- 633 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİYE sonuncu mektup ve şiir çiziktirmeleri..
soğumuş ve küf tutan biraların arasında, sonsuz izmaritlerin etrafımı sardığı sarmaldan sesleniyorum hepinize... beni tanımıyorsunuz. kalbimdeki sevgiyi ellerine alabilecek olan yok aranızda. bakın bunlar benim ellerim ellerinizi gösterin bana bakın gördünüz mü elleriniz yok. şiirlerimin devamını bilmiyorsunuz. ama yazdırmıyorsunuz da. hangi şiirleri hangi türküleri hangi şairleri hangi hayatları hangi kitapları hangi hangileri sevdiğimi bile bilmiyorsunuz. sayın HERŞEYDENBİRAZCILAR beni tanımıyorsunuz. üzerime konuşmayın sakın. örneğin 8 ay gibi bir süre birlikte olduğum kadına beni hatırlamamasını söyledim ve eminim ki bunun ne anlama geldiğini bile bilmiyordur santranç oynadım yine tutamadım kendimi yine bir denklem aradım. ama bu sefer mat olmuş gibi gösterdim hamleler henüz bitmedi fakat tahtaya bakınca kaybetmiş gözüküyorum. son zamanda kazanılan zaferlere hep bayılmışımdır. hamleler henüz bitmedi fakat bundan sonrası benim elimde ve oyunu istediğim gibi yönetiyorum ara sıra beklemediğim bir zamanda küçük şah uyarıları gelmiyor değil. fakat içimdeki karanlık ordumun korkusu yok. bu yenilgide her şey müşterek. beni şair diye severdi ona tek bir şiir ithaf etsem de sonra yoğun bir pişmanlık hissettim tabi. çünkü o bunu haketmiyor. sözlerimi yıprattım. üzgünüm
ve hiç birşey önemli değil dedi ( bir şey bu şekilde yazılır dedim)
ve hiç bir şey
senden değerlide değil ( değerli de o da böyle yazılır dedim)
ama şunu göremiyordu ki ben bunu yorgun ellerimle yazıyorum
(bunu bana son yazdığınız şiirinize karşılık yazıyorum, ve lütfen bir daha yazmayın çünkü taşınıyorum)
tanrım cümlelerimin sonuna yaklaşırken bana haber ver olur mu.
seni nasıl
seni nasıl
seni nasıl
öylesine doyasıya
öylesine olağan
öylesine dolayan
ve öylesine
doğuran
içim kıymıklarla dolu
bir ateşin başında
seni ateşe taparken buluyorum
kendine. kendin
öylesine mücevher. ayna görmemiş yüzlerle
kendine doğrul
kendini kendi içinden doğur
sevgim bana kalan bir şey
sen kendini bende değil
içindeki o meşhur (yıldızsız) karanlıklarda bul.
___
her veda bir yolla başlar
nedense terminal deyince aklıma ilk beklemek gelir
gitmeklerden önce
sana getireceğim ne varsa bana ait olan olmayan
çünkü her biriktirdiğimiz aslında salt bizim değildir
sende de sana ait olmayan şeyler biriktiğini biliyorum
şiirlerimde gizli.
şiirlerimde bana gizli
yol bir bekleyiş, içinde ve dışında ve çevreleyen
çocuk umarsızca çocukluğunun farkına ne zaman varsa ağlıyor
sana açan güller ne zaman yanaşsak solarlar
solarlar
solarlar
ve
gül dikilmez olur yollara
insanız canımız da sıkılır
saçlarından söküp yıldızları
göklere dikerim iğnenin ucu yamalı durur
şimdi tek ve tekilim
bir balkon ve ben karanlığı dinliyorum
ellerimle yalnızım kalemimle
ve hürriyeti buluyorum
şehrin ayakucuna uzanmış yatıyorum.
bir sigara her şeyi değiştirebilir mi tanrım
cevabınızı bitmeden bekliyorum...
__
içinizde ve içimde biriktirdiğiniz insanlar adına ve onlara yazıyorum sayın sevgi hanım. artık benden ne bir şiir ne de bir yazı bekleyin. ölüm marşını yalnız dinlemeyi severim bilirsiniz ve ne zaman ağlasam odaya kapanıp onu dinlerdim. belki bundan da haberiniz yoktu. fakat çok geçmişten tanıdık gelen ve sizin yanınızdayım diye karanlığın ordularını tekrar içeri almak istememiştim. artık bunların hiç bir anlamı da önemi de yok. çünkü ölüm marşını yine yalnız dinliyorum fakat bir farkla artık bana güç veriyor
ve kuzgun dedi ki;
bir daha asla..