- 492 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dar Gelirli Küçükesnaf Hikayeleri - 4 -
En Kıymetli Müşterimiz
Ayakkabı sektöründe yıllardan beri faaliyet gösteren bir firmayız. Çeşitli şahıslarla ve kuruluşlarla Ankara’da olsun, Ankara dışında olsun iş ilişkilerimiz mevcut. Bunların kimi bizim müşterimiz, kiminin de firma olarak hem müşterisiyiz hem de bayisiyiz. Ayakkabı ve deri sektörü için ürettikleri malları atölyelere ve diğer alıcılara pazarlıyoruz...
Müşteri listemiz eskiye nazaran çok iyi olmasa da yine de fena sayılmaz. Ankara’da ki en küçük ayakkabı tamircisinden, büyük firmalara direk ayakkabı üreten, orta ölçekli fabrikalara kadar bir dolu müşterimiz var. İçinde bulunduğumuz ekonomik şartları hepiniz az çok biliyorsunuz. Halihazır da müşteri kaybetme diye bir lüksümüz yok, çünkü bu devirde ekmek aslanın ağzında bile değil, midesine indi nerede ise. Zaten yıllar yılı babamızdan aldığımız ahlak ve terbiye ile müşterilere güler yüz tatlı dil göstermeye her zaman gayret ediyoruz...
Müşteriler arasında çok esprili insanlarda var, yerine göre esprili yerine göre ciddi insanlarda var, ayrıca çok ciddi sadece işini düşünen insanlarda var. Dolayısı ile herkese her espriyi her yerde yapamıyorsunuz. Adamına ve yerine göre bu işler yürüyor...
Tamirci Faik Ağabey girer içeri’’Oooo Faik ağabey, hoş geldin ne var ne yok, bugünün en kıymetli müşterisisin sana firma olarak ödül vereceğiz ağabey ’’ Faik Ağabey ile yıllardır dostuz iyi bir dosttur’’ Çoook teşekkür ederim dostlar sağ olun var olun’’ arada gülüşmeler ’’ Bir bardak çay iyi gider hem de en kallavisinden’’ uzatırız çayı hem sohbet hem çay höpürdetmek...
Başka bir gün, zenne atölyeci si, Osman ÜnlüTürk girer içeri selam vererek ’’Vay Osman kardeş, soyadı güzel adam, hım en kıymetli müşterimiz gelmiş yine buyursunlar’’aslında çok temiz yüzlü düzgün karakterli bir arkadaş’’Yahu yapma böyle Ahmet Ağabey beni şımartıyorsun’’sazı alırım yine elime’’Yahu Osman şu soy adını birkaç aylığına ödünç ver de devlet dairelerinde kullanalım aslanım’’Osman elini çenesine götürür’’Olur ağabey niye olmasın tabi ki, hem de en kıymetli müşterinizim değil mi’’
Haftanın değişik bir günü yine tamircilerden bir firmanın sahibi Yusuf kardeşim girer içeriye’’Oooo Yusuf kardeş hoş geldin, en kıymetli müşterimiz ne var ne yok işler nasıl’’ el sıkışırız o arada’’İyi işte Ahmet ağabey ne olsun yuvarlanıp gidiyoruz kendi yağımızla kavruluyoruz sen de bizim en kıymetli ağabeyimizsin yani demedi deme’’
Bir başka gün İsmail Ağabeye iltifat ederken ’’En kıymetli müşterimiz’’ diye, o sırada içeriden biraz önce çıkmış olan Mustafa Usta bir şeyi unutmuş geri geldi, haliyle duydu tabi İsmail Ağabeye en kıymetli müşterimiz söylemlerini, sitem eder oldu biraz ’’Hani en kıymetli müşteriniz bendim pabucum dama mı atılıyor yoksa’’ deyiverdi. Ben de cevap hazır’’ Bütün müşteriler aynı kıymette Ağabey sen merak etme’’dedim. Alınganlığı geçti hemen’’Tamam o zaman tamam’’dedi...
İşte böyle bizim en kıymetli müşterilerimiz. Bu kelimeyi de yağcılık olsun diye değil ha kesinlikle, insanları sevdiğimizden söylüyoruz. Yoksa başka bir amaç yok. Hakeza en kıymetli müşteri en çok para veren olmamalı hiç bir zaman. Ne demişler atalar ’’Kiminin parası kiminin duası’’ Hayat hep bir dua değil mi birbirimize yaptığımız aslında...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.