•  Anasayfa
  •  Şiirler
     Tüm Şiirler
     Sesli Şiirler
     Rastgele Şiir
     Bugün Eklenenler
     Etkili Yorumlar
  •  Yazılar
     Tüm Yazılar
     Rastgele Yazı
     Bugün Eklenenler
  • Keşfet
  • İletiler
  •  Kitap
     İncelemeler
     Alıntılar
     Hedefler
     Yayınevleri
     Eksik Kitap Bildir
  •  Forumlar
  •  Ara
  •  Nedir?
  •  Müzik
  •  Online Üyeler
  •  Blog
  •  Araçlar
     Yazım Türkçele
     Hece Sayıcı
  •  İletişim
     İletişim Formu
     Hakkımızda
     Kurallar
     Yardım
Üye Ol Giriş Yap Şifremi Unuttum
Üye Ol Giriş Yap Şifremi Unuttum
MENÜ
KAYIT OL GİRİŞ YAP
Üye Ol Giriş Yap
Mucizeler aniden olan şeylerdir, istemekle çağırılmazlar; ama kendiliklerinden, genellikle de hiç olmayacak bir anda ve kendilerini en az bekleyen kişilere gelirler. (K. Ann Porter) Paylaş
ANASAYFA
ŞİİRLER
YAZILAR
FORUM
NEDİR?
Kitap KİTAP
Sesli Şiirler MÜZİK
Atölyeler ATÖLYE
İLETİLER
ARAMA
İLETİŞİM
Kayıt Ol Şiir Ekle Yazı Ekle İleti Paylaş
Menüler
Anasayfa Şiirler Yazılar Keşfet Kitaplar Kitap İletiler Forumlar Ara Nedir?
Şiirler
Şiirler Bugün eklenen şiirlerBugün Eklenenler Günün Şiirleri Sesli şiirlerSesli Şiirler Resimli ŞiirlerResimli Şiirler Etkili Yorumlar Popüler Şiirler Rastgele Şiir Son Yorumlananlar
Yazılar
Yazılar Bugün eklenen yazılar Bugün Eklenenler Günün Yazıları Makaleler Öyküler Denemeler Söyleşiler Mektuplar Masallar Anılar Rastgele Yazı
Kitaplar
Kitaplar Kitaplar İncelemeler Alıntılar Hedefler Yayınevleri Eksik Kitap Bildir
Araçlar
Rozetler Yazım Türkçele Hece Sayıcı
Edebiyat Defteri
Online Üyeler Canlı Yayın Kurallar Yardım İletişim
Online Üyeler
Online üyeleri görmek için üye olmalısınız.

Ömer Adar

@omeradar1
  • 138 Şiir 40 Yazı
  • 679 Okunma
  • 0 Yorum
  • 0 Beğeni

SOLHAN YİBO ÖĞRENCİLERİNİN MAHREMLERİ

  • 25 Nisan 2017 Salı 15:25:05

SOLHAN YİBO ÖĞRENCİLERİNİN MAHREMLERİ

Solhan YİBO, öğrenci aldığı yörenin bütün özelliklerini her dönem ziyadesiyle yansıtmaktaydı. Yöresine tutulan bir ayna olmuştu adeta. Bir başka deyimle minyatür Solhan’dı orası. Dışarıda ahalisinin göğsünü kabartan üstün kültürel özellikleri, yatılı bölge okuluna gönderilmiş çocuklar vasıtasıyla taşınmıştı o mimari harikası binaların koridorlarına kadar. Olumsuzluklar da öyle.

Altmışlı yıllarda değer yargılarımız tam da bize özgüydü. Globalleşen bu günün dünyasındaki kültürel bozulmalara henüz maruz kalmamıştık. Saf, arı ve paktık. Ne İngiliz’in ne Amerikan Gâvurunun emperyal kültürünün esiri değildik o dönemler. “Ne güzel” diyesi geliyor insanın böylesi sözlere. Bu anlattıklarım iyi de, dönemin yaşayan kültürel değerleri arasında öyle olgular vardı ki, duyanları önce güldürür, sonra düşündür, ama nihayetinde de mahcup ederdi.

