili aşkım, bi tanem, kısacası seni seviyorum. Ve biliyorum ki, hatta bundan adım gibi eminim ki beni tanısan sen de çok severdin. İşte sana beni tanıma fırsatını veriyorum. Bu mektubumun onlarcasını yüzlerce evin giriş kapısına bıraktım. Hangisinde yaşıyorsan, nolur ortaya çık, tekrar görün bana. Hemen ertesi günün öğleden sonrası, bir sonraki de olur, ondan bi sonraki de, hatta bir hafta sonraki de olur. Sevgili aşkım, bi tanem, seni bir ay boyunca her öğleden sonrası bekleyeceğim. Aşkıma nolur kulak ver ve o mavi kapısı paslı kaavenin önünden geç. Ben hemen giriş kapısı yanında hurda bi sandalyede oturuyor olacağım.
Mektubuma son verirken, sana mutlu günler vaat ediyorum. Unutmadan söyleyeyim, param pulum yok ama, arada bir, yani her ayın ilk hafta sonu mesela, sana ekmek arası dürüm ısmarlarım. Ekmeği fırından alırız, dürümü kampanyalısından; yanında beleş kolası ayranı olanlardan. Sonra bütün parklar bizim sevgilim. Senede bir sinemaya da gideriz; biletler indirimdeyken. Güzel sözler de söylerim sana; aşkım derim mesela, şiyirler yazarım gözlerinin güzelliğine, koluna bacağına, o sevimli… Sonra, belki sen bana gelirsin, pencerelerimi kapatan gazetem olursun, susuz evimin suyu, elektrik direğim… Şişedeki şarabım olur, bana kafayı buldurursun. Yatağım olursun sevgilim, yastığım olursun; belki gecelerce… Sevgilim, ah sevgilim!
YORUMLAR
Sayın Olricx dün yazınızı takdir etmeye çalışırken büyük bir çam devirmişim yok yok eşeklik etmişim. Haberimiz bugün oldu. Bir aralar flower adlı bir useer bana karşı yaptığı eşeklikten dolayı kısa bir özür yazmışstı sitede. yıllardır aklımdan çıkmadı o yazı. son kısmını paylaşayım. yaptığı şeyi itiraf ettikten sonra "düzeltmek kendimizi görmektendir, temenna edilir." ne muhteşem cümle*. (aramızda kalsın yıllardır bu cümleyi kurmak istiyordum. hak eden kişiye dendi sonunda.)
eşeklik kısmına gelince; sizi ben kadın biliyordum. üyeliğimin askıya alındığı dönem ara ara girerdim siteye. tımarhaneye ve sevdiğim yazarların son yazılarını bakar çıkardım. İşte bu sırada tanıştım sizin yazılarınızla. eğlenceli yazılar kaleme alıyordunuz. zengin bir hayal gücünüz vardı. sizi kadın sanmam kısmına gelecek olursak 28.03.2017 Tarihinde Tımarhanenin müdavimleri arasında cümbüş vardı. Özellikle kıvrak zekanız ve hayal gücünüzle hemen ön plana çıkıyordunuz, yani zihnime öyle kazındı. sizin aranızda olamadığım için çok üzülmüştüm. neyse o gün bir yorum yazmıştınız bir sohbetin arasına. izninizle o yorumu aynen buraya kopyalıyorum.
"şarap olsun. bir bardak içerim. bu arada 10 yıldır sitedeyim. kadın olduğumu kimse anlayamadı ya, helal olsun. insan sarrfı geçinirler bir de:)" (bu yazınızı bulacağım diye tımarhanenin altına üstüne getirdim. imanım gevredi yani.)
o günden sonra ben sizi hep kadın belledim. dünkü yorumum da bir kadın yazar olarak erkek bakış açısını nasıl mükemmel yansıttığınızı anlatmaya çalıştım. büyük bir çam devirdiğimi bir kuş söyledi, bana. hatta sizi kırdığımı, incittiğimi de söyledi.
çok çok özür ve "temenna." yazılarınız takip ediyor ve beğeniyorum. hatta kıskançlıktan çatır çatır çatladığım bile oluyor. tımarhane de paylaştığınız ve "o şimdi heykel" diye biten yazınız nasıl öyle. tokat gibi yüzüme inmişti. bir aralar bende "bir boşluk dahi olmadıktan yaşamanın anlamı ne ki?" deyivermiştim. bu sitede sevdiğim üç beş yazardan birisiniz. isteseniz uyumsuz abinin tabiri ile "k.ıçı kırık" çoğu yazar geçinen kimselerin kurduğu hayallere hiç ıkınmadan ulaşırsınız. yani yazar olmak, çok kitap satmak, karı-kız içinde yüzmek vs. ama anladığım kadarıyla siz zor olan yolu yani yaşamayı seçmişiniz. yani her anın tadını (ister öfke gelsin ister hüzün ister mutluluk...) çıkarmak hayatın. posasına kadar emmek... neyse uzatmayım. uzatınca çok duygusallaşıyorum.
yazınızı çok sevdim. ve bu özürden büyük keyif aldım. "büyüksün usta," affet bizi.
