- 871 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAM İÇERİSİNDE ANLAM ARAYIŞI
Değerli okuyucular; toplumumuzun en kökleşmiş sorunları olan kendimizi tanıyamama,benliğimize sahip çıkamama, tek düzen olan özenti yaşamdan vazgeçememe ve bunların sebep olduğu mutluluğu bir türlü bulamamızı kaleme alacağım.İşte bu yazımda mutluluk olan yolumuzun üzerine çıkan engelleri aşıp, hızımızı hep aynı seviyede tutarak hatta daha da yükselterek hedefimiz olan mutluluğu nasıl yakalayacağımızı yazacağım.
Sevgili okuyucular; öncelikle bilinçsiz bir hayat yaşamayı,kendimize ihanet ederek bu oluşan yargının peşinde koşuyoruz.Biz insanlar mükemmel olarak;korkusuz,sonsuz bir bilgeliğe sahip,sınırsız bir potansiyel ve katıksız sevgi halinde doğduk.Sonraları,kalabalığa uymaktan korkmaya başlayınca,ilk doğamızı unutarak çevremizdeki inançları,değerleri ve davranışları benimsememeye başladık.Şu çevremizde dünya hiç olmadığı kadar zavallı,yolunu kaybetmiş,aslında yolundan kaydırmışlar.Unutmayın ki;kalabalıktan sıyrılıp kendi gerçek yapına dönmek gerekli,bunun için çok güç gerekli.Herkes kendisinin lideri olduğu için kalabalıktan sıyrılabilir,gerçek kimliğine sadık davranabilirsiniz.Düşündüğünüzde kalabalığı izlemekte olduğunuzu,özenti bir hayat sürdürdüğünüzü fark ettiğinizde seçeneklerle karşılaşacaksınız.Ya şimdiye kadar yaşadığın gibi yaşamayı sürdürüp,böylelikle kendini mutsuzluk ve sıradanlık yaşamına mahkum olmuş bulursun yada en yüce hayata doğru adımını atarsın.Hiç ama hiç birşey kendi öz hayatı özentiden uzak bir şekilde yaşamaktan daha önemli değildir.Buna paralel olarak hayatında olup bitenlere,düşüncende olup bitenlere yepyeni gözlerle bakarsın.Yani artık kendi kendimize,ben bu dünyaya tesadüfen gelmedim,bir amaçla geldim.O amaç ta, küçülüp taş parçası olmak değil,büyüyüp dağ şeklini almaktır.Bundan sonra dünyanın aslında senin kazanmanı istediğini,bolluk içinde ve bereketli bir yer olduğunu,fırsatlarla,görkemlerle dolu olduğunu anlayacaksınız.Aynı zamanda kendindeki değişiklikleri görerek;aslında herkesin özünde iyi olduğunu,hayat onları incittiği için kötü şeyler yaptıklarını anlarsın.Ne kadar acı çekmiş olursa olsunlar,herkes iyiliği ve dürüstlüğü seçecektir.Demek istediğim insanların gerçekte nasıl olduğunu davranış biçimlerinden anlamaya çalışırsın.İnsanın davranış biçimi incitici ve acımasız olabilir,böyle davranan insanların acı içinde olduğunu hemen saptarsın.Açık,mutlu bir yüreği olan bir kimse bir başka insanı asla incitemez.Kendimizi tanıma noktasında kendi benliğini tam olarak tanırsın.Artık kendimize ve toplumumuza zarar verdiğimizi anlayıp,kendi asıl yapını keşfedersin.
Unutma ki; öncelikle kendini inceleme,kişisel büyüklüğün ilk göstergelerindendir.
Eğer içinizde bir his‘‘ben iyi bir insanım’’diyorsa;benliği sıklıkla ortaya çıkarak geçmişi red edip,değişim için can atacaktır.Bu değişimle beraber en büyük hüznü hissedersin,bu hissi oluşturan şey,almadığımız riskleri, kaçırdığımız fırsatları,yapmadıklarımızı düşünmektir.Hayatınızı çekingenlik içerisinde yaşamayın bundan sonra.Doğru kararlar alarak hayatına bir çekidüzen vermelisin.Doğru kararlar tecrübe ile gelir,tecrübe hata yapmaktan,hatalar da kötü kararlardan gelir.İşte işin kilit noktası,hatalarından ders çıkararak bir bilgelik, doğruluğun temelini atmaktadır.Bu nokta korkularından kaçmayıp onların üzerine yürümektir.Korkularını yendin mi hayatının en yüce manasını görüp,kişisel özgürlüğünü keşfedersin.Bu değişiklikleri yaşamayan bir insan için değişimin zorluğu olacaktır,hele hele bu değişim sizin yaşam biçiminiz ve düşünce stiliniz olursa
Artık bu saatten sonra kendinizi yeni doğmuş bir bebek misali yeni baştan yönledirmelisin. Eminim bu yönlendirme ömrümün sonuna kadar sana hizmet edecektir.