Beş yüz öğrencisinin yalnızca ellisi kadarı kız olan Solhan YİBO, tam anlamıyla ataerkil bir aile yapısını andırıyordu. Andırmak da ne kelime? Hem de daniskasıydı. O koca ataerkil ailenin çocuk öğrencileri arasında saçmalık diyebileceğimiz türden bazı uygulamalar hüküm sürer olmuştu. Şehrinin çarşısını pazarını barındırdığı geniş öğrenci grubuna yasaklayarak içine kapanmayı tercih eden koca bir okul haline dönüşmüştü YİBO. Televizyon yayınlarının henüz olmadığı bir dönemde bu bahtsız öğrenci grubunun sinemanın varlığından bile habersiz olduğunu, tamamına yakınının hayatında bir kerecik olsun film seyredemediğini, gazete, dergi, mecmua gibi matbuata dokunma şansı dahi elde edemediğini, bu mahrumiyetlere ilave olarak da spor yapamadığını, satranç oynama gibi uğraşlardan da bihaber olduğunu düşünün. Beş taş, çelik çomak, yakan top gibi birkaç önemsiz çocuk oyunlarını saymazsak, adeta yoklara oynayan bu öğrenci grubunun yapacağı tek bir şey vardı: birbirlerinin canını acıtmak pahasına birbirlerine takılmak.

O okuldaki herkes; annesinin, kız kardeşinin, ya da ablasının adını başkalarından sır gibi saklama ihtiyacı duyuyordu nedense. Bir nevi mahrem sayılıyordu bu bilgiler çocuklar için. Bir yolla birisinin bu mahremlerine ilişkin bilgilere sahip olmanız halinde karşı tarafa her türlü şantajı yapabilme silahına sahip oluyordunuz. Yani ipler elinizde oluyordu artık.

Başkasının eline geçen mahremlerinizin isimlerinin herkesin diline düşmesini önlemek için, dönemin YİBO’sunun bakkalı olan seyyar çerçi öğrencilerden bisküvi, şeker, lokum gibi şeyler satın alarak şantajcılarınıza rüşvet olarak ikram etmeniz gerekiyordu. Eğer görevinizi layık ı veçhile yapamazsanız yanınızdan geçen her hangi bir öğrenci, göz ucuyla sizi süzerek kız kardeşinizin ya da annenizin ismini popüler bir şarkının güftesine raptederek size duyurabilir. “Beni gör, aksi halde mahremin herkesin ağzına düşer” anlamına gelen bir uyarı olduğunu bilmeniz için arif olmanız gerekmez. Biraz gecikmişseniz yan bloktaki koridorda üç beş muzip öğrenci halaya tutuşmuş, oyuna eşlik eden türkünün bir yerine de ablanızın ismini yerleştirmiştir bile.

Şantajcınızın gönlünü hoş tutmak için para bulamamanız veya yeterince gayret gösterememeniz halinde önünüzde tek bir seçenek kalmıştır. Sonuçta kaçınılmaz olarak kavga içinde buluyorsunuz kendinizi. Siz sinirlendikçe, ananızın, bacınızın isimlerini haykıran koroların sayısı artıyor. Bir dile düşmeye görün; sınıftaki yazı tahtasına yabancı olmadığınız bazı isimleri görmeniz hiç de sürpriz olmaz. Allahtan uzun süreli olmazdı bu işkenceler; bir iki gün alay konusu olursunuz, sonra başka birileri sizin yeriniz alır, sizin ailedeki dişilerin isim listesi esprisini yitirir. Ancak üzüntüsü ve stresi size yeter artar bile.

Bazen karşı atağa geçmeniz gerektiği kanaatine varırsınız. Sizin mahremlerinizi ifşa edenlerin aynı değerlerine sizin de ulaşma imkânız olabileceğini düşünürsünüz. O okuldaki herkesin köylüsü, komşusu vardır. Onlardan birisiyle samimi olmanız ya da onlara küçük bir rüşvet vermeniz bu bilgiye ulaşmanız için yeterli olabilir. Rüşvet dediysem öyle gayrı ahlaki bir durumdan söz etmiyorum; şöyle bir iki şeker veya lokum sonuç almanız için yeterli olur. İşte o zaman kartlar eşittir taraflar için. Artık iplerin yalnız karşı tarafta olmadığını, bir ucunun da sizin avucunuzun içinde olduğunu fark etmiş ve harekete geçmiş olusunuz. Hasmınıza bir kötülük etmeniz gerekmez, onun gizlilikleri hakkında bilgi sahibi olduğunuzu sezdirmeniz yeterli olur. Çünkü o da mahrem saydığı evindeki hanım akrabalarına ait isimlerin dillere düşmesini göze alamaz. Bu yolla, bir nevi karşılıklı ateşkes ilan etmiş olursunuz.

Bu yollardan hiç birisine başvuramayan küçük çocuklar peşinen yenilmişlerdir. Onların yapabildikleri tek şey üzülmek, gözyaşı dökmek sonra şikâyet için nöbetçi öğretmene gitmekti. Öğretmenler, böyle garip şikâyet konularına bir anlam veremeyip, “küfür mü etti” diye sorarlardı. “Hayır” cevabını aldıklarında da “ oğlum, öyle ise ne diye ağlıyorsun” deyip başlarından salarlardı.

