- 939 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ELLER DUAYA
KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
ELLER DUAYA
Hani, zaman zaman içimiz daralır, hafakanlarımız kalkar, dünyayı kapkara görürüz ya. Zaman olur canımız hiçbir şey istemez; ne yemek, ne gezmek, ne konuşmak, ne yazmak, ne okumak, ne gülmek…
Yine hayatın dağdağası arasında sıkışır kalırız. Ruhumuzu sanki mengene sıkmaktadır. “canım burnumda” deriz ya, aynen öyle.
Yaptıklarımızdan, eylemlerimizden, konuştuklarımız ve yazdıklarımızdan kendi kendimize şikayet ettiğimiz anlar olur ve olmaktadır. Bazen çıkış yolu bulamayız. Ne yapacağımızı, nereye gideceğimizi, nasıl bir çözüm üreteceğimizi bilemeyiz. İki arada bir derede kalırız. Adeta her yer karanlığa bürünür. Bir umut ışığı, bir kurtarıcı el ararız. Kalbimiz sıkışır, vicdan mahkememiz bizi rahat bırakmaz.
Hüngür hüngür ağlamak isteriz. Saçımızı başımızı yolmak işten bile olmaz ara sıra. Her şey üstümüze üstümüze gelir. Her sözden, her hareketten nem kaparız. Önümüze geleni kapar, arkamıza geleni teperiz…
Diyelim ki durmadan günah, hata içindeyiz. Ama bunlar bizi sıkıntıya sokuyor, içimizi kemiren bir şeyler oluyor. Rahat edemiyoruz; ne evimizde, ne işyerimizde, ne sohbetlerde, ne arkadaş muhabbetlerinde…ah, diyoruz bir kapı aralansa da, bizi rahatlatsa. Bir kurtuluş ışığı arıyorum. İşte burada dua devreye giriyor.
Dua, karanlığın aydınlığa dönmesi gibi bir umut ışığıdır. İnsanı hayata bağlayan sağlam iptir.
Sık sık; “şeytan taşlamaktan ibadete vakit bulamıyorum”, “Şeytan bırakmıyor ki”, “Ah kör şeytan!”… sözünü ederiz. Halbuki Şeytan taşlamanın bir ibadet olduğunu aklımıza getirmeyiz. Şeytanın bizi bırakmaması gibi bir görevinin olmadığını düşünmeyiz. “Ah kör şeytan” demekle işin kolayına kaçarız.
Aslında; tevekkül, fiili bir duadır. Fiili dua şükür, şükür de; kararlılık, dik durmak, sabır göstermek, vazgeçmemektir.
“Sizin duanız olmasa Allah size ne diye değer versin?” sözünün inceliği; sizin kararlılığınız, azminiz, aksiyonunuz…olmasa ben neden size “Kulum” diyeyim? Neden size itibar edeyim?
365 gün yaratana yöneliş. Seni yaratan Rabbine sessizce; “seni seviyorum Allahım” demenin adıdır secde. Tevbe kapısı her zaman açık. Allahım, içimizde birikmiş bütün duaları kabul et!
Dua, bir ümit çığlığıdır. Umut etmeyi değil, dua etmeyi seviyorum. Sen, gerçekten iyi bir insan olmaya bak. Musalla taşında; “iyi biliriz” demek, kimseyi kurtarmaz!
Belki güneş, bir gün ikimiz için doğar, ne dersin? Sabah namazını kıldıysak, neden olmasın!
Nâzenîn bu ömrümüz bir göz yumup açmış gibi
Geldi geçdi tuymaduk bir kuş konup uçmış gibi Bu nazlı ömrümüz bir göz yumup açmış, bir kuş konup uçmuş gibi gelip geçti, duymadık.
Nice geçdi bilmedük bu rûzgâr önden sona
Eyle tut şimdi bize bir yil esüp geçmiş gibi Bu zaman baştan sona nasıl geçti, anlamadık; şimdi bize bir yel esip geçmiş gibi farzet.
Âşık Paşa
Eller Duaya
Dua; sığınak, dua, liman,
Dua; Kopmayan ip, dua; iman!
Dua; Hakka sesleniş,
Dua; Rab’la besleniş!
Dua; zalimi yakan ateş!
Dua; mazlumlara eş!
Dua; kalbin ağlaması,
Dua; kulun kendini anlaması!
Kazım Öztürk
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.