1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
527
Okunma
Hindistan’ın milli kahramanı Gandhi’nin en sevdiğim düşüncelerinden biri de "Yedi ahlak ilkesidir."
Ki bunlar da şudur:
Çalışma olmadan servet,
Vicdan olmadan haz,
Karakter olmadan bilgi,
Ahlak olmadan ticaret,
İnsanlık olmadan bilim,
Özveri olmadan ibadet,
İlke olmadan siyaset olmaz!
Ülkemizde 16 Nisanda yapılan referandumla ilgili büyük tartışmalar yaşanmakta,sonuçlar neredeyse "ihanete" varacak kadar "ağır" nitelemelerle değerlendirilmektedir.
Bundan en çok payını alan da maalesef Yüksek Seçim Kurulu olmaktadır.
Oysa bu sonuçlara taraf ya da karşı duranları hali aşağıdaki tarihlerde ve 3 kararla ilgili açıkça görülmektedir.
Sanırım bu gerçekleri bilmek ve günlük sohbetlerde de dillendirmek gerekir.Veya zaman zaman hatırlamak ve hatırlatmak.İstanbul’da "geçerli" sayılan,niye Bitlis’te "geçersiz" sayılsın ki diye de sormak gerek.Tıpkı 13.yüzyılda yaşayan ünlü halk ozanı Hoca Dehhani’nin dediği gibi:
-Od ile korkutma vaiz bizi,kim lal-i nigar,
Canımız bizim od’a yanmaya mut’ad eyledi.
7 Haziran 2015 genel seçimlerinde de bazı mühürsüz oy pusulaları geçersiz sayılmış. Bir parti, buna itiraz etmiş, sandık kurullarının hatasının vebalinin seçmene yüklenemeyeceğini belirtmiş. İstanbul il Seçim Kurulu 13 Haziran 2015’te aldığı kararla “Mührün bulunmaması sebebiyle geçersiz sayılan oy pusulalarının geçerli sayılmasına” karar vermiş.
Yine aynı seçimde benzer bir durumdan ötürü "başka bir partinin" yaptığı bir itiraz üzerine İstanbul İl Seçim Kurulu 12 Haziran 2015’te “Sandık kurulunun hatasından doğan şekil noksanlıklarının, oyun tek başına iptaline neden olmayacağı” karar vermiş.
Mart 2014 yerel seçimlerinde " bir parti de" Bitlis-Güroymak’ta mühürsüz pusula ile oy kullanıldığı iddiasıyla itiraz etmiş. Bitlis İl Seçim Kurulu, Güroymak’ın Yeşilova Mahallesi’nde 250 seçmenin oy kullandığı bir sandıkta mühürsüz pusulalarla oy kullanıldığını tespit etmiş, bu oyların geçersizliğine ve dolayısıyla Bitlis-Güroymak seçimlerinin iptaline karar vermiş. İptal edilen seçim, 1 Haziran 2014’te yapılmıştı.
Halimiz ve manzara bu.
Galiba "lal-i nigar" olmamak da bize düşen şey!