Aforizmalarım. 2. Bölüm
47. İnancı insanların bulup bulmadığı şüphelidir, fakat bâtılları şüphesiz onlarındır.
48. Sen gülü koklarken diyorum, bende seni koklasam ikinizin de kokusunu aynı anda alabilirmiyim.
49. Hiç altın ve ipek görmemiş bir insanı, cennette altın saray ve ipek kaftanlarla dine davet etmek meşakkatli bir yol.
50. Zenginlik deyince akla ilk gelen maddiyat oluyorsa, alçak gönülün yüksek ego karşısında ne kadar geri kaldığını gösterir.
51. Yetenek mücadele ve zekanın etkin birleşimidir, bunların olmadığı yada yetersiz kaldığı durumda hala yetenekli görünüyorsan bunda iç değil dış katkı vardır. Ya seni yetenekli göstermeye çalışan bir güç, ya da gözleri kör eden ahmaklık vardır.
52. Ayrılığa geliştirdiğimiz korku türü ölüme oranla daha ürkütücü güçtedir. Zira ölüm allah emridir değiştirilemez mutlak olandır, insan zihni bunu en arka odalarında kapalı tutsa da kabul etmiştir. Fakat ayrılık bizim için neticesi beklentili dutum değildir, insan kararıdır ve herzaman değiştirilebilir.
53. Birleşim ayrılığı, ayrılık ise birleşimi unutturur..
54. Sayısız kusur sahibi kusursuz varlıktır insan...
55. Başkasına gereğinden fazla değer vermek senin kendi değerini düşürürmüş öyle diyorlar. Peki gönül seni senden silerek üzerine başkasını yazarken bu bahsi geçen gereği kadarın ölçüsü ne kadardır kim söyleyecek?
56. Bizim çocukluğumuzda önümüze bilgisayar koysalar aptalca bakar dururduk. Tıpkı şimdiki yeni nesil çocuklanın bizim çelik çomaklara bakacağı gibi..
57. Martı romantizmin sembolü iken karga nasıl çirkinliğin oldu ? Hani görünüm değil karakterdi muhim olan. Karga kadar karakterli ve zekimidir martı dersiniz..
58. Deneyim ve aklın ulaşamadığı yerlere duyguve içgüdü ulaşır, tamam yanılır kandırılır fakat illa ulaşır..
59. Korkunun ecele faydası yokmuş, peki ecelin korkuya varmı ? Ne alakasız şeyleri birleştirip bizim gücümüz dışındaki şeylere kaygılar üretiyoruz. Yaşam bile ölümün tam zıddı iken seni köprü yapıp birleşiyor biz neden birleşip kavuşmayalım yar.
60. Duygularımı diğer bütün duygulanımlarımdan öteye geçiren benmiyim senmi ? Gözlerim bakarken gözlerine , hislerime bu kudrette boyutu kazandıran sırf ben isem neden tahtaya yogunlaşamıyorum ? Neden sen yok iken ben yine aynı benim de, neden bir başkası sen olamıyor ?
61. Her kişi su gibidir, tatmadan tuzlumu tatlımı bilemessin..
62. Af dilemek, Artık kör ettiğin insanı enfes bir mehtaba çıkarmak gibi bir şey bu, çıkandan çok çıkaranı ilgilendiren.
63. Doğada hiçbir işe yaramayan ot gibi var olmak isterdim. Ne yararım olsun kimseye ne zararım, öyle sebepsiz ve gereksiz, var veya yok olaydım.
64. Bazı insanlar bir hatamızdan dolayı büyük bir hak elde ederler, sonrasında bu bir hak ile defalarca haksızlık etmekten rahatsızlık duymazlar.
65. Eğer sensizlik kadar dayanılmaz olsaydı bensizlik, ne ben gelirdim ne sen, ikimiz arası ortada bir yerde planlayıp isteyerek karşılaşır tesadüfen buluşurduk..
66. Meşe palamutunun ben neden elma ağacı değildim diye isyan etme hakkı varmıdır ? Ya da en azından taşlanmıyor olması kazancımıdır meyvesizliğinin.
