- 2121 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DOĞUM GÜNÜM
DOĞUM GÜNÜM
Lanet olsun sana ,sonbaharda kar sularından kabarıp ,deli taylar gibi kişneyerek ,sivri kayalarla slalom yapan, Murat Çayının azgın sularınca akarak; göle , denize, buluta ve tekrar dereciklere , sonra çaya koşan ömrümün atmış yedi yılına , lanet olsun sana…
Yeniden yirmi yaşına dönsen . Hatta on yedi yaşına , ne güzel olurdu baba. Dalga geçme lan . Ne dalgası , hani daha genç olsan diyorum. Motosiklet fuarını bile gezerken yorulup Kafe’ye oturdun da ondan dedim. Siktir git başımdan . Benim yeniden işkence çıkrığına bağlanıp , gerim gerim gerilerek kan kusmaya hiç niyetim yok. Ne işkencesi be baba. Şu resme bak, bir yanında koca bir bıçak, öbür yanında tabancan. Dostun Pars ile ne kadar mutlusun . Ah benim dingil oğlum. Bir yere ulaşmanın ,bin bedeli olduğunu sana nasıl anlatayım. Aç şu kepçe kulaklarını , kafanı boş tut ve empati yaparak dinle bakalım;
O senin çok sevdiğin bereyi ve komando bıçağını hak etmek için her sabah sekiz kilometre koşup, dondurucu soğuklarda hortumla yıkanarak güne başladığımı , gece yarıları emredilen yere ulaşmak için , karanlıklarda kaç kere düştüğümü , eşkıyanın silahlı saldırısına uğrayıp, karın , yağmurun buz gibi kırbacını burnumda, kulaklarımda, ayak parmaklarımda, üzerine kaynar sular dökülmüş gibi hissettiğimi , hiç düşündün mü?
Bir gençlik düşün ,vatan aşkına tutsak! On beş yaşında asker elbisesini giymiş, ana yok, baba yok, kardeş yok. Allahtan ki dostlar var ,omuzunda ağlayabileceğin kadar yürekli ve derdine ortak olabilecek kadar asil dostlar. Başında hep sorumlu olduğun amirlerin bulunuyor. Kimi bir baba ve ağabey gibi sevecen. Kimi seni bir sinek gibi gören asla yaranamayacağın kadar , ruhsuz ve katı. Yapacağın her hata hemen yazılır siciline. Helikopter pilotu olmayı kazanırsın ama çağırmazlar okula. Çünkü motora biniyorsun diye bozulmuştur sicilin bir kere. Daha yüzlerce haksızlık, kahpe dünyada , acımasız.
Kadınlar yönünden şanslı mıyım bilmem. Adet olarak çok fazla ama kalitesi çok az galiba. Gerçek sevgi belki var , var da bulabilirsen . Çoğu seni kertmeye programlanmış. Verdikleri ıslak mutluluğun ötesi yok gibi düşünüyorlar. Oysa o mutluluk en fazla bir dakika sürüyor. Oyum eksik, buyum yok, hep bana , hep bana… Gerisi pişmanlık bence. Yine de sevdiğim ve sevildiğim için çok şanslı kullardanım.
Gözümün önünde çok can çıktı bedenden . Bunu bazen çaresizlik içinde seyretmek , hatta acı çektirmeden alması için Tanrıya yalvarmakla geçti bazı zamanlarım. Geride kalanların ağlamaları , çocukların masum çaresizlikleri , bazen de üzülmek yerine çılgınlaşmalarını görmek , yaşamak çok üzmüştür beni. O yavrulara verilen sözler , bizim evlatlarımızsınız, bize emanetsiniz falan gibi yalanlar hep güldürür beni. Devletin sahip çıkmasının ne olduğunu anlayabilmek için ; İngiliz ’lere, Avustralya ’lılara, Japon’ lara bakmak gerekir. Vefa veya güven veren kanunların bizde olduğunu sanmıyorum. Güya ben de vatan , millet derken gazi olmuş bir askerim . Gazilerin bile kaç kategoriye ayrılmış olduğunu unutmamak gerekir. Gaziye bile saygı gösteremeyen , onun sorunlarını dinlemeyi zul sayan komutan ve kurumları , Sayın Org. Eşref Bitlis ve Sayın Albay Ömer Kocabıyık isimlerini tenzih ederek kınıyorum. İlgili kurum ve vakıflar sadece maaş alacağınız çiftlikler değildir. Bir ev kirasının kaç lira olduğunu , bir ailenin geçim standartlarının ne kadar olması gerektiğini okuyun , sonra toplantınıza devam eder, gazilerimize şunu yaptık, bunu yaptık dersiniz. Sadece bir gün sağ kolunuzu , kolunuz yokmuş gibi pantolon cebine sokmanızı veya bir gözünüzü kapatmanızı öneririm. Yirmi yaşındasınız, kız vermiyorlar, iş vermiyorlar, ev bulamıyorsun , sağlığın hep sorun , hayatın berbat. İyi ki serbest dolaşım kartın var. Dolaş dur , acıkıncaya kadar. Simit 140 kuruş.
Yahu baba, bari yüzün gülsün . Devamlı asık suratlısın , devamlı düşünüyorsun. Televizyon seyrederken herkes gülmekten kırılıyor sen bir karış suratla dalıp gidiyorsun. Beni kızdırma lan! Ben de genç iken durmadan gülen , espri yapan , fıkralar anlatan bir insandım . Yaşam yolunda birlikte olduğum pek çok insan artık yok. Paranın kulu olmuş , kafası boş , cebi dolu insanlara ise tahammül etmek çok zor. Satılmış yağcı suratlar, fırıldak gibi dönen karaktersizler, mevki ve kazanç için domalmış yaratıklar , bana vatan , millet diye severek , Allah, Allah naraları ile o kutsal bayrağın altında yatan genç , bakir , masum aslanları hatırlatıyor.
Şimdi söyler misin oğlum, ben neden yeniden yılanlarla, çıyanlarla dolu ölümcül yaşam bataklığının sonuna yaklaşmışken , yeni baştan başlayayım? Atatürk bize yükselme, kardeşlik , barış yolunu göstermişti. Biz ise savaşı, fakirliği, geri kalmanın her yolunu çağırarak erkeklik gösterileri yapıyoruz. Ölenler hep fukara, hep gün görmemiş yiğitler. Bir yıl sonra sen de askere gideceksin. Ağabeyin Diyarbakır’da yaptı .Senin yerine beni alsalar, Suriye’de kalan birlikte olmak isterdim. Ama seni oraya göndermek içimden gelmiyor oğlum. Yine de vatanın her köşesine gidebilirsin. Gurur duyarım.
Babacığım , doğum günün kutlu olsun dedik, suratımıza teşaşür ettin . Haydi uzayalım Ağva’ya ne dersin? Biliyor musun o motorun bile geçmediği trafik yoruyor beni. Öncü benim tamam mı? Yolda bas mas diye işaret yapma. Kalamarlar, ve biralar senden. Balık istersen ben ısmarlıyorum. Aslan oğlum benim.
E. Yaşar Ovalı 22.05. 2017
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.