- 1530 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ÜÇ KURUŞLUK İNSANA BEŞ KURUŞLUK DEĞER VERİLİRSE, ARADAKİ İKİ KURUŞA ATASINI BİLE SATAR.
Bu ülkede aklı başında olan bir avuç insan, onlarca yıldır Atatürkçülük adına bu milletin siyasi tarihine ve tarihi şahsiyetlerine dönük aşağılama politikalarının yanlış olduğunu, bunun yansımalarının çok ağır olacağını her şart ve koşulda yüreklice söylerken, birileri de o insanların ne yobazlığını bıraktı, nede Atatürk düşmanlığını. Neticede bu gün gelinen noktada televizyon kanallarından Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine dönük ağır söylemler ve hakaretler alenen yapılır oldu.
Peki,günümüzde yaşanan bu olumsuzluğun sorumlusu mevcut hükumet midir?!’’ Muhtemelen mevcut hükumetten haz etmeyenler olan biteni iktidar partisine fatura ederek işin içinden çıkma kolaylığı gösterecektir. Nihayetinde mevcuttaki ana muhalefet partisi de bu kolaycılığı gösteriyor.
Kamuoyunda çakma Atatürkçü diye bilinen bazı kesimlerde, her zaman yaptıkları gibi görsel ve yazılı medya üzerinden (derin tarih) adlı o programda Ataya hakaret eden tarihçileri meczup ve yobaz olarak tanımlayarak, olayı sonuca bağladılar. Yani olayın sosyolojisini toplumsal psikolojisini, neden sonuç ilişkilerini irdelemeden ve sorunun genetik kodlarına girmeden kendilerince son noktayı koydular.
Oysa, ne Atatürk, ne Osmanlı padişahları, nede diğer tarihi şahsiyetler birbirinin karşıtı olmadığı gibi birbirinin alternatifi de değillerdir. Yüzlerce yıllık, tarihi her şahsiyet, bu milletin gönlünde müstesna bir yere sahiptir.
Cumhuriyetin ilanı ve özellikle de Atatürk’ün vefatının ardından gizli ve gizemli siyonist yapılarca sistemli bir şekilde yüce Türk milletini siyasi ve kültürel köklerinden koparmak için akıl dışı bir planlamayla binlerce yıllık tarihi geçmişi olan Türk halkına 94 yıllık bir tarih biçtiler.Yani ülke insanlarına,1923 den öncesini tanıma, geçmişini inkar et, tarihini yok say, ceddinden utan dediler.Ve açıkçası sistematik bir şekilde yürüttükleri kötüleme kampanyasıyla geçmiş devlet büyüklerini hain olarak tanıtıp insanların zihin algılarına bunu kodlamayı başardılar. Nihayetinde insanları öyle bir noktaya taşıdılar ki, kendi ceddine atasına söver hale getirdiler. Bu şuursuzluğun tehlikeli boyutlara ulaştığını dile getiren bazı insanlar bunun çok ciddi sosyolojik sonuçları olacak bir millet siyasi ve kültürel köklerinden koparılırsa çatışmalar kaçınılmaz olur dediğinde ise yine o beyni yıkanmış meczup insanların tepkisiyle karşılaştılar.
Neticede bu ülkede başbakanlık yapmış merhum Bülent Ecevit,tarihi bir yanlışı düzeltmek adına, Vahdettin hain değildi itirafında bulunmuştu.Ve 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel de Cumhuriyeti yaşatmak için Osmanlı devleti kötülenmiştir, binaenaleyh bu fevkalade yanlış olmuştur. Diyerek uygulanan siyasi ve tarihsel politikaların doğru olmadığını devletin en üst düzeydeki siyasetçileri olarak itiraf etmişlerdir.
Gelinen son nokta da doğru bir kararla Atatürk’e hakaret eden tarihçiler için hukuk süreci başlatıldı. İyi de, bu milletin tarihine ve Anadoluyu Türklere açan Hakanlarına, çağ açıp çağ kapatan Padişahlarına, Osmanlı devletini imparatorluk seviyesine taşıyan tüm hükümdarlarına ağza alınmayacak hakaretleri eden alçakça ve ahlaksızca iftiralar atan.Tarihi yaşanmışlıklarla hiç bir ilgisi olmayan abuk subuk olayları tarih diye kaleme alan sözde tarihçi yazarları ne yapacaklar?!’’Öyle ya o kanı ve sütü bozuk sahte tarihçiler, iftira kusan kalemleriyle yıllarca sözde Atatürkçülük adına Mustafa Kemali bu millete, din karşıtı, Müslüman düşmanı gibi gösterdiler.
Hatta onunla da yetinmeyip halkı hizaya sokmak ve istedikleri pozisyonu aldırmak için insanları Atatürk ile korkutup, onu sopa gibi kullanarak,toplumu sindirilip susturdular. Bu sayede yüce Türk milletini seksen yıldır ekonomik manada iliklerine kadar sömürdüler. Öyle ki,doksanlı yılların sonuna gelindiğinde binlerce yıllık imparatorluk geleneğinden gelen yüce Türk devletini sosyal ve ekonomik anlamda birkaç yüz yıllık geçmişi olan, adı sanı duyulmamış ülkelerin gerisinde bırakıp, ülkeyi yetmiş sent’e muhtaç hale getirdiler.
