- 376 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Fransa'ya Fransız kalmayalım !
Dilimize 1970 ’lerde giren ve daha çok da sol yelpazedeki "eylemi /pratiği önemseyip,teoriye yeterince önem vermeyen anlayıştan "türeyen bir deyimdir Fransız kalmak.
Anlatılan bir konuyu anlayamamak ya da herhangi bir konudan uzak durmak / kalmak anlamında kullanılmaktadır günümüzde de.
Bugün Fransa’da C.Başkanlığı seçimi yapıldı.
Saat 21 ’de yapılan ilk sandık sonucu anketlerine göre,kendini "merkezde /liberal" olarak ifade eden E.Macron oyların yüzde 65.1’ini,"Ulusal Cephe "lideri M.Le Pen de yüzde 34.9’unu almış.
İlk anda Fransa derin oh çekti !
Sanırım bize de düşer bunu yapmak.
E.Macron,daha merkezde ve AB değerlerine bağlı bir yol izleyeceğini açıklarken,Lep Pen ise "yabancıları ve özellikle de Müslümanları "sorunların esas kaynağı olarak görmekte olduğunu beyan etmektedir.
İlginç olan da şudur bence.
Fransa gibi "yerleşik" partilerin çok olduğu ülkede,ilk kez partisiz birinin C.Başkanı seçilmesi araştırmaya,incelemeye ve değerlendirmeye değer bir durumdur.
Her sade insanımızdan,işi siyaset yapmak olan kişilere kadar bu seçimlerden öğrenilecek çok şey var diye düşünmekteyim.
Kısaca bu seçimlere "Fransız kalmamız "söz konusu olamaz /olmamalı da!
Benim ilk çıkardığım sonuç şudur:
Değişen dünyada,artık eski slogan ve alışkanlıklarla siyaset yapmak imkansız hale gelmekte,Mevlana’nın neredeyse 750-800 yıl önce dile getirdiği sözleri de çok daha anlamlı hale gelmektedir.
-Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım !
Bu arada Gini katsayısına göre gelir adaleti yönüyle dünyadaki üç iyi ülkeden biri olduğu da aklımızda olsun:(2016 yılı )
En düzenlisi 0.244 puanla İzlanda,
İkincisi 0.294 ile Fransa,
Üçünçüsü de 0.302 ile G.Kore !
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.