- 6122 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
sonsuz dostluk
Gül; çok akıllı zeki çalışkan bi kızdı. okumaya verdiği önem ve özeni hiç bir şeye vermemişti. taki o ana kadar...
Gül ile aslı iyi arkadaştılar. herşeylerini paylaşırlardı. yeri gelir ağlarlar, yeri gelir gülerler, aynı yemeği yerler, aynı yerde yatarlar... Ama gülmenin de bir sonu var değil mi?
Gül sınıf arkadaşı Kemal i sever Kemal de Gülü sever Kemal ile Gül gizli gizli buluşup aşklarını yaşarlar. Gül kemal in aşkından hem okulu boşverir hem de arkadaşı can dostu olan Aslıyı boşverir. aslı bi türlü buna anlam veremez oldu. sonun da aslı bunu öğrenir. kemal i uyarır. aslı yı tersler kemal ve aslı ile Gül ün arkadaşlığı bir yıldızın gökyüzünden kaydığı gibi kayıp gider. tıpkı bir romanın son bulduğu gibi....
Aslında tüm okuyucularım hikayemin bitiği düşüncesinde. hayır değerli okuyucularım asıl hikaye şimdi başlıyor.
aslı ile gül artık eskisi gibi anlaşamaz oldu. okulda iki rakip olup çıktılar aynı koridorlar da bile yollarını değiştirir oldular. her ne kadar birbirlerine düşman gözüyle baksalar da onların içindeki dostluk özlemi ve sevgisi bitmiş sayılmazdı. kemal ile gülün aşkı da git gide büyüyordü. Ve daha ortaokul u bitirmeden 7.sınıfın ikinci döneminde okulu bırakıp evlenmeye karar verirler. aslı bu evliliğe her ne kadar karşı olsa da engel olamadı gül aslının ondan kıskandığını düşünerekten inadına kemal le evlenir...
başka bi şehre taşınırlar ve aslı da okuluna devam eder ilkokul, ortaokul, lise, üniversite derken aslı bi köy öğretmeni olur ve mutlu bir evlilik yapar. öyle böyle derken günler haftaları, haftalar ayları kovalar yıllar akıp giderken...
aslı bir köye atanır. aslının gözlerine gül e yaşadıkları anıları gözlerinin önüne gelir ve hafiften gözlerinden yaşlar akar yüreğinden bi burukluk oluşur. hiç yaşamadığı şeyler yaşamıştı onunla ... aslı gözyaşlarına sahip çıkamaz ve buğday saçlı, yeşil gözlü, gamzelim, güler yüzlü, küçük bir kız selpak parçasını uzatır aslı öğretmenine doğru...
küçük kız -- buyur öğretmenim, gözyaşlarınızı silin der. küçük kızın bu öğretmen kelimesi aslının kulağına hiç duyulmamış bir söz, dinlenmemiş bir melodi, okunmamış bi şiir gibi geldi. küçük kıza sımsıkı sarılıp, ağlar. küçük kıza ismini sorar, -- ismin ne bakalım? der, küçük kız -- aslı dır ismim öğretmenim. der. öğretmen aslı , küçük aslı yakumayı sevip sevmediğini sorar. kız şöyle cevap verir: benim annem okuyamadı ve okumadığı için de çok pişman ama zaman geri gelmiyormuş annem öyle der öğretmenim. aslı öğretmen küçük kıza sorar:__ baban ne iş yapıyor? küçük aslı __ babam başka bi kadınla evlendi annem de zor bize bakıyor ben ve küçük bir kız kardeşim var diye cevap verir. aslı öğretmen annennin adı ne aslıcığım diye sorar. aslı annemin adı gül korkmaz der ve aslı öğretmenin gözlerinden yaşlar akar. başlar ağlamaya beni annene götürür müsün aslıcığım der aslı da tamam der. ve gül ile aslı nın yarım kalmış olan dostluğu ve sevgisi devam eder.
aslı kapıyı çalar ve çok sevdiği arkadaşı gül kapıyı açar. aslı gülü gördüğünde dayanamayıp ağlıyor aslı nın gözlerinden akan her gözyaşının geçmişe inat döktüğü yaşlardır. gül çok çökmüş, yaşlanmış, saçları beyazlamış hastalık şimdiden onu sarmış. birbirlerine sımsıkı sarılırlar. gül ün kocası ona olan aşkı bitince bırakıp başka bi kadına gitmiş.
sevgili okuyucular işte böyle dostluklar ınızı bi hiç pahasına öldürmeyi eğitime değer verin ve bayan okuyucularım bu yazım size ve bu hikayeyi yaşayan bi rine gitsin