Hakiki sevgi, herkesin bahsettiği, fakat pek az kimsenin gördüğü hayaletlere benzer. -- anatole franse
Onur BİLGE
Onur BİLGE

0078 - KEN 'D' AĞIT - YA AĞIT YA DAĞIT

Yorum

0078 - KEN 'D' AĞIT - YA AĞIT YA DAĞIT

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

783

Okunma

 0078 - KEN 'D' AĞIT - YA AĞIT YA DAĞIT

0078 - KEN 'D' AĞIT - YA AĞIT YA DAĞIT

KEN ’D’ AĞIT

"beni taralı saçlarımdan bezdiren güzel rüzgarım
el birlikçe katiliyiz güzellerin
mütesadif battık be
en güzel yerine mavi dünyanın
hay kızın camları kararttığı çeşmenin aydınlığına
huy canın çıkmasına yakın
hey gitmeyesin tuttu de mi..."

İbrahim ADEM


’Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu.’
’Nefsini bilen, Rabbini bilir.’

Ken: Bilmek, tanımak…


YA AĞIT YA DAĞIT

İki seçenek vardır. Ya kendini dağıtacak, ya da kendini bilecek, dolayısıyla Rabbini bilecek; ölmeden önce ölerek, kendi ağıtını kendisi yakacaktır.

Beni taralı saçlarımdan bezdiren gençlik rüzgârım! Hey gidi kavak yellerim hey!.. Hey, güzel kaderim! El birliğiyle katlettik güzelleri, güzellikleri, yapılması emredilenleri. Tesadüfen, mavi dünyanın en güzel yerine battık, kendimizi de iki dünyamızı da mahvettik!

Hay Allah! Kız, odasının ışığını söndürdü, camları kararttı. Can çıkar, huy çıkmaz. Canım burnuma gelmiş… Bir mızrak sokulmuş sanki, ucu ağzımdan çıkmakta… Gırtlağımı uzattıkça uzatıyor! Ne işin var, nefsinin peşinde? Çeşmenin aydınlığına gitsene, O/Nur/lu tarafa! Hey, arsız nefsim! Git, bir abdest al! Yun, yıkan, tövbe et, ibadetine bak! Gitmeyesin tuttu de mi?

Yanlış değil bu anlam, birkaç kelime eksik olsa da… Anlayan anlar, nasıl olsa. Akıl lazım değil! Bilginizi kendinize saklayın! İki yazıcı melek katlarından inmiş, her halimi izlemekte, yapmakta olduğum her iyiliği, her kötülüğü kaydetmekte... Bunun bilincindeyim. Ayağımı denk almam için bu yeter bana!

Bizim örf ve adetlerimiz vardı. Az uz şey değildi onlar, iyiliğe, güzelliğe, doğruluğa dair! Kızlarımız vardı. Teliyle duvağıyla baş göz ederlerdi. Onlar gelinlikle girdikleri koca evlerinden ancak ama ancak kefenle çıkarlardı! Allah’ım! Ne müthiş bir töredir, nasıl bir gerilimdir, bu!..

Sert bir sabahın inkâr edilemeyen, karşı çıkılamayan, söz götürmez çukuruna düştüm. Neler geçti başımdan!

Bir uzun ince yoldur, hayat. Bazen apaydınlıktır, bazen de kapalı, çok bulutlu… İşte öyle karamsarlıklar içindeydim ki bir sabah, bulutları yararak sen geldin, geliverdin ansızın! Geçmiş değildin. Geçmek bilmedin. Yıllarca estin başımda ama geçmişiydin hayatımın. Tüy kadar ağırlığın yoktu, düşerken. Işıklar yansıyıncaya kadar, bir flaş parlarcasına, öyle bir anda yaşandı ve bitti sanki aramızdakiler. Neden yaşattırıldı ki bize bunlar? Sanki ne sen sendin, ne de ben, ben… Başka bir sen ve bendi sanki yaşayanlar. Sen kimsin? Ben kimim? Kimiz bizler? Kendimizi biliyor muyuz? Neden yaratıldık? Buna ne gerek vardı? Neden geldik dünyaya? Ne yapmaya? Sonra ne olacak? Nasıl birer akıbet beklemekte her birimizi?

Ah! Ne kadar günahkârım ben! Yerim yatağım yok!.. Beni iyi yere gömerler mi sanıyorsun? Mezarımda rahat yatırırlar mı? Nefsime de sana da zulmettim! Bu günahkâr kollarım, iki yanıma geldi, ıslah oldum, nihayet. Yani öldüm, ölmeden önce öldüm. Nefsimi öldürdüm, öldürebildim nihayet. Kolay olmadı. Haydi, öv beni! Kutla!

Alnımı, denk ettim toprak seviyesine. Alnımı secdeye koydum, O/Nur/la! O yatkın sevdaya tutuldum, o Allah aşkına!

İkimizi aynı mezara koyarlar mı sanıyorsun? Orada bile yan yana yatırılar mı? Mümkün mü böyle bir şey!..

İki kez vurulmaya değer! Ey sevgili! Biri sanaydı, bitmedi, bitmeyecek! Biri de O’na! Allah’a!.. Kanmışsam, kanmışım işte! Gençlik! Üzülmek faydasız. Oldu bir kere! Hem dert değil bana! Gerçekten dert değil!

Boş ver sen de üzülme! Salıver kendi feyline! Koyver küçük rüzgârları! Es gönlüme gönlüme! Estir kavak yellerini!

Tara saçlarını, dök omuzlarına! Korkma, çık fırtınaya, kasırgaya! Germe sırtını! Utanma, sıkılma! Korkma! Ne yaptık, ne yapıyoruz ki biz? Sevin biraz!

Kendimizi de biliriz, Rabbimizi de…
O zaman? Sevinin biraz!

Dünya ve Ukba’da Sevinenlerden Olmak umuduyla…

*

Onur BİLGE
ŞİİRT FISILTILARI - 0078

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
0078 - ken 'd' ağıt - ya ağıt ya dağıt Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 0078 - ken 'd' ağıt - ya ağıt ya dağıt yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
0078 - KEN 'D' AĞIT - YA AĞIT YA DAĞIT yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.