- 644 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ACININ GÜNCESİ
Sevdiğin birinin yanındayken hissettiğin acı daha mı dayanılmaz oluyor yoksa? Güneş dışarıda parlarken, ağrıyla beraber ruhuna çöken yağmur bulutları aniden boşaltıyor tüm sancısını içime. Birden beliren ağrının tarifi de mümkün değil, tasnifi de. Bıçak saplanır gibi desem değil, yanıcı desem değil. Belki delici bir ağrı. İçimi,kemiğimi, ruhumun en derinini deler gibi. Karşılar mı bu tabir benim haykırışlarımı? Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar. Yaşanmadan yazılmaz ya. Bazen yaşarsın da yine de yazılmaz.
Sessizliğe hüküm giymiş odanın duvarlarına haykırmak istemiyorum. Bu sükutu acım bölmesin. Düşünemiyorum. Alnımdan akan ilk terin ağırlığını hissediyorum. Dayanmak bu kadar mı zor? Bilmiyorum. Hayır, Hayır... Bölmek istemiyorum. Ey sükut, dinle beni...
Sevmek her halinle sevmekmiş ya. Alnımdan akan terin sesini duyuyor belki de dostun yüreği. Anlattıklarının en heyecanlı yerinde birden duruyor ve yüzüme kilitliyor bakışlarını. Ona bakmak istemiyorum. Onu, onları üzmek istemiyorum. Ağrı vücudumu ele geçirirken tırnaklarımı avuçlarım batırıyor, dişlerimi bir kerpetenin bile açmayacağı bir güçle birbirine bastırıyorum. O "ah"ı yollamak istemiyorum dudaklarımdan. O gözyaşının özgürlüğünü veremem şimdi.Ama bir yüreğin sıcaklığına teslim etmek ne kadar kolay kendini. Dostun omzuma koyduğu elin sıcaklığına teslim ediyorum yaşlarımı. "Ah" ı serbest bırakıyorum o anda dudaklarımdan. Dışarıda yağan yağmurun gürültüsüne karışıyor gözyaşlarım. İnsanlar yağmurdan kaçıyor, dostum ellerimi tutan elleriyle gözlerimin yaşına karışıyor. Hastane, doktor, ilaç, yağmur, gün , biz... Ne kadar çok sözcük ve ne kadar değerli bir anlam: Biliyorum, yanımdasın...
İki kolumda iki yürek. Hastane yolunda. Doktoru beklerken, dostun elleri avuçlarımda yine. Ağrı zaman zaman hem bedenimi titretiyor hem de yüreğimi. Taşımak zor bazen. Hayat sınavı çoktan seçmeli değil, gönülden seçmeli. Avuçlarını avuçlarıma bırakıyor dost ve "Sık" diyor. Sıkıyorum. Acımı onun avuçlarına gömüyorum. Hiçbir acı dökülmüyor dudaklarından yine. İçimde sessiz dualar: Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. o Rahmandır, Rahimdir. Dualarda arıyorum teselliyi. Yanımda hiç tanımadığım insanlar "ah"ı hapsettiğim dudaklarımı aralayıp bir şey söylememi bekliyor. Sadece bakıyorum onların gözüne ve "Anla" diyorum. "Yüreğinle anla beni."
Tekrarlayan tetkikler, zamanın prangalarında ağır aksak ilerleyen dakikalar, sessiz çığlıklar, sesli duvarlar ve avuçları hala avuçlarımda olan dostlar. Bu kez bir kuşu saklar gibi tutuyorum avuçlarımda onun avuçlarını.
Dakikaların prangaları çözülüyor ve doktorun odasında bu kez "netice" yi bekliyoruz. Doktor ekrana bakıyor sonra da yüzüme. Doktorun sözcükleri dolduruyor bu kez avuçlarımı. Ağırlığını taşıyamıyorum avuçlarımdan dökülüyor yürek yangınım. Dostun omuzlarına dayıyorum başımı. Çektiğim tüm acım, haykırışlarım dudaklarımdan, gözlerimin yaşından dökülüyor yine de bekliyorum. Bu kez sözcükler yolu işaret ediyor ve dostun elleri omuzlarımda: Ben gelirim diyor. Ben gelirim. Ruhuma dolan bir şükür. Ey dost şükrün en güzel hali sensin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.