- 581 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CAN VE BABASI
BABAM
Hüseyin zorluklar içinde büyür. Askere gidinceye kadarda köyünden pek bir yere çıkmamıştır. Yirmi yaşına gelir askere gider. Askerde çalışkanlığından saf ve dürüstlüğünden dolayı da bölük komutanını emir eri olur. Komutanı lojmana evine çocuklarını yanına rahatlıkla Hüseyin i gönderir. Bazen çocukları okula götürüp getir Hüseyin. Askerde arkadaşlarıyla bir gün çarşıya sinemaya giderler. Daha önce hiç sinema gitmemiştir. Sinema nasıl bir şey yeni görecek yeni öğrenecektir. Sinemada film başlar. Filme öyle kaptırır ki kendini bir ara kötü adam rolündeki kişi rol icabı bir kadına sarkıntılık ettiğini görüce belindeki silahını çekip perdedeki suretine ateş edecek zaman arkadaşları zor tutarlar. Bırakın şu namussuzu geberteyim der. Zorluk ikna ederler ekrana mermi atmasına zor mali olurlar. Sinema ekranı filmin canlandırma olduğunu anlatırlar.
Yirmi dört ay askerliğini yapıp döner köyüne.
Köyünden Kara Bekir in kızıyla evlendirirler. Bir oğlu olur. Adını Can koyarlar. Bir yaşına gelir. Henüz yürüyemez yeni, yeni ayağa kalkar. Duvarlardan tutuna, tutuna yürümektedir. Anası köy evinde Can i uyutur. Ocaklar vardır köy evlerinde. Şimdiki şömine benzer o köy ocakları. Ateşi yakar ocağın içine. Ateşin üzerine yemeğini pişirmek için tenceresini koyar. Evlerinin arkasında bahçeleri vardır. Oradan birkaç domates almaya bahçeye gider. Birkaç tane bahçeden domates koparır dalından . Bir çocuk sesi duyar. Bahçeden koşar eve. Eve girer, Can ocağa ateşe gitmiş yürüyemeyen çocuk ayakta ve üzeri tutuşmuş çığlık, çığlığa Can alev, alev yanıyor. Ateşteki çocuğa alevli olarak alır eline elleri de yanar. Bir battaniye alır Can e sarar ateşi söndürür. Çocuğun her tarafı yanmış çığlıkları susmaz. Babası Hüseyin i bulurlar. Acele hemen K.Maraş a hastaneye gitmek için yola çıkarlar. O yıllarda yol yok pek araba yok. Ağlaya, ağlaya çocuk baygın düşer bin bir cefayla yola çıkarlar. Bir araba bulur bin bir güçlükle hastaneye varırlar.
Hastanede Can a bakar doktor, yanık çok ileri Birinci derecede . Hemen yoğun bakma alırlar. Tedavi için o günün şartlarında hastanede on beş gün kalır. Kurtaramazlar hastanede Can ölür. Çocuğun cenazesini alıp köylerine getirirler. Köyün mezarlığına dedesinin yanına gömerler. Anası kuzusunun mezarından zor ayrılır. Elleri boş eve döner. Eve girer ki halen yatırdığı yatak olduğu gibi kaldırılmamış duruyor. Yatağını yastığını koklar ağlar ağıtlar yakar. Dili tutulur uzun süre konuşamaz. Daha sonraki aylarda kekeleyerek konuşmaya başlar. Hiçbir zaman o acıdan dolayı artık tam kekelemeden konuşamaz. Bir yıl sonra bir oğulları olur aynı ismi Can ismini yeni çocuğa verirler. Acısını yeni Can la bir nebze olsun unutur.