Bu ülkenin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e ve başta Osmanlı devletinin hükümdarları olmak üzere tüm tarihi şahsiyetlerine hakaret eden üç kuruşluk sözde tarihçilere beş kuruşluk değer verilirse aradaki iki kuruşa bu milletin atalarına hakaret edip iftira dolu seviyesiz sözleri ile, ülkenin tarihi şahsiyetlerini birbirinin düşmanı ve karşıtıymış gibi gösteren sinsi yazılarını yazmaya devam ederler.
Bu nedenle bu tür meczupların ve onların üst akıllarının zehir kusan kalemleri dikkate alınmamalıdır. Alınmamalıdır ki,milletimiz gönül rahatlığıyla hem Türkiye Cumhuriyeti devleti ile, hemde tarihteki tüm Türk devletleri ve tarihi şahsiyetleri ile gurur duyup birlik beraberlik içerisinde yaşayıp mutlu olsunlar. Böylece ülkemiz içinde olduğumuz 21. yüz yılda Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret tetiği muhasır medeniyet seviyesine ulaşıp dünyanın gelişmiş en güçlü ülkeleri arasındaki hak ettiği yeri alsın.
Serhat BİNGÖL 11.05.2017
YORUMLAR
Sevgili Serhat.
Benim öfke ile Keleme aldığım aynı konu ile ilgili yazıma nazaran çok daha anlaşılır ve kırmadan dökmeden ama konuyu daha anlaşılır bir şekilde ifade eden bu güzel yazından dolayı sana tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
Baştan sona nefesimi tutarak okudum. Kah gözlerim doldu kah yüreğimden yangınlar yükseldi her gün bir yenisinin eklendiği bu meczup ve zavallıların arasında yaşamak zorunda olmanın acısından. Bunlara cevap vermeyi bile yakıştırmam kendime.
Her zaman derim tarihçilere güvenmeyin yazılanlara inanmayın diye. Bir de yarınlara hala her şeye iyimser gülümseyen yüz ve umutlu güzel sözlerle bakanlar yok mu! İşte o zaman olan aklımda gidiyor başımdan! Ne zaman akıllarını başlarına toplayıp samimi dürüst bir şekilde gerçeği görebilecekler?
Çok değerli Serhat BİNGÖL hocam hangi paragrafını yorumuma sığdırayım...Her biri bir kocaman bir gerçek ve değer.
Ömrünüze bereket. Selam ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
haklısın gardaş...... çok hoş bir yazıydı...... eşeğe gem vurursan kendisini at sanır....saygılarımla
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
İki yanlış bir doğru etmez der eskiler ya da iki yanlıştan bir doğru çıkmaz!
Nasıl birileri 623 yıllık Osmanlı'yı "paranteze" aldıysa,birileri de tam tersi noktada Cumhuriyet'in birikimlerini yok saymaya,"paranteze almaya" çalışmaktadır.Bu iki yol da çıkmaz sokaktır.
Osmanlı da bizim geçmişimiz,M.Kemal Paşa yani Atatürk de silah arkadaşları da.
Tarihi akışı içinde ve "olgular "üzerinden anlamak /anlamlandırmak bence en doğrusu.Ecevit'in Vahdettin'le ilgili dediğini o yıllardan biliyorum ama çok sonraları M.Kemal Paşa'nın Anadolu'ya çıkarken "Fahri Yaveri Hazret-i Şehriyari" ünvanıyla yani "padişahın onursal yaveri "sıfatıyla vapura bindiğini öğrenecektim.
Kısaca anlamak gerek,"hakaret "etmek değil.
Ve tarihin en nazik konularında uslüp çok önemlidir ayrıca."Uslüb-u beyan aynıyla insan" sözündeki gibi.
Yazınız bence düşünmeye /anlamaya davet gibiydi.Davete icabet edilirmiş diyeyim.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
Nalıncı keseri gibi çıkarları doğrultusunda yontanlar tarihin yüz karasıdır...
Atatürk gibi bir şahsiyete laf söyleyen,Atatürkçüleri "ATA PUTÇU" diye adlandıran karakter yoksunu insanlar maalesef ki onun kurduğu cumhuriyetin nimetleriyle özgürce bu çirkin düşüncelerini dile getirebiliyorlar.
Objektif yazılmış değerli bir yazı.. Teşekkürler Serhat bey
Selam ve sevgilerimle
Serhat BİNGÖL
Dünyanın hiç bir yerinde bir ülkenin geçmişi, tarihi dönemleri ve liderleri ile o ülkenin son dönemi ve liderleriyle mukayese edilmez ve edilmemelidir. (en azından bildiğim ülkelerde böyle bir mukayeseye rastlamadım.) Çünkü bir ülkenin siyasi tarihi, dönemsel olarak farklılıklar içerse de o ülkenin tarihsel siyasi uzantısının, bütününü oluşturur.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.