* sanırım ahker in ifadesi. sonradan hatırladım.
keoma tarafından 6/1/2017 8:33:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
keoma tarafından 6/1/2017 8:42:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
keoma tarafından 6/1/2017 8:42:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
olricx
kızmadım aslında, yorumu okuduğumda dalga geçiliyorum sanıp, üzüldüm biraz. sonra aklıma tımarhanedeki o cümbüş sırasında söylediklerim geldi. heralde dedim, onu okuyup beni cidden kadın sandı. olur böyle şeyler dedim. ki ben o cümleden sonra bi kaç teklif bile bekliyodum ama, bek alıcı bulmadım. uzun saçlı yüzümü elle kapattığım resim bile iş yapmadı. bi kadın olarak pek bi çekiciliğim yok sanırım. o cümleyi, sitedeki bi kaç kız arkadaşı aslında erkek olmakla suçlayan biriyle dalga geçmek için yazmıştım.
yazmaya, yazabilecek düzeyde olmaya gelince, acı veren tarafları da var tabi ama, yine de zevkli. ama benim için asla yaşamın kendisi değil. sadece bir sürü parçadan biri.
uzatmadan teşekkür edeyim. daha önce de dediğim gibi sen de iyi yazan birisin.
olricx
valla bu yazıyı okuyunca sizi bir kez daha erkek sandım. bir erkek olarak bunca ince detayı ben bile yazamazdım. karakter yaratmak böyle bir şey olsa gerek. valla ne diyeyim helal olsun.
keoma tarafından 5/31/2017 9:42:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
çok samimi değil mi la bu.
Yalnız sonda ki para pul mevzularını demesen iyiymiş. Şansın yüzde 70-80 azaldı
lacivertiğnedenlik
olricx
lacivertiğnedenlik
olricx
lacivertiğnedenlik
olricx
Ve mektup hedefine her nasılsa ulaşır...
- Arzu gel bakayım buraya kızım
- Ne var anne ne oldu ?
- Oku bakalım şunu
Arzu mektubu okuduktan sonra gülme krizine girdi. Annesi Arzu'ya öfkeyle bakarken bir anda yüzünde bir tebessüm belirdi.
- Ne oldu kız neye gülüyorsun bu kadar. Sevgilin kapının altından aşk mektubu atıyor. Sen bir de arsız arsız gülüyorsun.
- Ya anne lütfen dikkatli okurmusun şu yazılanları.Bunu her kim yazmışsa kesinlikle akli dengesinde bir sorun var.
Daha konuşacak ama Arzu gülmekten derdini anlatamıyor ki.
- Hımm öyle diyorsun yani. Şey yani bunu yazan senin sevgilin değil öyle mi ?
- Anne .. hahahhahahah .. Ya güldürme beni lütfen. Adam direk falan ol diyor ya baksana . hahahahah. Bak bak şurayı iyi oku tavşan kıyafeti giydirmeler kurda dönüşmeler falan.. hahahaha . Gülmekten karnım ağrıdı be.
Arzu gülmekten yaşaran gözlerini silerken annesi hala anlamaz gözlerle kızına bakmaktadır.
- Peki kim bu deli o zaman .Sen tanıyor musun ?
- Yok tanımıyorum ama tanımayı çok isterdim. Gidip şu kahvenin önünden geçip nasıl bir tipmiş görmek istemiyor değilim .
- Ha evet git de bende senin bacaklarını kırayım.
- Hahhahahhaah .. Anne çatlak bir damadın olurdu işte .Hem adam çeyiz falanda istemiyor baksana. Yorgan yastık her şey ben oluyorum . Neyse ya sabah sabah çok güldüm . Bu mektubu her kim yazmışsa ellerine sağlık . Yüreği dert görmesin. Ömrüne bereket olsun. Allah ondan razı olsun ... Kalemine sağlık ve de kalemi daim olsun inşallah
- Ne saçmalıyorsun sen kız .
- Ne bileyim be anne ya. Nereden aklımda kalmışsa işte sıraladım hepsini ..Neyse ben okula geç kalıyorum. Anneciğim için rahat olsun. Benim böyle biriyle işim olmaz. Zaten büyük ihtimalle kıt akıllı bir garip.Hadi ben çıktım görüşürüz.
Sevgilerimle...