- 443 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RAMAZAN HAZIRLIKLARI
İnsanlar unutmakla donatılmış olarak yaratılmış. Belki de bu en güzel özelliğimiz. Düşünseniz ya unutmasaydık, unutamasaydık ne acı olurdu? Çektiğimiz açıların ilk günkü gibi kaldığı düşünün. Bununla birlikte güzel şeyleri, unutmak istemediğimiz şeyleri de unutmuyoruz. Özellikle de o güzel şeyleri hatırlatacak şeyler ortaya çıkıverirse.
İşte Ramazan geldi ve hatıralar peş peşe geliyor akla.
Hatıralar denildiğinde hali hazırda önemli şeyler yok zannedilse de eğer iyi bakarsanız ayrıntılarda güzellikleri bulmak mümkün inanın.
Yine onlar geliyor aklıma. Bundan önceki yazımda “Ramazan’ın kokusu” demiştim ya. İşte o kokuyu biz belki bir ay öncesinden alırdık o zamanlarda. Daha doğrusu ev hanımlarında bir hareketlenme başlardı. Rahmetli Annam çok iyi hamur açar, milimi milimine da mantı keserdi. Onun yaptığı mantıların biri birinden ayırt edilmezdi. Eh işte böyle güzel mantı açıyorsanız aranan oluyorsunuz. Bununla birlikte ödünç gelmeler vardı. Ramazan’ın bir ay yetesi mantısı Ramazan gelmeden bükülür, konurdu. Mantı bükmeyen kadına beceriksiz gözü ile bakılırdı. Zaten mantısız Ramazan olmayacağına göre de evin beyi buna izin de vermezdi.
Mahallenin kadınları Ramazan’dan bir ay öncesinde nerede ise her gün bir başkasının evinde toplanarak mantı bükerler, bir evde birkaç evin mantısı yapılırdı. Bağ bozumunda nasıl har sokak pekmez kokuyorsa ramazan öncesinde de mantı kızartması alırdı sokakları.
Ramazan’a yakın bükmek tabii ki önemliydi. Eski şartlarda bayatlatmadan mantıyı bir aydan fazla bekletmek de bir sorundu. Sanıyorum kızartma da mantının dayanıklılığını artırıyordu.
Mantı bükme işleri tamamlanınca, kimin mantısı iyi oldu muhabbetleri başlardı kadınlar arasında. Önceden de bahsettiğim gibi annemin yaptıkları hep iyi olurdu. O, mahallenin gelinlerini de yetiştirmişti. Şimdi bizim eski mahallede hâlâ bu işi çok iyi yapan kadınlar vardır.
Ramazan geldiğinde de bu mantılar iftarın baş yemeği olurdu. Mantısız bir iftar sofrası asla kabul değildi. Elbette ki bir de Ramazan pidesi ona arkadaşlık ederdi. Bu ikisi olmadan biz Ramazan’ın tadına varamazdık.
İnsan alışkanlıklarını istiyor. Çorum’dayken bunu anlamasanız da dışarı çıktığınızda iftar sofralarının başka türlü olduğunu görüyorsunuz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.