- 741 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Roza'nın Sesi
Gökyüzü kollarını iki yana açmış, Roza’nın onu kucaklamasını bekliyordu. Bir yandan da kuş sesleri doluyordu Roza’nın o ufacık yüreğine. Roza daha yeni bir güne nasıl başlayacağını bilmiyordu. Güneşin nasıl doğduğunu, çocukların gülümsemesini, rüzgarın sesini ve dışarıdaki hayatın onu nasıl beklediğini bilmiyordu. İçinde yılların vermiş olduğu acılar biriktirmişti. Roza en son kendisine söz vermişti. Kendimi bir daha asla üzmeyeceğim demişti. En yakın zamanda bunu uygulamak üzere notlar alıyordu. Roza’nın sevgisi yıllar öncesine dayanıyordu aslında. Roza’nın sevgisine bağlılığı bir toprağın yağmurla birleşmesine benziyordu. Ama Roza güneşin doğuşuna aşıktı. Oysa güneşin doğuşunu hiç görmemişti. Hep bir düş vardı Roza’nın içinde "güneş bir gün benim içinde doğacak" ve hep bu düşün gerçekleşmesini istiyor ve inanıyordu. Roza güçlü bir kadındı, çok zorluklar görmüş çok eziyetli bir yaşam sürdürmesine rağmen, Yüreğini hep sevmekten yana tutmasını biliyordu. Roza direnmeyi seviyordu. Direnmek ve Roza bir bütün gibiydiler.
ibrahim dalkılıç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.