Peki bir elma ağacına göre baltaya yakınlık oranını karşılar mı bu kazanç ? Her mevsim taşlanarak yaşamaktansa bir defa yanmak daha mı iyidir yoksa aynur ?
67. Siyah taşın beyaza etkisi yok, ne o diğeriyüzünden beyaz, ne diğeri onun yüzünden siyah.
68. Beton minicik denecek kadar kumların bir araya getirilmesiyle oluşturulur evet. Ama beton ile taş ile döşeli yolun altında dahi yumuşak bir toprak var, senin derininde bu yumuşaklık neden yok aynur ?
69. Gönlüme giriş için binlerce yol var, çıkışta tüm kapıları ben kilitliyorum.
70. Aklı bir şeye ikna etmek için büyük bir mantık gerekir. Gönülü ikna için küçük bir güzel bakış ve minicik sevgi yeter.
71. Kârı en yüksek derecede bir fikir pezevenkliğidir siyaset. Kendi düşüncelerini başkalarının hoşuna gidecek soylemler ile süsleyip tellallığını yaparak elinde mikrofon meydan meydan Satarsın.
72. Biz insanlar fiziki temaslar , duygular ve benzeri tüm bağlarla birbirimize bağlıyız. Bu anlamda herkes iç içe geçmiştir. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan köylünün abd başkanına kadar uzanan bir tanıdık silsilesi vardır. Kimi belki daha kısa kimi uzun yolda bu zinciri kullanarak tarladan selamını başkana iletebilir.. Basit bir örnek,; köylü muhtara, muhtar kaymakama, kaymakam, valiye, vali, iç işleri bakanına, bakan başbakana, ve başbakan amerikan başkanına bu selamı iletebilir. Ama kim neden bu tezle uğraşsın değilmi, insan değilmiyiz gülerler adamaJ
73. Kara sevdalıların bir kaderi varsa, o da tek kişiye tüm kalbi ile boyun eğip gelecekteki sevgi ve sevgililerin nimetlerini kaçırmak..
74. Herkesin ortasında çırılçıplak halde boğazım yırtılırcasına bağırmak istiyorum, ama kimse beni görmeyip duymamalı..
75. Eğer güçlüysen en küçük merhametin ve duyarlılığın üstün bir nitelik kazanır. Zayıfta bu vasıflar acziyete dönüşür, en iyi ihtimalle değerinde değildir. Kudretliysen tüm dünya vicdanını över, zayıfsan ve acırsan acınacak hale düşersin..
76. İnsanın el ayak hareketleri veya göz kırpışları kadar doğal olan aşağılık taraflarına ihtimal tanımayan benim gibi kişiler. Sevdiği tarafından üzüleceklerini pek düşünmedikleri için, diğer durum ve ihtimalleri göz önünde bulundurup değerlendiren kişilerden daha konforlu yaşarlar ilişkilerini. Ancak kötü senaryo ya hazırlıklı olmadıklarından dolayı beklenmeyen yarayı aldıklarında toparlanmaları güç olur..
77. Bütün bu yaşadıklarım bir rüya olsa afrikada sefil bir kabilede elinde çomağıyla ateşi karıştıran meczup bir kocakarı olmaya razıyım..
78. Yarı sıcak yarı kaçamak ve çekingen tavırlarına bakınca duygularını açık şekilde göstermekten utanıyor sanmıştım. Oysa böyle davranarak duyguları varmış gibi göstermeye çalışıyormuş..
79. İnsan her ortama uyum sağlayabiliyor. En kötü ihtimalle sağlamış gibi yapıyor. Evet bukalemun gibi renk değiştirmiyor fakat oranın bir parçası olmak için bukalemuna dönüşebiliyor..
80. Kadın vadedilmesini sever, en güzel vaatleri verip çokta zor olmayan ikna sınırını aştığın zaman, o kadın ne güzeldir o an. Sonrasında kuvvetle muhtemel ayrılınılacağı için kadın vaadi erkekte kadını unutacaktır. Aksi istisnadır.
