- 464 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Mutluluk
Hayat tam bir otobüs durağı. Yolda birilerini görüyorsun ve iki durak sonra iniyorlar, bekleyenleri var. 2 dk sonra belki adını bilmediğin insanların yüzleri de siliniyor aklından. Sürekli kendimi ikna etmek için kendimle konuşuyorum içimden çünkü dışımdan da konuştuğumda insanlar biraz ürkebiliyor ya da kendi kendime gülümsediğimde bu yüzden gülerken yere bakıyorum. Bu yolculukta işime yarayacak ve bilmediğim o kadar çok bilgi var ki, hiç biri çöp değil üstelik. Mesela saf mutluluk ayağına gelmiyor, sen gidiyorsun yanına. O bile çaba istiyor, taktikler lazım. Dans lazım hayatla karşılıklı. Ne olursa olsun diyorum kendime seninle vakit geçirmekten gerçekten keyif alıyorum. Bazen yaramazlığım tutuyor ve parasını ödediğim sinema filminden diğer filmi seçiyorum, belki yanlış bulursunuz ama aynı fiyatı zaten ödedim diye tesellim de var. İnsanlar durakta iniyor, dans her zaman var ve ilerleyen saatler. Leyhime akacağını düşünüyorum zamanın bir de korkmanın ne kadar yersiz olduğunu... Mutluluk kollarını açmış nerde kaldı Elif demiyor, ben arsızca yalakalık yaparken buluyorum bazen kendimi mutluluğa. Kendimi ona sevdirmek zorundayım çünkü bu hayatta henüz kaç saatle baş başa kalacağımı tabiki bilmiyorum. Bir de kafamda bir oyun var. Öncelikle kafada bir şeyler kurmayı hiç sevmiyorum, bunu ileride kitap yazarsam senaryoma saklmayı planlıyorum. Açık açık konuşmak gibisi var mı kurmak yerine. Yıllar önce küstüm üzülmeye. Bence yan yana bile gelmemeliyiz, ikimiz de bıktık çünkü, biliyorum. Bu aralar deneyimlediğim en kötü tecrübe aşırı sıkıcı bir kursun derslerine gitmek bir aydır. Artık isyan ettim cuma ve dersin hocasıyla kavga ettik. Öyle bir niyetim yoktu ama o da tak etti bana. Hissettiğim diğer tecrübeyse güzel şeylerin de bitmesi oldu kavanozuma baktığımda. Benim için öğrenmekten ziyade hissetmek ön planda aslında ve korkmadan söylemeliyim ki seninle gurur duyuyorum kızım. Bence gerçekten azınlığımızda süper ego bulunmakta, çok bilmiş değilim ama gerçekten kendim için zor dönemlerden sonra gelebildim buralara, sebepleri çokmuş... Şükürler olsun Allah’a her şey için.
Aslında hocayla aramızdaki ilişkiyi yanlış anlattım. Derdim dersin sıkıcılığı değil farklı muamele. Ne zaman hocaya bir şey sorsam hep tersleyip arkadaşlarıma sorabileceğimi söylüyor, biliyorlarmış işte niçin yalan söylüyorsun gibi tersledi benim de artık sabrım taştı ve soruyu kendisine sormak istediğimi, onun işinin öğretmek benimkinin öğrenmek olduğunu felan hatırlattım ve bence güzel de oldu. Çok güzel oldu hem de.