- 951 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Üç liralık defter(sy11)
Aralarında bir problem yok. Hem problemler bağları güçlendirir, yani bağları da güçsüz. Kısmı sorunlar... Çözümleme aşkı mı onları problem yapar. Çözümlenemez oluşu arkasından koşmayı durdur mu? Durdurup, yıldırıp, taptırır mı? Bugün burada bırakalım. Dur! Dur bir dakika, sen günce değilsin! Bugünü de, dakikaları, zamanı da burada bırakalım. Düzeltiyorum, bırakayım. Galiba düzeltmelerle geçecek bir porsiyon zaman; damarsız olsun, yani, mümkünse... Yanında ne mi içerim. Hımm...Yani yanında ne alırım. Bakalım:
Damarsız bir porsiyon zaman; alışılagelmiş, rastlantı dışı, hesaplama içi, içi dışı bir/diyorum ki niye içi dışı iki olmuyor yada sıfır. Hiçliği hesaplamak gibi bir şey.
Tamam, buldum! Yanında sıkıntılardan, meşgalelerden arındırılmış, pastörize, soya soslu bir kafa. Sana da sıra gelecek orta parmak, senin de uzayan tırnaklarını dişleyeceğim. Komik, boş bir ağızla tırnaklarımı kemirmeye çalışıyorum. Kelimeler satırlarca üst üste biniyor, göremiyorsun çünkü benim boyutumda değilsin, çok çok ayrı. Bir yolunu buluyorlar. Yaşasınlar aşklarını diyorum, ayrımlarını. Kabul. Art arda iki yanlış yazı, cümleler ne zaman devrik olmadı. Yabancı bir dili kendi dilimden daha iyi konuşuyorum daha iyi hakimim gibi. Her kes bir şeylere hakim olduğunu sandığı süreceee.... Adalet, safsatadan öteye gidemeyecek. Ooo! Havalı söz. Doğru veya yanlışa ben karar veremem, herkesin menfaati doğrultusunda doğru ve yanlışları vardır. Bu tasmalı hayvanlarını istedikleri isimle çağırsınlar (Prensip, hobi, yaşam şekli, görüş, bakış açısı, tarz, zevk, tutku...) onların doğruları ve yanlışları olmaktan ileriye gidemeyecek. Belki de ileri gidebilir, sonuçta toplumsal düşünceler, kitlesel hareketler var.
Düşünsene kadın! Bu arada, burada olduğunu biliyordum. Hiç yokmuş gibi buradasın. Düşünsene deyince emri vaki oluyor, eğer düşünecek olursan... yani bir seçim...Neyse...
Farklı beyinlere, farklı yaşamlara, farklı hayallere, düşlere, fantezilere sahip her birey bir tek doğru veya yanlışa nasıl bağlanabiliyor. Ortak nokta aslında farkların canına okumuyor mu? Okumasının iyi olduğu da söylenemez. Yani okumayı pek sökememiş. Saplı bir şey mi bu, yani sökmesi mi gerek. Aman!
Farklı kanepeleri seversin, farklı çaylardan içersin, kaç şekerli? Belirtmek, vurgulamak için ne saçma bir yöntem. Bileğim ağrıdığında yazı çirkinleşiyor, aynı orantıda kelimelerinde en kısasını seçiyorum, kelimelerin en anlamsızını, en kolayını. Falan fişman! Yazıyı yazdığım yerin ışığı da çok, zemin rahat değil. Bir sayfa yazı yirmi dakika sürüyor mu? Yani senin zamanınla yirmi dakika.
Boyutsal bir çıkmaz, fazla büyütme, ben büyütmem...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.