- 1019 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
siz hala beyninizin yüzde 10'unu mu kullanıyorsunuz?
“Yüzyıllardır yaptığımız kitlesel yanlışları, beynimizin yüzde 10’unu kullanabildiğimiz inanışına sığınarak tatlıya bağladık. Fakat son yapılan araştırmalar gösteriyor ki, bu inanış tamamen hurafe... Aslında varoluşumuzdan beri beynimizin yüzde 100’ünü kullanıyoruz! İşin kötüsü; yüzde 100 ile yapabileceklerimiz bu kadar! “
Ne? Yapmayın canım! Bu inancınızı tüm insanlığa mal edemezsiniz sayın bilim insanları. Sizlerin bu kanaati olsa olsa asırlardır yere göğe sığdıramadığımız ve dünyanın gıptayla izlediği! ve "biz ne zaman adam oluruz?" sözlerinin hala hüküm sürdüğü bizim ülkemiz ve akıl almaz iflah olmaz insanlık dışı toplumumuz için söylenmiş olabilir ancak.
E bravo doğrusu nasıl da araştırıp bulmuş ve ortaya çıkarmışsınız böyle! Görünen köy kılavuz istemez tabi o da başka. Ben kendi adıma sizleri bildim bileli sizlere minnettarım. Dünya durdukça sizler var olun inşallah.
Şimdi “beyin” dedik de ister yüzde 10 unu ister yüzde 100 ünü kullanalım onun o muhteşem kıvrımlarında gezip dolaşan bin bir çeşit akıl oyunlarına şimdilik ne kimsenin aklı yeter ne de çözümün gücü ta ki bilim insanları “akıl okuma” buluşunu kesinliğe kavuşturana değin.
Çoklu kişilik ya da kişilik bölünmesi bozukluğuna dair bir çoklarımızın bilgisi vardır elbette. Bu konuya dair film izlemiş kitap okumuşluğumuz da.
Ancak bu ne bir filmden alınan sahneler ne de kitaplardan alıntılar. Dünyanın en ünlü çoklu kişilik bozukluğuna sahip William Stanley Milligan ‘nın insanı dehşete düşüren gerçek yaşam hikayesidir.
Tek bir bedeni, farklı zaman dilimlerinde tam 24 ayrı karakter-kişilik kullanır. her biri diğerinin varlığından haberdardır ama diğerinin yaptıklarını ve yaşadıklarını hatırlamaz.
Çoklu kişilik bozukluğu hastalığına sahip bireyler, genelde çocukluklarında yaşadıkları ağır bir travma sonrası, savunma mekanizmaları ile o olayları kendilerinin değil de bir başkasının yaşadığına inandırmak isterken, o olaydan soyutlanmaya çalışırken, bir başka kimlik yaratırlar. kendi ismi karakteri kişiliği ve hayatı olan bir başka kimlik... o kimliğin kendi bedenlerindeki varlığından haberdar olsalar da, beden o karakterde iken yaşananları hatırlamazlar.
1955 doğumlu olan william stanley milligan da, 8 yaşında cinsel istismara uğramıştır. bu travmadan kurtulmaya çalışırken de, hayatı boyunca milliyetleri, cinsiyetleri ve yaşları birbirinden farklı tam 24 ayrı kişilik oluşturmuştur. önceleri hafıza kaybı yaşadığı düşünülürken, daha sonrasında hiç kendi karakteri ile bağdaşmayan tutum ve tavırlar sergilemesi nedeni ile sorgulanmaya, yaptığını hiç hatırlamadığı hareketlerden suçlanmaya başlamıştır.
1977 yılında ohio’da, tecavüz ve silahlı soygun suçlarından tutuklanmıştır. ilk aşamada, polisler, nasıl ve ne şekilde tutuklandığını bilmeyen william milligan’ın rol yaptığını ya da hafıza kaybı sorunu olduğunu düşünmüşlerdir. daha sonraları doktorların muayeneleri ve terapileri sonrasında, teker teker tüm kişiliklerle-karakterlerle tanışılmıştır. dava sürecinde, saldırıya uğrayan kadınlardan biri, kendisine saldıranın william milligan olduğunu, ancak onun alman aksanına sahip olduğunu söyler. olayı sorgulayan polis ise ne olduğunu anlayamadığını, farklı zamanlarda sanki farklı insanlarla konuştuğunu hissettiğini söylemiştir. tanıklar, her seferinde farklı tarzda konuşan, farklı dilde konuşan, ya da farklı aksanla konuşan, farklı yeteneklere sahip, farklı oturan yürüyen davranan kişiler gördüklerini söylemişlerdir.
Dava süresince, milligan’ın harika bir aktör olduğunu savunanlar olsa da, dava sonucunda, ilk defa bir kişi bu hastalıktan dolayı suçsuz bulunmuştur. hırsızlık ve tecavüz suçlarını işleyen william milligan olduğu kanıtlanmış, ancak bu suçlardan sorumlu tutulmamıştır.
Asıl karakter william milligan iken, hırsılık yapan kişi yugoslav olan ragen, kadınlara saldıran kişi ise 19 yaşındaki lezbiyen adalana’ydı. asıl karakter olan william ile diğer karakterler ise bu ikisinin yaptıklarından haberdar değillerdi. bu olaylara ait en küçük bir anıları yoktu.
Dava sonrası, milligan uzun süre tedavi edilmeye çalışılmıştır. sahip olduğu kişilikleri tek bir kişide toplamaya çalışırlarken, doktorlar farkederler ki, milligan bunu çoktan yapmıştır ve öğretmeni yaratmıştır : the teacher.
the teacher, tüm kişiliklerin toplandığı karakterdir. ancak hayatının çok az zaman diliminde, the teacher tek başına varlık gösterebilmiştir. tedavilere rağmen diğer kişilikler sürekli olarak ortaya çıkmaya devam etmiştir.
Çok ilginç bir hastalık ve çok ilginç ve zor olan bir hayat...
Ve bu hayat 12 aralık 2014 tarihinde sona ermiştir.
YORUMLAR
DEVRİM DENİZERİ
Bilim bile bu konuda acizken..
Esenlikler
keoma
Keskinkalemzaman
Keskinkalemzaman
Keskinkalemzaman
Ben insanoğlunun zekasının binde birini bile kullanmadığı kanısını bir çok bilimsel makalede okudum,öyleyse yandık ,zekasının sonu buysa öldük:)))))))bir örnekte ben eklemek isterim,çoksal kişilk bozukluğu olan erkek hastanın 4 farklı kişilik yaşadığını evli olmasına rağmen arada ortadan kaybolduğu,sonra makyajlı bir şekilde ortaya çıktığı onu barda travesti olarak görenlerin olduğu bazen gay barlara takıldığı iddia ediliyor o inanmıyor taki garajında erkeklerle çekilmiş resimler ve kadınlara ait kıyafetleri bulunca doktora baş vuruyor,evli barklı adam ne hallere gelmiş:))))
zor rahatsızlık tabi,travmalara bağlı sorunlar olsa gerek yazı güzel ve bilgilendiriciydi,selamla.
Keskinkalemzaman tarafından 5/16/2017 8:46:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
DEVRİM DENİZERİ
Selamlar
Keskinkalemzaman
DEVRİM DENİZERİ
uzun süre ne ünlü hekimleri ve mahkemeyi bile yanıltmışlardır.