- 605 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nerede Yaşıyorum
Ey dünya ebedi kalan var mı sende. Acep seven var mı dünya seni. Yalan dünya, yalan dünya kaşık, kaşık verdiğini toptan tahsil eden dünya. Yaşadım mı denirse istediğim gibi doyasıya yaşamadım sende. Kimine çok cömert iken kimine istediğini vermedin . Sevmedim seni dünya, var sen seni sevenin dünyası ol.
Yorgun geçen bir günün ardından baş ağrım bir türlü geçmek bilmedi. Yatakta döndüm durdum. Geçenin geç vaktinde kalktım yataktan. Dışarı terasa çıktım soğuk ürpertici bir hava var. Odaya döndüm bir ağrı kesici aldım. Baş ağrım geçmek bilmiyor bu gece nedense. Yeniden yatağa döndüm uzandım. Kafamdaki düşüncelerden ve baş ağrımdan sıyrılıp uyumak istiyorum uyuyamıyorum. Böyle ne kadar vakit geçti bilmiyorum. Gece yarısını çoktan geçti . Kalktım tekrar yataktan sırtıma paltomu aldı. Ayakkabılarımı giydim evden dışarıya çıktım. Bastım asansörü düğmesine asansör aşağıdan geldi. Kapıyı açtım asansörün içinde sırtı dönük biri var. Selam verdim yukarımı çıkıyorsunuz dedim evet dedi. Ben aşağı inmek istiyordum aşağıya dönerken binsem mi acaba diye biran tereddüt geçirdim girsem mi girmesem mi diye..Asansörün içindeki zat buyurun dedi asansöre girdim. Yukarıya doğru hareket etti asansör. Asansörün içerisindeki kişi tamam gidiyoruz dedi. Baktım tanıyamadım
Siz bu sitede mi yaşıyorsunuz
“ Hayır”
Sen kimsin
" Seni götürmekle görevlendirmiş sana eşlik edecek olan varlığım".
Şaşırdım birden ürperdim. Buraya kadarmış demek ki diye geçirdim aklımdan.
Benim dışarı çıktığımdan kimsenin haberi yok. İzin verirsen yakınlarımla sevdiklerimle vedalaşayım
" Zamanın yok seni kimse duyamaz artık" dedi.
Telefon etmek geldi aklıma. Elimi cebime atmak istedim. Baktım üzerimdeki elbisede cep yok. Asansörde nasıl olduğunu anlamadan birden apartmanın çatısın dayız. Bu defa asansör olmaksızın yükselmeye başladık. Biz yükseldikçe yükseldik arkama baktığımda biz yükseldikçe her şey küçülüyordu. Sonra dünya küçüldü, küçüldü ben dünyadan yükselip uzaklaşıp gidiyordum. Dünyadan beni alıp götüren varlık pek konuşmuyor. Bende susuyorum. Kendi kendime içimden dünyadaki hayatım bu kadarmış demek. Oysa daha dünyada yaşamak istediğim yapmak istediğim çok şey vardı . Bana biçilen ömür bu kadarmış diyorum. O sırada gökyüzünde yükselmeye devam ederken. Bir cisim görüyorum. Uzaya gönderilen rokete benziyor. Biraz daha büyük ama kanatları var. Öylece sabit duruyor. Bu diyor uzaya kurulan uzay istasyonu. Yaklaşıyoruz yanından biraz yavaşlıyoruz. İçerisini Bakmak ister misin diyor. Biraz duruyorum görmek ister gibi, sonra artık ne işime yarayacak diyorum vazgeçiyorum. Hayır tekrar dünyana dönmeyeceğime, gördüklerimi kimseye söyleyemeyeceğim göre ne işine yarayacak. Görmek istemiyorum diyorum. Gideceğim yer nasıl neyle karşılaşacağım bana artık orası önemli diyorum. Götürüldüğüm yeri merak ediyorum neyle karşılaşacağım neler yaşayacağım neler olacak diye . Böyle yolculuk esnasında karma karışık duygular içerisindeyim. Bir taraftan da üzülüyorum. Çocuklarımı sevdiklerimi bir daha göremeyeceğim dünyaya dönemeyeceğim diye. Bir yandan da başka acı çekmeyeceğim dünyada çektiğim acım bitti başka ölüm yok diyorum. Böyle karma karışık duygular içerisinde dünyadan tamamen uzaklaşıp gidiyorum. Dünyaya küçücük mavi ışık bir nokta kadar kalıyor. Gidiyoruz, gidiyoruz o mavi noktada diğer ışıklara karışıyor. Dünya hangi ışık nokta artık kayboluyorum.
Nihayet bir yere varıyoruz. Başka bir âlem, başka bir dünyaya burası. Ağaçlar daha uzun uçsuz bucaksız. Başka bir güzel yeşil daha koyu ve kokulu. Her şey ne güzel, renk, renk ahenk, ahenk birbiriyle çok uyumlu. Çiçekler daha bir başka güzel kokulu. Üstelik duyduğun her güzel kokunun rengini kendini aldığın nefeste havadaki o atmosferi görebiliyorsun. Yürüyorum bir yoldan ilerliyorum hiç tanımadığım insanların arasındayım. Herkes sessizce yürüyor. İlerliyorum bakıyorum bu yoldan gelen hiç yok herkes aynı yöne gidiyor. Yürüdüğüm yolun kenarlardaki o koyu yemyeşil uçsuz bucaksız ağaçların dibinde yerdeki çimler dikkatimi çekiyor. Tanımadığım insanlarla yürüdüğün o yoldan insanların arasından ayrılıyorum güzelim çimlere doğru yöneliyorum. Öyle yorgunum ki çimlerin üzerine oturuyorum. Gözlerimi açamıyorum uykum var. O kokulu ıhlamur ağacının atında o çimlerin üstünde yorgunluktan, uykusuzluktan gözlerim kapanıyor. Sabah uyandığımda buradayım.
Aklım karışıyor Nerede yaşıyorum. “İnsanlar uykudadır öldükleri zaman uyanırlar.”
Bir insan ömrü en fazla seksen yüz yıl. Bir ahiret günüyse oda bir rivayete göre seksen yıl. Yani Ahiretteki bir gün buradaki bir insan ömrüne denk. Orada bir gün uyumuşuz orada uykuda rüyadayız . Bu esnada dünyada ise sınavda. Bu dünyadaki bu sınavda oradaki hak ettiğimiz yeri elde edeceğiz. Bu dünya geçici, geçici dünya için bunca çaba sarf eden bizler ebedi kalacak olduğumuz orası için ne yapıyoruz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.