Solhan YİBO’da geçirdiğim koca dört yıl herkes gibi ben de boş yere bu saçmalıklarla vakit geçirmiştim. Hakaret etmeden yalnızca annemin, kız kardeşlerimin isimlerini öğrenip söyleyenlerle boş yere kavgalar etmiş, sonuç alamayınca karşı atağa geçerek defalarca misillemede bulunmuştum.

İlkokul yıllarımızın namus anlayışı tek kelime ile saçmalıktan ibaretti. Gerçek hayatta dedelerimizin, babalarımızın kadınları eve hapsetmesinin altyapısı bu saçma düşünceler olmasın mı? Evet, belki de öyle olmalı; daha önemlisi de galiba yurdumuzun kimi yörelerinde töre cinayetlerine gerekçe yapılan anlayışın da alt yapısını oluşturuyordu bu saçma fikirler.

Beğen

Önceki Yazı Sonraki Yazı

SOLHAN YİBO ÖĞRENCİLERİNİN MAHREMLERİ Yazısına Yorum Yap
"SOLHAN YİBO ÖĞRENCİLERİNİN MAHREMLERİ" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.

YORUMLAR



Henüz yorum yapılmamış.

En Son Yorumlanan Şiirler
  • alperenim
    Biri var.....
    alperenim
  • çiftçi
    Melekler şehri🔥(los angeles)
    çiftçi
  • Vortex gazinin oğlu
    Sarı saçların
    Vortex gazinin oğlu
  • sera.
    Masumiyet kokulu kar masalıma hasret bulaşınca
    sera.
  • sedat hünker
    İki dünya için çalışmak.
    sedat hünker
En Son Yorumlanan Yazılar
  • neneh.
    Ceylan sokağının uşakları 7
    neneh.
  • haklı~
    Hak/sızlık
    haklı~
  • Cemil Ateş Şiir Yazarı
    Çöl şeytanı
    Cemil Ateş Şiir Yazarı
  • Halit Durucan
    Sultan ll. abdülhamid han
    Halit Durucan
  • suyun sancısı
    İzler
    suyun sancısı
  • saf şiir
    Dinimiz islam ve onu öğrenmenin yolu da kur’an
    saf şiir
  • Şaban  Kalyoncu İskeçevi
    İnsan
    Şaban Kalyoncu İskeçevi
  • Mithat Baş
    Adaletin sağı solu yoktur
    Mithat Baş
  • Beyhudenin Kalemi
    Oyun bitti "yazı tura"
    Beyhudenin Kalemi
  • Alibaba
    Kur’an’a göre şirk ve müşriklerin tanımı
    Alibaba
Kitap Listeleri
Kapak önemli! - En güzel kapaklı kitaplar 15
Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap 30
En iyi Bilim Kurgu kitapları 1
Asla unutmak istemediğim kitaplar 18
En Komik Kitaplar 6
Okunası Şiir Kitapları 21
En fantastik kitaplar 11
Filmlerini izlediğim kitaplar 22
Yükselen Üyeler
ADEM İMDAT KESİCİ
ADEM İMDAT KESİCİ

@ademimdatkesici

bulunmaz_hint_kumaşı
bulunmaz_hint_kumaşı

@bulunmaz-hint-kumasi

İklim
İklim

@iklim1

HASAN ÇAPRAZ
HASAN ÇAPRAZ

@hasancapraz

YANLIZLIKLAR_ŞAİRİ
YANLIZLIKLAR_ŞAİRİ

@yanlizliklar-sairi

NE NEDİR? Tümü
sükut Tasarım hayal Yalan ve İftira Deliye dönmek akıllı tasarım birliği... Kin ve Nefret Onur Kırmak İyilik ve Doğruluk Çıkar yol bulamamak Kestirip atmak Önünü Kesmek Kesin gözüyle bakmak Hz.Muhammed (S.a.v) farkettim de aşk








MENÜLER
Anasayfa
Şiirler
Yazılar
Forum
Kitaplar
Ara
Keşfet
İletiler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
Nedir?
YENİ ŞİİRLER
Alanım oldu
Anlatamazsın
Can sızısı- bakiye-
Sarı saçların
İki dünya için çalışmak.
Masumiyet kokulu kar masalıma hasret bulaşınca
EDEBİYAT DEFTERİ
Hakkımızda
İletişim
Kurallar
Yardım
Gizlilik Politikası
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Kapat Çerez Politikamız