81. Tek bir insanın üzüntüsüne onunla beraber üzüldüğümüz gibi yine bir başasının sevincinede ortak olabiliyoruz. Biraz daha genele yayarsak bir kişinin acısıyla aynı anda ağlayıp yine bir veya birkaç kişinin neşesine milyonlar ortak olabiliyor. Bu düğün ve cenazelerde birer örnek olarak karşımıza çıkar. Birde tum ülke olarak bu duyguları aynı anda hissetme örneğine ise milli musabakalar uygun düşer. Milyonlar aynı üzüntüye boğulup aynı neşeye gark olabilir.peki tüm dünya insanlarını aynı benzer dayanışmada neden göremiyoruz neden bu dağınıklık? Hemen söyleyim, çünkü henüz uzaylılar saldırmadılar..
82. Bir müzik aletinin çıkardığı sese durduk yerde ağlayabiliyorsa insan, yaşam ne kadar güzel olabilir ? peki aynı aletin mesela bir bağlama telinin on dakika sonra başka bir ritmle insanı pür neşeye boğup oynatmıyor mu hani. Hepimiz doğuştan ruh hastası olmalıyız..
83. Duyular duygular olmadan zavallıdır.
Sevilen insan duyulardan uzaktaysa eğer duygular onun hayali işlevini devralır. Görüyormuş gibi hisseder ve dokunuyormuş duyuyormuşa yüklenir.
Bu hayali çaba bir parça haz verir elbette, tıpkı kafesteki kuşun kendini sonsuz orman içinde hayali gibi.. fakat hayalden çıkıp gerçeğe her sert düşüşünde o kafes daha dar çok daha kötüdür.. duyular, duygular olmadan kendi varlıklarını mekanikten öteye taşıyamaz.
Baktığımız güzel bir gül göze güzeldir kokusu da hoştur fakat duygular olmadan o bir hiçtir. Başını okşadığımız köpek dahi elimizden çok duygusunu hisseder.
Duygu olmadan her müzik bir baş ağrısı sebebidir. En güzel eylemlerde olduğu gibi en sapkın davranışların bile kendi içinde bir duygu barınımı vardır..duygular duyuları bir alet gibi her yönde kullanabilir, duyular duygulara yön veremez.
Randevu evindeki bir kadın da haz yoktur artık, fakat o dahi varmış gibi yapmak zorundadır. Çünkü o zaman rutin işinin daha kısa sürede biteceğini bilir. Duygu varmış gibi yaparak karşı duyguyu yükseltir. Masturbasyonda dahi orgazma ulaştıran el değil zihin ve onun ürettiği duygudur.
84. Gözyaşarımı her olayda hazır bulundurmak çocukluktan kalan kronik alışkanlığımdır.
85. Bedenime her dokunan bana dokunamamıştır. Koynumda yatanların birçoğu hemen yanımda değil başka kıtalarda uyumuşlardır.
86. Yar önünde eğilip yumuşaman gereken biridir. Ona sertleşecek bir şey varsa o da... erkekler anladı beni..
87. Gönül kadın gibidir. İçine ilk gireni asla unutmaz
88. İnsan ilişkilerinde duygular her şekli alabilen bir oyun hamuru gibidir. Duruma göre oldukça yumuşatıp en hassas yanını sürteriz karşımızdakine, bazen ise tunç bir ok ucundan daha sivri hale getirir en derine batırırız..
89. Bazı sevgiler vardır minicik çapına rağmen sahibi tarafından küçük motorlu araca büyük egsoz takılmış gibi bağırtılır durur. Ne zamanki verdiği güven hissiyle ardına takılır ileri bir hamle yaparsın ve bir yola çıkarsın, o zaman seni olduğun yerde koyar ve iki adım geride kalarak hala gürültüsü devam eder..
90. Gönlünün başka erkek duygusuna değmişliğinden daha çok kirletir kadını teninin değmişliği. Kadın ise farklı düşünür, erkeğinin ten tecrübesi nekadar olursa olsun takmaz hatta hoşuna bile gider. Fakat ilk beni çok beni sevsin ister. Kadın için erkeğin daha önce kiminle olmuşluğunun önemi yoktur, o an onunla olmasıdır mühim olan. Erkek için yine bunun tam tersidir, belki iyi gizler fakat hep zihninde biryerlerdedir..
