- 580 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Devlete "baba" rolünün verildiği coğrafyadır buralar!
Bu bir eleştiri yapılacak konu anlamında değil,tam tersine Ortadoğu ve Ön Asya ülkelerinin sosyolojik realitesi açısından dikkate değer ve üzerinde "çalışılacak" bir alandır.
İnsanlık tarım toplumunda sanayi topluma geçerken,verimli topraklara sahip özellikle Batı toplumlarında "sermaye birikimi" yeter seviyede olduğu için,devlete "muhtaçlık" neredeyse yok gibidir.
Ama bizim buraları öyle mi?
Elde avuçta olmayınca,devletten beklemek ve istemek bir realite olarak karşımıza çıkar.Burada esas olan bu rolün ya da "muhtaçlığın" dozudur.
"Zehiri,doz belirler" sözündeki gibi.
Mesele işin,yardımın ya da katkının ahbap-çavuşluğa sığınmadan/düşmeden yapılacak katkı ve yardımların gerçekten hak sahiplerine ulaşmasını sağlamaktır.
Bu cümleden yola çıkarak,Türklerin "Devlet Baba" dediği yerlerde,Persler de ağırlıklı olarak "Velayeti Pederane" demekteler;Ruslarda da "Çar Baba" kavramına tanıklık ederiz.
Kürtlerin de Abdülhamit’e "Bave Kurdan" demesini bu çerçevede görmek,okumak ve anlamak gerekir kanımca.
"Devlet kapısı" kavramının da halen revaçta olması bu sosyolojik gerçekliğim bir yansıması olduğunu düşünürüm hep!
Girişimci ruhun az olması,belki de bu arka planın devamıdır denebilir.
Anarşizm gibi devleti "dışlamak" doğru değildir bana.Esas yapılacak olan devletin rol ve sınırlarının net,anlaşılır ve hakkaniyete uygun belirlenmesidir.
"Teknik devlet","sınırlı devlet" ya da "sosyal devlet" kavramlarına da daha geniş açıdan bakmak da yarar vardır diye düşünmekteyim.
Ve unutmayalım ki,toplumlar,"Devleti denetlemek için özgürlüklere,özgürlüklerin kötüye kullanılmasını engellemek için devlete ihtiyaç duyarlar" ve duyacaklardır da!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.