- 670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kıssadan hisse
….Ova köy denen köy, kavun karpuzu ile meşhur geçimini bunlardan ve bir de ayçiçeği ve onun mamullerinden karşılayan bir köydür.
….Bilirsiniz Türkiye’ in başında bir baş bakan vardır, vilayetlerin başında da valiler ve onun vali yardımcıları vardır. ilçeler de de kaymakamlar bu yönetimin başındadırlar.
….Köylerimizde ise, köy kanunlarına dayanarak köylerimizdeki halkı yöneten köylerin sorunlarına çözüm bulmakta yardımcı olan sorunları ilçe ve il yöneticileri arasında ara unsur olarak çalışan köy muhtarı ve beraberindeki ihtiyar heyeti köyü yönetimleri vardır.
-Muhtar yönetimin başı olduğu için, nasıl şehirlerde polis jandarma yönetimin emrinde ise, muhtarın da emrinde olan, korucular ve bekçiler vardır.
….Günlerden bir gün, Orta köy köyü halkından iki kişi, kendi karpuz tarlasına giderken, bazı tarlalarının etrafındaki boş yerlerde oynayan çocukları görürler, bu çocuklar kendi aralarında oynayıp durmaktadırlar. Adamlar oradan biraz daha ilerideki kendi tarlalarına doğru devam edince, köylerinden iki çocuğun buradaki tarlalarına girmişler tarladaki karpuzları koparıp bir ağacın gölgesinde oturmuşlar tarlardan çaldıkları karpuzları yemekte olduklarını görürler. Bu adamlar tarlalarından karpuz çalan ve sonra onları götürüp bir ağacın gölgesinde yemekte olan çocuklara kızarlar ve sonra giderler bunları köylerinin muhtarına şikâyet ederler. Derler ki…
….Muhtar, muhtar, biz seni bu köye ne için seçtik. Senin haberin yok, tarlarımız bir sürü çocuklar tarafından ezilip çiğneniyor ve tarlalardaki mahsullerimiz ziyan ediliyor sense oralı bile değilsin sağda solda geziyorsun derler. V
….Biz bu senin yönetiminden şikayetçiyiz. Ya da sen bu köyde gerçekten muhtarsan ve görev yapmak istiyorsan bunun çaresine bakacaksın derler.
….Muhtar bu kendisine söylen lafları gururuna yediremez, mahiyetindeki korucularını çağırır ve gidin şu şikayet konusu olan çocuklara ne yapacaksanız yapın der. Bak tarla sahipleri köyün çocuklarından şikâyetçidirler bunlar deyince, muhtarın oradaki kendi emrindeki korucuları bir hışım koşarak karpuz tarlalarının bulunduğu yerlere giderler. O yöredeki şikâyet edilen tarlaların olduğu civarlarda bulunan suçlu suçsuz küçük büyük demeden ne kadar oynayan oynamayan çocuklar varsa, hepsini bir meşe ağacının, altına toplayarak, bunları orada bir güzel dayaktan geçirirler.
….Burada dayak yiyen zavallı çocuklardan büyükleri kaçar ama onlardan en büyüğü olan on-on iki yaşlarında olduğu tahmin edilen çocuk, kaçmaya fırsat bile bulamadan diğerlerinden daha fazla dayağı yerdir. Sonra da ağlayarak evlerinin yolunu tutardır.
….Tabi akşam olur, köyde kızılca kıyamet kopar. Çocukları koruculardan dayak yiyen aileler kızgın olarak giderler muhtarlığı işgal ederler.
….Devam etmeye gerek yok sanırım, kıssadan hisse çıkarmak ya amaç isteyen herkes bu yazıdan mutlaka bir hisse çıkaracaktır nasıl olsa.
14 Kasım 2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.