91. Güzel bir kuş bakana sıfır çana karşılığında dünyanın hazzını verir. Denizler, dağlar, gökyüzü ve dahası tabiat. Varlığı dışında hiçbir çanası olmamasına rağmen bize ne güzellikler sunarlar.. tıpkı sevgili gibi..
92. Sevgiyi sahibine yeterince gösteremedikten sonra dünyanın bütün bilbordlarını kiralasan ne.. ama şimdi öyle olmuyor, seviyorum demeye bile lüzum yok günümüzde, bilbordlar her şeyi hallediyor..
93. Bazı insanların soğuk betonlardan farkları hareket edebilme ve konuşabilme becerileridir.duygusuz ve soğuk olmalarına rağmen biz onları hiç olmadıkları sıcak renklere boyarız. Sonra boyamız biter, tüm renksizlikler görülür..
94. Doğmak ile ölmek vadisinde, az önce ile biraz sonra algısı arasından akıp giden yaşam çayının içinde belirsizce sürüklenen canlıdır insan.
95. Her şeyi değiştirecek gücü yoktur hayatta insanın. Her şeyin bizi acınası halde değiştirmemesi içindir tüm çabamız..
96. Bir sonuca karar vermiş kimselerin maddi endişesini netice, manevi kaygısını vicdan çözer..
97. Bir arada yaşama mecburiyetimizi bu sorumlulukla kutsanmışız yalanıyla süsleriz. Eğer öyle ise neden ilk fırsatta mangalı alır dağlara kaçarız..
98. Kendini bil kendini tanı... bilecek ve bilinecek aynu kişi ise bu zormudur kolaymı ? ne derece objektif olabiliriz ruhumuza...
99. Türklerin umumi tuvaletlerinin kapısına not defteri bırakmak lazım.. aklınıza geleni yazın, yazınki dünyayı değiştirelim artıkJ
100. Beni yanlış anlamanı istemem, beni doğru anlamanı da istemem. Aslında beni anlamanı istemem..
101. Sevdiğine giderken gönül karar verir, işe giderken mantığın..
102. Benmi hislerimi büyüttüm hislerimi seni..
103. Gül gibi yaşadık ilişkimizi, öyle güzel öylesine alımlı ve öylesine kısa ömürlü..
104. İnsan ilişkilerinde duygu ve hislerin düşmanı yalan senaryolar değil gerçekçi rollerdir..
105. Duygularını ayrılık öncesinde sonlandırabilen taraf, gönlünün kodlarına bunun için işlenmiş acılara tabi olmazlar.
106. Eski duygularımızın çoğu gönül ve ruh içinde varlıklarını sürdürürler. Eski oyuncaklarımızı gördüğümüz an çocukluk heyecanlarımız yılların ötesinde ansızın geri geliverirler..
107. Gönül aklı bir alet gibi kullanamaz. Ne kadar zeki olursa olsun seven insan bu zekayı kapsamlı şekilde işletemez. Çünkü gönül hemen önüne çıkarak kendi konforunu bozacak kadar mantıklar sonuçlara ilerlemesine izin vermez aklın...
108. Ayrılığı düşünmek ayrılığın kendisinden daha çok acı verir. Düşünmemek için ise bizatihi düşünen yanının,
yani aklının duygularından güçlü olup onun etkisine direnmesi gerekir..zira güçlü akıl iyi şeylere olduğu gibi kötü olanlara da sınır koyar.
109. Hislerin çekim gücü kudurgan bir girdapa benzer. Akıl ise tam donanımlı bir gemidir böyle durumda. Kendini bu girdapa kaptırdığın vakit aklın tüm üstün donanım nitelikleri faydasızdır artık..
110. Ayrıldık.
Her günüm bir ömüre bedeldi evet, fakat seninle olmam gerektiği kadar olamadım ki ben.şimdi mantıken hiçbirşey bunu gerektirmiyorken neden hala sevmeye devam etmekteyim.. seninle olmam gerektiği kadar olamadım evet ama sevmem gerekende fazla sevdiğim muhakkak.
