- 708 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Keşke adaletsizlik sadece adaletle sınırlı kalsa !
1970 ’li yıllar bizim "yaşıtların" gençliği idi.
Bol bol kitap okuma "telaşı" vardı hem sağda hem solda.Herkes kendi meşrebince bir "anlam" peşindeydi!
Bu arada benim de birkaç kez okuduğum bir kitaptı Dreyfus Davası.
Fransız ordusunda Yahudi kökenli bir subay idi.Almanlara "casusluk" yaptığı suçlamasıyla 1894 yılında yargılanmış,ordudan atılmış ve 12 yıl sonra da yani 1906 ’da tekrar görevine dönmüştü.
Dönebilmişti.Geç de olsa hak yerini bulmuştu!
Ama kazın ayağı böyle değilmiş!
"Büyüdükçe" bu kararın başka olayların "tetikleyicisi" olduğunu öğrenecektim.Ki bunların en önemli bir Siyonist olan Theodor Herzl’in bu karar sonrası ilk "Yahudi Devleti" adlı kitabı yazmasına bu "karar" sebep olmuş,ertesi yılda 1897 ’de de ilk "Siyonist Kongresi" İsviçre’nin Basel şehrinde toplanmıştı.
Bu bir "Yahudi Devleti" talebini ateşlemiş,2 Kasım 1917 yılındaki "Balfour Deklarasyonuyla" da Filistin’de bir Yahudi devleti kurulmasının "taşları döşenmeye" başlamıştı.
İşte bugün Filistinliler buna "itiraz" etmekte yerden göğe kadar haklılar ama çok geç tabi.
Bu arada yazar Emile Zola’nın bu davayla ilgili yazdığı uzun mektubu (1898) yıllar sonra "Suçluyorum "adlı kitapçıkta okuma şansım oldu.
Defalarca okudum,okudukça da geçmişe bir yolculuk yaptım.Ve adil olmanın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu tekrar tekrar düşündüm.
Bir dava deyip geçemeyiz,geçmemeliyiz!
Bugün Filistinlileri yurtlarında "göçmen eden" olay /hareket Dreyfus davasıdır.
Uzun dönem mesleki olarak "adalet dağıtan" bir işle uğraştığım için de bu dava bana hep uyarı görevi yaptı.
Bir tür suflör de diyebiliriz:
-Dikkat et,adaletsizlik sadece adaletle ilgili kalmaz,başka olayların da tetikleyicisidir.Aklında olsun hep dercesine.
Ve aklımdadır bu "öğüt gibi olan" Dreyfus Davası.
Onun için adil olmak ve adalet peşinde koşmak herkesin talebi olmalıdır,sadece "hukukçuların" değil.
Kaldı ki geleneksel kültürümüzde hukuk,çok insani bir özellik taşımaktadır.İki sülalenin ya da "aşiretin" büyükleri,yıllar önce bir araya gelip,yemiş içmişlerse de "Bizim onlarla hukukumuz var" denir.
Yani sadece yasa maddesiyle sınırlı olmayan,bir tür iletişim,bağ anlamında kullanılan bir kavramdır hukuk ve adalet diyebiliriz !
Bence böyle sözün varlığı çok çok önemlidir.En azından benim dünyamda böyledir.
YORUMLAR
Eğer bizlerde okumuş olsaydık bugünlere böyle mi gelecektik anlamıyorlar işte içimiz de ki düşmanı hak hukuk un kalmadığı bir yerde başka ne ararsın ki çok güzel anlatın sevgili arkadaşım yüreğine sağlık.