- 340 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ayna mı Bilinçaltı mı? Gerçek DOST?
Bir sözle anlatmaya başlayayım demek istediğimi: "Sadece işsizler değil, daha iyi işler yapabilecek olanlarda işsizdir."
Her insan hayatın belli zamanlarında tükenmişlik sendromunu yaşamaya maruz kalabilir. Ama, insan denize düşmekle değil, denizde kalmakla boğulur. Bilinçaltına neyi gönderirsek onu kabullenir. Bir akıllıya kırk kere deli dersen; deli olur espirisi de burdan gelir ya.
İnsanın en değerli dostu ayna mıdır gerçekten? Çünkü biz gülerken o da güler ;ağlarken ağlar. Her insanda zımni narsistlik bir nevi anti katalizör rolü görüyor uzun vadeli düşündüğümüz vakit. Bunun seviyesini de çoğu zaman ayarlıyamıyoruz. Ta ki tecrübelerle optimal düzeyde bir ölçü yakalayana dek.
Ama bakınız ayna ve bilinçaltındaki farklılığa. Kötüyken aynaya bakarken veya üzgünken, aynalama metodu olarak o anı yaşatır bize. Peki ya bilinçaltı? Bilinçaltı mutsuzken bile mutlu edebilir seni; ona olumlu subliminal mesaj gönderirsen onu kabullenir doğru bilgi diye; olumsuz bilgi gönderirsen olumsuz bir subliminal mesaj olarak kabul eder hiç sorgulamadan. Peki sormak istiyorum hangisi gerçek dost? Ben ara sıra dilemmada kalsamda çoğu vakit aklımın İkarus gibi bilinçaltını ve kalbiminde Daidalos gibi aynayı tercih ettiğini söyleyebilirim.
Ezcümle şunu kulağa küpe etmekte fayda var. "Her insanda, insanlığın bütün hali mevcuttur." Karar senin.
"Hayat kırık bir bardaktaki suya benzer. İçsen de tükenecek içmesende." Ben mutlu olmaya karar verdim.
Fırat SÖYLEMEZ 29.03.2015 (18:54)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.