Malesefki benim buna son vermem senin ilişkimize son vermiş olman kadar kolay değil. Sana ola sevgimin çıkış noktasını gönlümün içinde saklıyor mantığım görünmez bir kamçıyla işkence etmesine rağmen yerini ona soylemiyorum.
Aranan bir suçluya yardım ve yataklık yaparak Aklen yasadışı bir suça bulaşaryor fakat duygusal bir kurala uyuyorum..
111. Sevgilim, aşkım hayatım ve benzeri tüm söylemler, sevgiyi ifade etmek ve sevilme ihtiyacı hissini körüklemek adına yapılan nerde başlayıp nerede biteceği belli olmayan insan tezahuratlarıdır. Sevgiyi duyma ve duyurma adına yapılan mücadelenin en yalın biçimidir.
112. Sen beni terk etmeye bende kendimi öldürmeye karar verdim bugün. Benim için neticesi aynı olacak kararı ikimizde farklı eylemler yoluyla almış bulunuyoruz..
113. İnsanın maddiyat ve maneviyattan başka zenginleşip fakirleşeceği husular yoktur. Maddi kayıplar bir başka işte tekrar kazanılabilir hatta eskisinden daha da varlık gücü sağlanabilir. Fakat maneviyatını birkez kaybeden kişi çok şey kaybeder ve tekrar kazanımı çok zor olacaktır..
114. Davul bile dengi dengine derken burada anlatırlamk istenen felsefe nedir? Davul bu tabiî ki dengine vuracak. Sanki normalde cok ritmsizmiş te o bile dengine demek anlamsız.. birde iyi insanlardan bahsederken verdiğimi örnek; öyle iyiki hani ensesine vur önünden ekmeğini al derler.. şiddet uyguladığında hakkı olan lokmasını yiyebildiğin kişimidir iyi insan..
111.Canın cânânı bulması demek sevginin karşı gönülün sevilme hissi ihtiyacı içine varıp orada çöreklenmesidir.
112. Her şey bir alışverişten ibarettir yaşamda.
Dünya maddi manevi her şeyi barındıran büyük bir alış veriş merkezidir.. doğduğumuzda hemen ilk nefesi bir borç olarak atmosferden alır, ölürken son nefesi yine ona bırakırız.. hemn her şey bir alıp verme üzerinedir. Güzellikten önce bir e alır sonra ilgi ve sevgi veririz. Beni seviyormusun dan sonra eveti alır gönül rahatlığıyla ödemeyi yaparız. Bende seni.. hep bir bencilik i lakin fark edilmez, o sebep sistemin dilde kullanış biçimi bile alışveriş sıralmasında işler. Alışveriş yapılır, Veriş alış değildir..
113. seni unuttuğunu bildiğin kişiyi düşünmek seçilen hayal ve hatıraya göre değişen bulaşıcılığı olmayan bir sevda hastalığıdır..
114. duygusal berdel iki insanın en büyük gönül başarısıdır.
115. En büyük becerim kendimi bir oduna bağlayabilme yeteneğim. Hem öyle deli bağlıyorum ki kurtulmaya çalıştığımda ben dahi çözemiyorum. Eşek’lik bende desem bu kendime düpedüz hakaret olur bilirim. Zira eşeği bir başkası bağlar, oysa ben kendim kendimi bağlayabiliyorum..
115. Gerçeğe iknaya çalışmak yalana inandırmaktan zordur..
116. fiziksel temasımız hiç olmasa da duygusal olarak iç içe geçmiştik
117. Seninle iken tüm yokluklar varlığına dönüşürdü. Tamamın tamamlardı eksiklerimi. Sensizken bütün var olanlar yokluğuna sürükleniyor, eksiğin eksiltiyor tamam olanları.ya sen her şeyden yapılmıştın ya her şey senden.. söz konusu bir sen vardın, konusu söz olan oldun şimdi..
118. O son sözünü söylediğinde, sen daha ilk sözünü edememiş gibi kalırsın. O her şeyi bitirir, sen daha hiç başlamamış olursun..