Yılar geçer Can beş yaşına gelir. Sokakta oyun oynadığı akranları komşu çocukları kendinden biraz büyüktür. Okullar açılınca hepsi okula gider. Can tek başına kalır. Komşularında bir yavru köpek vardır. Onunla oynar iki ay. Her gün sabah kalkar o yavru köpekle yiyeceğini paylaşır. İçmek için evden aldığı sütünü yavru köpeğe içirir. Bahçede sokak da yavru köpeği hiç yanından ayırmaz. Sonra komşularının yavru köpeğini tanımadığı biri alır götürür. Can yavrunun arkasına ağlar götürmeyin diye ama dinlemezler.
Can yavru gidince yalnız kalır. Her sabah arkadaşlarının okulu gidişlerini seyreder. Onlarla can da okula gitmek ister. Tutturur evdekileri bende okula gitmek istiyor. Babası bu isteğine dayanamaz alır Can ı okula götürür. Yaşı küçük ama evde durmuyor okula gitmek istiyor. Öğretmen beş yaşında kayıt yapamayız. Madem çok istiyor kayıtsız olarak arkadaşlarıyla gelsin der.
Öğretmen eksikliğinden gerekse yeterli sayıda sınıf olmamasından dolayı. . Köy okullarında eskiden birleşik sınıflar vardı. Birinci kinci sınıflar aynı sınıfta ama sıraları ayrıydı. Okula komşu çocukları ile Can da gider her sabah. Birinci sınıfa iki ay geç gitmesine rağmen ilk önce okumayı Can öğrenir. Okumayı o kadar güzel öğrenir ki Can ikinci sınıflarla beraber oturtur öğretmeni.
Bir gün okula ansızın ilköğretim müfettişi gelir. Sınıfta öğrencilere sorular sorar kitap okutur. İkinci sınıfların içinde Can a kitap okutur. Sorular sorar. Verdiği cevapları çok beğenir.. İsmini sorar listeye bakar o isim yok. Birinci sınıfların listesin ister öğretmenden orada da Can ın ismi yok. Öğretmeni müfettişe durumu anlatır. Kayıt yapmadık yaşı küçük olduğu için der. Müfettiş sınıf öğretmene Can ın okula kaydının yapmasını söyler. O gün beş yaşında okula kaydolur.
İlk okullar o yıllarda beşinci sınıfa kadar okunurdu. Beşinci sınıfta iken yine ilköğretim müfettişi gelir. Karapınar ilkokuluna Can ın sınıfına girer. Sorduğu tüm soruları Can cevaplar. Sınıf öğretmeninden Can ın babası ile görüşmek istediğini söyler. Babasını çağırırlar müfettiş Can ın çok başarılı zeki olduğunu mutlaka Can ın orta okulda okuması genetiğini söyler. Köyde orta okul yoktur. Can ın ilçeye gitmesi gerekecektir. İlk okul biter.
Yeni okul sezonundan önce, Türkoğlu ortaokuluna gider babası Can ı kaydettirir. Bir ev bulur ilçede Can ın eve yerleştirir. Can ilçedeki orta okula başlar. İlk defa evden ayrılıyor dur. Can a evinden anasından, babasından ayrılık çok zor gelir. Yeni bir cevre ilçede kimseyi tanımaması ev işleri yemek derdi yalnızlık alışamaz Can o yıl adaptasyon sorunu yaşar bırakır gelir okulu. İkinci yıl her şey biraz kolay olur Can a alışır çevreye okula. Derslerine yoğunlaşır başarılı olur. Üç yıl sonra Ortaokul biter Can mezun olur.
Can liseyi okuyacaktır. O yıllarda meslek liseleri ve Ticaret Liseleri bu günkü Anadolu ve fen liseleri gibi sınavla girilirdi. K. Maraş Meslek lisesi sınavına girer. Sınavda ilk yedekte kalır. Okul müdürü büyük ihtimalle kaydınızı buraya yaparız. Bekleyin der. Sezan başında okullar başlar ama kaydını yaptıramazlar. Yedeğe sıra gelmez. Bir yıl kaybeder bu kayıt yüzünden. Türkoğlu ilcesindeki liseye gitmeye karar verir ikinci seneye oraya gidecektir. %.......... CAN OR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.