- 2509 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
On Dört Yaşındaki Öğrencinin Okumaya Geçiş Ve Başarı Öyküsü
On Dört Yaşındaki Öğrencinin Okumaya Geçiş Ve Başarı Öyküsü
Bursa’nın merkez köylerinden birinde çalışırken Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nin açtığı ‘Alt Özel Sınıf Öğretmenliği’ kursuna devam ettim, sertifikasını aldım.
Aralık 82’de Barbaros İlköğretim Okulu’na atandım. İkinci devreyi (4,5.Sınıflar) okutuyordum. Beşinci sınıfa devam eden ’Sedat Bayraktar’ adlı öğrencim okumayı öğrenemediğinden birinci devreye devam etti. (Daha doğrusu diğer öğretmen arkadaşım beni rahat ettirmek için Sedat’ı sınıfına almıştı!)
Yılsonunda yine okumayı öğrenememişti, sınıfta kalması gerekiyordu. Sınıf Öğretmeni olduğumdan yetiştirme kursuna çağırdım.
14 yaşında, iriyarı, özgüvenden yoksundu. Beni yabancı hissettiği için yalnız gelemedi, ilk günler annesiyle geldi, yanımda sesli konuşamıyordu.
Okul yönetimi bile uğraşmamamı, karnesini düzenleyip vermemi, nasıl olsa okumayı öğrenemeyeceğini ve kaydının silineceğini önerdi!
Okumayı öğrenebileceği ümidim ilk gün yoktu, sadece vicdanımın rahat etmesi için çalışacağımı belirttim ve çalıştım.
İlk gün, güven ve sevgisini kazandım. Yalnız gelmeye, yanımda sesli konuşmaya başladı.
Sesler üzerinde dururken gördüm ki sesleri kavramış, birbirine katamıyor!
Yoğun çalışma sonunda birkaç gün içinde sesleri katıp, heceye geçti. İki hafta sonunda heceleyerek okumaya başladı.
Ertesi yıl mezun oldu. Bu sınıflardan mezun olan öğrenciler için ’İş Okulları ’ vardı. Bu okullarda öğrencilere bir meslek öğretilir, iş yerlerine yerleştirilir, takibi yapılırdı. Sedat da oraya devam etti.
Fiziksel gelişimi iyi olduğundan yanlış anımsamıyorsam gülle atma dalında yetiştirildi. Ertesi yıl özürlüler kategorisinde Türkiye Şampiyonu olarak Amerika’ya gönderildi.
Amerika’da Dünya Şampiyonu olup yurda döndü, İstanbul’da törenle karşılandı, diğer arkadaşım öğretmeni olarak karşılama törenine katıldı.
Gururumu içimde yaşadım. O iki hafta içinde ilgilenmeyip kaydını sildirseydim okumayı öğrenemeyecek, iş okuluna gidemeyecek, kaybolacaktı. Şampiyon olmasının en büyük nedeni olmuştum.
Genç öğretmenlere her fırsatta anlatır, her anlatışta ürperirim.
Ömrümde yaptığım en iyi şeydir. Mutluluğunu bugün de yaşıyorum.
Hiçbir meslek öğretmenlik kadar uzun vadede mutlu etmiyor insanı.
Çalışan öğretmenlerimizin bu anımı görev yaptıkları sürece unutmamalarını diliyorum.
EĞİTİMDE FEDA EDİLECEK FERT YOKTUR.
Alt Özel Sınıf: Öğrenme güçlüğü çeken, bedensel özrü olup normal sınıfa adapte olamayan veya ruhsal sorunu olan öğrencilerin Rehberlik Araştırma Merkezi kararıyla devam ettiği sınıftır. Müfredatı daha basitleştirilmiştir.
8 Eylül 08
Fatma Biber
YORUMLAR
Öğretmenim, işte öğretmen olmanın ulvî yüceliği burada başlıyor. Fedâkârlık, sevgi ile yaklaşımın sonucunda meyve veren çalışmanın güzel ürünü. Birşeyler öğretebilmek, hele öğrenme zorluğu çekenlere daha bir mutlu etmekte insanı. Duyarlı öğretmenlerin eserleri umarım gittikçe çoğalır. Saygılarımla.
Sayın Hocam fedakarlığınızdan dolayı güzel ülkemin güzel çocuğu Sedat adına bende teşekkürlerimi sunuyorum sizlere.
İşte öğretmenlik bu.İşte eli öpülecek öğretmen burada dedirten bir yazı.
Sizi çok iyi anladım.Yazının amacı övünmek değil,örnek olmak,yol göstermek. Azimli olmak,inanmak.Çünkü inanmak başarmanın yarısı.
Bu başarınızdan dolayı tebrik ediyor, takdirlerimi sunuyorum Hocam.
SAYGILARIMLA.