119. Akıldan gönül için istediğin kadar izin alabilirsin. Lakin gönül akıla istediği kadarizin verir.
120. Hiçbir şey hatırlamadığım o beş dakikalık süreçten çıktığımda ağlıyordum.
Hatırlamış olduğum bir şeye ağlıyordum muhakkak..
121. Aklın kendi, kendisinin nasıl oluştuğuna aklı eremiyorsa biz neyi ne kadar anlayabiliriz.
122. Sevgimizle sarıp sarmaladııklarımızın gönlümüzde kutsal dokunulmazlıkları vardır.
123. Mâzinin hatıraları onlara ortak olanlarla anılamıyorsa hissedilen yetim bir paylaşım, hissettirilmeyen hüzün vardır.
124. Hiç bir hakka sahip olmadığının kaybına razı olursan, asla haksızlığa uğramamış olmak gibi büyük bir kazancın olur.
125. Gönül aklın aklını çelip ona cinayet işlettirebilir. Akıl sınırsız analitik hesapları ortaya koysa gönüle kılını kıpırtattıramaz
126. Yokluğun en güçlü varlık olgusu ayrılık sonrası oluşur.
Baktığın heryerde yok’u görürsün.
Alışılmış bir başka oluşumun, alışılmadık eksikliği ile ansızın karşılaşıldığı zaman,
artık yüz yüze olmadığın varlığın şimdiki yokluğu ile his hisse gelirsin.
Sen ona fiziki olarak ne kadar değemiyorsan, o sana hissi i ile öyle sıkı sarılır.
Bir şekil almadığı için hiçbir şeye benzeşim sağlasa da, yokluğun varlığı her şeklin üzerinde kendi imajını alır. Tasviri zor olduğu kadar kolaydır da bunun. Geçmişte yanımızda olanların, varlıklarının artık soyuta dönüşüp yokluklarıyla somutlaştıklarını deneyimlemiş olan herkes neden bahsettiğimi elbette iyi bilecektir.
O müstesna varlıklar,hiç olamdıkları kadar yokluklarıyla vardır artık.
Ekmek almaya giderken mutfakta değildir evet, çünkü seninle bakkal yolundadır, elini tutmuyordur ama yanında değil içinde yürüyordur. Traş olurken içeride film izlemiyordur, yaynadaki yüzünün yarısından fazlası o yansır suratına. Tuvalette bile yalnız değilsindir artık,her yerdedir hiç konuşmayarak hiç susmaz. Gitmiş olan kişi daha çok kalmıştır geride, yokluğunu hatırlatan her şey varlığını daha da güçlendirir.
O aşamada olmayanı var etmede Tanrı ile yarışırsın, ve Tanrı var ettiğini et kemiğe bürümekle seni son anda geçer sanki.
127. Her nasıl olduğunu bilmeden seni düşünüyor buluyorum kendimi.
Zihnimin konusu sana nasıl ne zaman geldi bilincim dahi şaşırıyor. Rüyamda bile seni değilde seni düşündüğümü görüyorum. Güneş gibisin sanki, akşam düşüncen ardına yatıp, sabah düşüncenin hemen önünden uyanıyorum..
128. Çok sevdiğin birinden ayrılmakla ondan daha çok sevebileceğin yeni biri ile tanışmak arasındaki farkı zaman söyler de gönül dinlemez anlamaz..
129. Kadın süsü döşeli yolların yoğun trafiğinde sıkışıp rengarenk tensel ışıklarında beklemişliğim çok oldu. Lâkin tüm yollarımın istikameti hep sana olmuştur. Buna aldatma değilde trafiğe takılma diyelim.
130. Sevmek insanın süper gücüdür, varlıksal çekirdeğimizin ötesinde soyut bir olguya dayanır. Onun içindir ki, uğruna ölmekte öldürmekte eşit olasılıktadır..
