- 600 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
AÇLIK OYUNLARI(Bu Ülkenin Kurtuluşu)
Bugün moralim bozuk
Bugün ters kalkmışım yataktan
Akşam kitap okurken uyumuşum
Savaş haberi vermiş kanallar Irak’tan
Hanım: “Savaş başladı” demiş,
Kızım korkmuş
Gözleri şişmiş ağlamaktan
Bugün moralim bozuk
Bugün ters kalkmışım yataktan
Günaydın diyenleri duymamışım
Her gün geçtiğim sokakta
Bugün moralim bozuk
Bugün içimde Iraklı çocuklar ağlamakta
Yukarıdaki dizeleri Amerikan askerlerinin Irak’ı işgal ettiği ilk gün yazmıştım. Tarihin bilinen en eski dönemlerinden beri bir ülke işgal edilirken hep söylendiği gibi “Bu ülkeye adalet getirmeye geldik” safsatası Irak için de söyleniyordu. Irak halkını da inandırmış görünüyorlardı. Çok geçmeden ırak halkı söylenenlerin doğru olmadığını gördü. Ama söylenen masala inanmanın faturasını kanla ödüyor. Yüzlerce masum Iraklının birbirlerine kırdırılarak öldürüldüğü bu ortam Amerika istediğini alana kadar da süreceğe benziyor.
Yıllardır iç karışıklıklar çıkarma yoluyla bir ülkenin nasıl parçalanacağını bilen Amerika şii, suni, kürd, üçlemini ustaca kullanarak her gün ortalama kırk kişinin öldürüldüğü bir ortam yarattı Irak’ta. Ülke bütün komşu ülkelerin rahatsız olacağı bir bölünmeye doğru giderken Amerika ekonomisini finanse eden silah tacirleri yeterince mutludur herhalde!
Düşünüyorum da ülkemizde de aynı oyunlar geçmişte oynanmış ve benzerleri oynanmaya devem etmekte. Alevi-sunni, sağ-sol, Kürt-Türk ikilemleri hala kullanılmıyor mu? Yanıbaşımızda Irak örneği tüm çıplaklığıyla dururken biz geçmişte yaşadıklarımızdan ne kadar ders aldık acaba… Bence almadık ve ders alacağa da benzemiyoruz.
Binlerce yıllık kültür mirasını birlikte paylaştığımız Anadolu toprakları tarihte hoşgörü temelinde bir arada yaşamayı becerebilmiş, çeşitli farklılıkları zenginlik olarak kabul edebilmişken birilerinin oyununa mı getirilmek isteniyor diye düşünmek gerekmiyor mu sizce?
Yakın tarihimize şöyle bir bakalım. Ülke I. Dünya Savaşı’nın olumsuz sonuçlarını yaşıyorken, Rus orduları Doğu Anadolu’da birçok ilimizi işgal etmişken, Yunan orduları İtilaf Devletlerinden aldığı cesaretle İzmir’den ülkemize girmişken, İtalyan ve Fransız askerleri Güneydoğu ve güney bölgelerimize yerleşmişken, İstanbul işgal altında iken, ulusal kurtuluş mücadelesi başlatan ve zaferle sonuçlanana kadar hayatlarını hiçe sayan insanlar, sen alevisin, sen sunnisin sen Kürtsün sen Lazsın sen Çerkezsin demeyi akıllarına getirdiler mi acaba?
Ulusalcılığın milliyetçi söylemlerin pirim aldığı ve gittikçe taraftar bulduğu bu günlerde bu ülkeyi bölemeye çalışanların amaçlarına hizmet edildiğini sizler de düşünmüyor musunuz?
Bu ülkede binlerce yıldır zaten var olan farklılıkları derinleştirmek kimin işine geliyor?Bir düşünün.Bir kesim: “Ben bu ülkenin sahibiyim.” diyerek diğer kesimleri yok sayabilir mi sizce? Çanakkale cephesinde Kurtuluş Savaşı’nda aynı amaç uğruna hayatını bu ülkeye feda etmiş Afyonlusu, Siirtlisi, Trabzonlusu, Vanlısı bu duruma ne derdi acaba? “Ayıp ediyorsunuz “ derlerdi herhalde!
Bu ülkenin kurtuluşu: Atatürk’ün ulusal mücadele için yaratabildiği; Cumhuriyeti kurduktan sonrada sürmesini istediği dayanışmadan geçer. Bu ülkenin kurtuluşu sosyal adaleti evrensel hukuk normlarıyla sağlayan, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği çağdaş bir yönetim anlayışından geçer. Bu ülkenin kurtuluşu, okuyan, üreten, düşünen, sorgulayan yaratan bir gençliği iyi bir eğitim sistemiyle bu ülkenin geleceğine kazandırmaktan geçer. Aksi takdirde ufku dar görüşlerin gençliğimizi oyuna getirdiği, Eline silah tutuşturulan gençlerin fazla da düşünmeden hedef gösterilen insanları vurduğu, üstelik bunu vatana hizmet saydığı ve her geçen gün acı, kin ve öfkelerle kaosa sürüklenen bir ülke olmaktan kendimizi kurtaramayız. Yoksa birilerinin bize adalet getirmek istemesi kaçınılmaz olur.
O zaman herhalde aklı başında olan herkesin özellikle biz eğitimcilerin gençlerimize verebileceği doğru mesajlar olmalı. Çevremizde palazlanan hastalıklı fikirlerin tuzağına düşmemeleri bizim elimizde. Onlarda yaratacağımız demokratik kültürle yoğrulmuş yüksek bilinç ;bu ülkenin kurtuluşu olacaktır.
Bedri KARAARSLAN Edebiyat Öğretmeni
YORUMLAR
Değerli kalem çok doğru tespitlerde bulunmuşsunuz.. Katılmamak mümkün mü söylediklerinize.
Ama şu bir gerçek ki artık bu ülkedeki insanları maalesef ki din bezirganları ayrıştırdılar. Ya LAİK sin, yada ANTİ LAİK, yA ATATÜRK'ÇÜSÜN yada AKP li... Böyle saçma sapan bir hale geldi bu ülke..
"Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok
siyaset konuşuluyorsa
o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir."
~Friedrich Nietzsche...... İşte biz bu kategoriye giriyoruz... Kraldan çok kralcı geçinerek canhıraş siyaset yapıyor ama ay sonunu zor getiriyoruz... Böylede bir ikilemli kişiliğimiz var. :)))
Suriye'li bir genç anlatıyor: “Biz Suriye’de ön yargılı bir şekilde yaşıyorduk,birbirimize
ayrım yapmaya başladık, ayrım yavaş yavaş arttı,Şii’si iktidar olduğu için kimseyi
beğenmiyordu,Sünni’si çoğunluk olduğu için kimseyi beğenmiyordu,Hristiyan'ı zengin olduğu için kimseyi beğenmiyordu, Kürt'ü başka beğenmiyordu, Arap’ı başka beğenmiyordu,Türkmen’i başka beğenmiyordu,kimse kimseyi beğenmiyor
herkes dedikodu yapıyordu, sosyal medyada küfürleşiyordu, herkes herkesten uzaklaşıyordu, herkes çok bilmişti, herkes en ahlaklı en dindar en namuslu benim diyordu. Şimdi durum değişti. Hepimiz İstanbul’un çöplüklerinde birleştik. Çöp toplarken artık kimse kimseyle tartışmıyor
Çöplüğe düşünce birleşmeyi öğrendik..”
Ali Sedef..
Selam ve sevgilerimle