Yönlendirmenin ilk temel ilkesi duygudur. Duygu,ruhun giriş ve gelişme kapısıdır. Onu sonsuza kadar genişleterek hissetmelisiniz. Duygularda çok önemli bilgiler vardır, adam akıllı onlar üzerinde düşündüğünüz taktirde duygular senin kendinle olan ilişkini doğrular. Duyguları inkar,kendini inkardır. Bakınız; biz dünyayı nasılsa öyle görmeyiz,nasıl istiyorsak öyle görürüz. Siz ne kadar değişirseniz,dünyada o kadar değişecek.Nasıl yaşamak istediğine, nasıl mutluluğu ulaşacağına hedeflenme konusuna dair bir felsefen olmazsa, hayatın başkalarının elindedir, başkalarının isteklerine göre yaşıyorsun demektir.Onun için bir yaşam felsefen olmalı, yaşam felsefesi demek, yaşamın anlamı demektir.
Unutmayın ki; bu dünya bir sınav merkezidir.Bu sınavın iki amacı var.Birincisi yol boyu öğrenmesi gereken dersleri öğrenip öğretmek.İkincisi bu dersi severek istemektir. Çoğu insan bu dünya dersinden pes eder, temelini oluşturduğu halde öylece çürümeye bırakır. Halbuki direnseler bu dünya dersinden en büyük ödül olan mutluluğu yakalayacaklardır. Direnenler artık bu dünyada bilmediklerini bilmiş, korkularını yenmiş,masum ve son derece bilgedirler.Direnince hiçbir gölgen kalmaz,yalnız ışık olur saçarsın etrafa. Yani artık gücün ve sabrın sınır tanımaz, katıksız bir sevgi insanı olursun.Eğer direnipte istekliysen,kendini adarsan bunların hepsini gerçekleştirebilirsin. Bunlar gerçekleştimi özgürlüğü,kişisel özgürlüğü bulacaksın. Artık aklımızı başımıza alıp,hayatın anlamını öğrenerek mutluluğu bulma zamanıdır.
Sevgili okuyucular; unutmayın ki; hayat sandığımızdan daha çabuk geçiyor.Günler haftalara,haftalar aylara,aylar yıllara dönüşecek.Şuan belki genç,belki olgun olabilirsin ama sizi dikkatli olmaya,göz açıp kapayana kadar yaşlanacağınızı,ölümle baş başa kalacağınızı bilip yaşamınızı bunları bekliyerek geçiştirmemelisiz.Bilinçli bir şekilde kimseye bağlı olmayarak kendi hayatımı yaşamalıydım,başkalarını memnun etmektense kendimi mutlu etmeliydim gibi pişmanlıklarla yaşamaktansa, bu yaşayışı değiştirmek için zamanınızın olduğunu sanıyorum.Onun için inanç ve bilinç kapsamında kimseye bağlı olmayacak, kimseye özenmeyerek kendi hayatımı yaşamalıyım demelisiniz.Belki bu saate kadar anlamamış olabilirsin ama hayatın çok kırılgan olduğunu bil.Bize korumamız için verilmiş paha biçilmez bir mücevherdir hayat. Bu mücevheri kem kırılganlaştıran hem de kutsallaştıran , bir daha elimize gelmeyecek olmasıdır. Ondan dolayı bu kutsal zaman çerçevesinde kendini sevginin,merhametin ve karakterin yüksek bir standardını sergilemeye, kendini dünyanın en sevgi dolu insanı olmaya adamalıyız.
Her ne kadar Yüksekova’nin göğünü yalnızlık ve umutsuzluk kaplamışsada her yer aynı havayı estirir insana.
Üstad Necip Fazıl diyor ki :‘‘Ey ümit,en koyu ümitsizliklerde bile yine sen varsın…’’ Onun için her şeye rağmen umudunuzu kaybetmemeli,mutluluğu yakalamak için çaba sarfettik mi ,inanın mutluluk gelip bizi bulacaktır.Hayatın en mutlu mevsimlerinin bizi beklediğini aklımızdan çıkarmayıp dediklerimi uygularsanız mutluluğu sağlam bir bilgi ve sağlam bir kafayla bulabilirsiniz.
Artık aklımızı kullanıp hayata sımsıkı sarılma vaktidir.
Artık hayata tesadüfen gelmediğimizi anlama vaktidir.
Artık bu hayatta küçülüp taş parçası olma değil,büyüyüp bir dağ olma vaktidir.
Bu vakit mutluluk vaktidir.
Bu vakit mutlu olma vaktidir artık.
Saygılarımla
Tekin TORSUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.