131. Hiç bir şeye dayanacak güç bırakmadın bende, ki güç de artık umrumda değil. Süpermen olsam dünyayı kurtarasım yok..
132. Sensizlikle ıslah olmasam eğer, bana yine sensizlik düşecek.
132. Gönül monarşi ile yönetilir, sultanı o dur..
133. Ayrılık derslerini almaya başlayacağım yalnızlık okulun da, hasretin birinci sınıfından başlıyorum bugün. Bilincimde çok taze acının berrak bir zihin açıklığı ve hatırlaralımla dolu kumanya kabımla yürüyüşteyim.
Ve bir sessizlik takipte adımlarımı, kendi ayaklarıma dolanır gibiyim. Ufukta karmaşık bir geleceğin sisli bulanık arabeskleri, sağır çizilmiş kör yollardan ilerliyorum. Çalışmadığım sensizlik konulu, Yokluğunun vereceği derslerine geç kalmamak için.
134. İşte ayrıldık, öksüz kalan duygularıma bir yetim başı okşar gibi kim temas edecek. Ben gibi gidenin ardından hangi kalan sen gibi teselli verebilecek..
135. Seni kaybetmek ruh ölümüm demek.
Duygularımın gönlün tarafından fişi çekildikten sonra ilahi destek ünitesinde yaşatılıyor olmamın ne faydası var.
136. Kokladığın onlarca güzel gül’ü hatırlamazken ayağına batan bir dikeni unutabilirmisin. Bizi hayatta tutan zaruri gidalarımızı bir hafta geriye dönük sayamazken, yıllar önce içtiğin bir kadeh şarabi unutamazsın. Kaç kez üşüdün bilmezsin peki bir defa yandığını unutabilirmisin.
137. Şehitlik makamı peygambere cenette en yakın o sonsuz makam ise eğer, o halde neden siyasiler yakınlarını dünyalık bu sonlu makama sığındırıyor.
138. Bazı sorular cevabını kendi içinde barındırabilirler. Fakat hiçbir cevap kendi sorusunu içinde barındırmaz..
139. Birleşim ayrılığı, ayrılık birleşimi unutturur..
140. Seni bir daha tutmayacakmı elim ? zor olan bunu bilmek değil dygulna kabullendirebilmek..
141. Gökyüzü dahi karardığında, tekrar maviye dönebilmesi için ağlaması gerekir.
142. Maddi güç hesap vermez. Manevi güç sürekli hesapla elde edilir..
143. Haz asitli içeceğin şişe deki hali gibidir.
Arzu dürtüsü ile tetiklendiği anda bu şişe sallanmaya başlar. Emele ulaşıldığı zaman kapak açılır ve sallanma süresinin uzunluğu ölçüsünde tüm gaz boşalıverir.
Aynı haz aynı arzu aynı kişiye tekrar oluşmaz. Belki birkaç kapak gevşemesi daha, ve sonra hızla asiti düşer. O sebp güzel kadınla aynı yatağı paylaşmaktan sıkılan bir erkek, yakışıklı erkekle bir arada olmaktan bunalmış bir kadın her zaman vardır. Ama aşk durumunda haz arzu her yenigün tazelenir, hergün başka bir şişeyi getirir çiftler aşk..
144. Sen benim sevmek istediğim kişi değilsin elbet. Lakin tercihi ben değil gönlüm yapıyor.
145. Acı çekmek için üretilip bir şey bilmemek üzere programlanmış bir robot gibiyim. Yeterince yetersizim..
146. Bilmediğim yanlarımın olduğu muhakkak fakat ben yine bildiğin kişiyim..
147. Bittimi ?, o halde duygularıma karşılık ödünç aldım sayarım hislerini. Bakışların karşılığı kollarımı kiralayıp öpüşme suçu işleyerek bir sure hapis tuttun sayarım kalbimi..
148. Benlik küçüldükçe düşler büyür..
149. El ayak çekildiğinde göz kulak olurduk bir birimize. Sonra yüz göz olmaya başladık, el ayak olsakta bir olamadık..,
150. Aşk derinliğinde boy vermek olanaksızdır..
151. Atom’u parçalayan insan, gönlünün dimağına taze düşmüş dipdiri aşkın tadını tam manasıyla tasvirden acizdir..
152. Bende unutmuşsun giderken geçmişini, geleceğimiz zaten hiç olmamış. Ben geçmişin içine geçmişim lakin, senin dünün hiç sayılmamış..
