- 787 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YANLIŞ YAPAN ALTI SAAT YAŞAR
Üniversiteye kayıt yaptıktan sonra kalacak yer olarak amcamın evi seçilmişti.Buna itiraz edemiyordum,çünkü:’ Biz varken yurtta mı kalacaksın?’çıkışını yapan amcama karşı çıkma otoritesine sahip değildim.Mecburen ilk yıl onlarda kalacak;daha sonra özgürleşmenin bir yolunu bulacaktım.
Amcam,sert ve aynı zamanda despottu.Evde çocuklarının azraili gibiydi.Eve geç saatlerde sarhoş gelir;beş kızının ve karısının uyumadan tam tekmil esas duruşta onu beklemelerini isterdi. Çift karakterli gibiydi amcam; evde başka dışarda başkaydı. Dışarıda çok sevilen, saygı uyandıran aynı zamanda itibar gören biriydi.Pazar günleri bile granttuvalet giyinir, öyle çıkardı sokağa. PTT’ de sıradan bir memur olan amcam bu şık giyiminden ve kendinden emin vakur duruşundan dolayı pozisyon olarak yüksek bir mevkide Çalışıyor sanılırdı.
Ona çok öfkelenirdim içimden.Evdeki despot tavrından dolayı,dışarıda gördüğü itibar beni kızdırırdı.Hal böyleyken pazar günleri evden onunla birlikte çıkardık.O böyle isterdi çünkü...Küçük Ev denen sur dibindeki çay evi- park karışımı bir yerde oturur çay içer sonra ayrılırdık.
Bir pazar sabahı yine oturmuş çay içerken amcam birine seslendi:
--Ekrem! Hele gel gel..
Ekrem dediği kişi, 30-35 yaşlarında kumral biriydi,yaylanarak yürüyor.bakışlarıyla
etrafına sanki göz dağı veriyordu.Yanımıza geldiğinde.bakışları biraz değişti sanki.
Belli ki amcamın havası onun havasını söndürüyordu.
-- vayy! Avdıla (Aptullah) Abe!Hürmetler; ne yapisan abem benım! diyerek elini öptü ve yanımıza oturdu.
Amcam beni göstererek:
--Bak bu delikanlı benim yegenımdır, sizin okulda edebiyat bölümünde oxi(okuyor)
sahip çıkasan ha!
Ekrem:
-- Başım gözüm üstüne Avdılla Abe; emrın olur. derken başını saygıyla öne doğru eğdi.
Ekrem sonra bana yönelerek:
-- Ben dekanlıhxta sekreter olarak çalışiyam. Yazıciyam yani.. Bi derdın olursa beklerem ha! Dekanlıh binasında Ekrem Çınar dedın mi, herkes tanır...
Bunları söylerken göz ucuyla da amcama bakıp onu memnun ettiğini görünce, yüzüne mutlu bir ifade yayıldı.
Neyse bir süre sonra ben onları orada bırakarak ayrıldım. Aradan birkaç ay geçtikten sonra bir gün amcam:
-- O Ekrem kabraği(kadın satıcısı:işe yaramaz, üç kağıtçı anlamlarında kullanılıyor)sana sahip çıhxi mi(çıkıyor mu.) diye sordu.
-- Yoo! O günden sonra hiç görmedim . diye cevap verdim.
Bir hafta sonrasında-Demek ki,amcam Ekrem’i bir güzel fırçalamış- bölüme sınıfımın kapısına kadar geldi.Beni sınıftan aldı ve birlikte okul kantinine indik.Ekrem,biraz bozuk yürüyen,elinde sürekli tesbih salllayan, ayarsız konuşan kaba-saba biriydi. Çay alıp bir masaya oturur oturmaz bana
bakarak:
-- Yegenım,nasılsan!
-- İyiyim Ekrem Abi. Sen..
--İdare ediyıh işte! saan(sana) bi yanlış yapan var mi?
-- Yok Ekreb Abi ne yanlışı.
-- Yanlış yapan varsa söle biletini keseyim
-- Nasıl yani?..
-- Yanlış yapan altı saat yaşar, anladın?
Cevap komiğime gitti. Biraz daha deşmek için:
-- Niye altı saat Ekrem Abi? dedim.
Kafasını biraz geriye kaykıltarak ve ağzını yayarak:
-- O kadar da gaddar degılem. Getsın anasi babasiyle helallaşsın lo! Ondan sonra geberteyim kabraği!...
İşte o sert ve despot Amcamı, bana yaşattığı onca sıkıntının yanısıra bu fıkra gibi olayı yaşamama sebep olan biri olarak düşünürüm ve kızgınlığım biraz hafifler.
BEDRİ KARAARSLAN
YORUMLAR
evet bence de ana ve babasıyla vedalaşsın çok güzeldi
araya şivelerde atmışsın mükemmel olmuş
yüreğine sağlık