153. ilişkilerde acil cıkış kapısını, duygularını ayrılık öncesi sonlandıranlar kullanabilirler sadece. Ne acıdırki bu kişiler yangin merdiveninin anahtarını da yanlarında götürüp seni ateşte bırakırlar.
154. Sokaktaki insanların kahkahası bile canımı acıtıyor. Herkes terk edilişime gülüyor hissine kapılıyorum. Tüm dünya yasımı tutması gerekirken, kimse seni fark etmiyor bile..
155. Mutlu olmak için her ayrıntısı düşünülmüş bir iyi ilişki vaadini hayatın olağan akışı imkansız kılar.
156. Rahatsız yanlarım olduğu muhakkak, lakin beceriksiz de olsa hastabakıcılığımı üstlenen bir tarafım var..
157. Seninle eski gün ve gecelerimle tıka basa dolmuş yaşamda, benim yeni yalnızlığıma yer yok..
158. Rüzgarın üflediği nefesle tüm kara orman bir enstürman gibi aynı melodiyi çalar.
159. Bedenin aksine beyin yorgunsa uyku güçtür, en güzel uyku beyin dingin ve beden yorgunsa çekilir..
160. Şu günlerde yerleşik psikolojiye sahip olamadığım için, doğru yargıyı düşünceye katmakta zorlanıyorum. Fikir üretmekteki kabiliyetim köreldiğinden, ön tedbirde ufuk sahibi olmam güçleşiyor. Her hareketimle deneyimin sonuna doğru sürükleniyorum. Netice benim içinde tamamen sürpriz oluyor.. duygu durumlarımın söz, yazı karşılığı yok, tezekten gül yapıp anlamlandırmanın gaye biçimi tüm yazdıklarım sanki. Ben bütün bu ayrıntıları toparlayıp bir ifade biçimine çabalarken, yüküme el atması gereken ruhumun hasta yatağından muzipçe göz kırpışını hissediyorum. Canım yanıyor mu ? hayır. Lakin bir şey oluyor işte, her şey gibi bir şey, tek şey gibi her şey..
161. Uçamayan kuş, zıplayamayan çekirge, koşamayan at, sürünemeyen yılan, yüzemeyen balık, kazamayan köstebek, çalışamayan krınca, havlayamayan köpek, ısınamayan kedi, ötemeyen bülbül, kavuşamayan ben..
devamı var...
YORUMLAR
Bizim çocukluğumuzda önümüze bilgisayar koysalar aptalca bakar dururduk. Tıpkı şimdiki yeni nesil çocuklanın bizim çelik çomaklara bakacağı gibi..
çocuklar önce bir bakarlar sonra kurcalar ve çözerler belki amacına uygun olmaz ama illa ki bir şekilde oyunlara dahil ederler
yani aptal aptal değil ama aval aval ancak yetişkinler bakar hiç bir çocuk aptal bakmaz.
yukarıda ki yazınızda aforizma olabilecek cümleleriniz var evet ancak aforizma tanımına yaklaşamayan cümleleriniz de hayli çok, gözden geçirmenizde fayda var.
Aaydın
Aaydın
Biz nine dedelerimizin o eski duygu ve aşklarını bitirmedik. Olabildiğince kirlettik sadece onları,. Bu kiri temizlemeyi de malesef sizlere miras sizlere miras bırakıyoruz. Bizler sevdâlarımızı o geçmiş duru aşkların hatırasını anıp, sevgilerimizi onlarla örnekleştirerek yaşadık. Sevgi kelimesinin içini tam manasıyla dolduracak büyük gönüller, sizin küçük bedenleriniz içinde saklıdır. Zamanımızın geçmiş saydığı en insancıl insan duyguları, zamanınızda ileride geriye gelecektir. Bugün ben bir ebebeyniniz olarak sizin palyaçonuz olmaya hazırım. Zirâ yarının Leyla ve Mecnun'ları sizlersiniz...