- 536 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şimdi Dayanışma Zamanı
Ülkemiz bu kadar büyük sıkıntılarla karşı karşıya iken bir oylama yaşadık. Yapılan oylama basit bir durum için yapılmadı. Ülkemizin gelecek yıllarda nasıl yönetileceğinin saptanacağı bir oylama. O halde bu uygulamanın en demokratik, tarafsız yöntemlerle yapılması gerekirdi. Ne hikmetse; uygar dünyanın kabul ettiği demokrasi normlarına göre yapılması gereken oylama olağan üstü koşullarda icra edildi.
Bir kere ülkemiz bu anda demokrasiyle yönetilmiyor. Olağanüstü hal yönetimiyle yönetiliyoruz. Adından da belli olduğu gibi olağanüstü hal var ülkede. Niçin bu yönetime başvuruldu? Malum 15 Temmuzda bir darbe teşebbüsü yaşandı. Hala o darbenin muhasebesi yapılamadı. Suçlular tamamen yakalanıp soruşturmaları bitirilmedi. Ne hikmetse bir anda; yangından mal kaçırırcasına araya referandum oylaması sıkıştırıldı.
Oylamayı tüm yurttaşların benimsemesi ve sonucunu içlerine sindirmesi için bu oylamanın olağanüstü hay yönetiminin sonlandırılıp daha sonra yapılması gerekirdi. Bunu ben söylemiyorum sadece. Demokrasiyi yeterince içselleştirmiş siyaset bilimcisi, demokrat insan söylüyor.
Sıradan bir oylama değil bu oylama dedik. Ortalama iki yüz yıla yakın bir geçmişi olan parlamenter sistemden vaz geçilip cumhurbaşkanlığı sistemi denilen bir sistemle yönetileceğiz. Bu yeni sistemin bizlere neler kazandıracağını yaşayarak göreceğiz… Oylama sonucu kabul edilen yeni sistemin dünyada somut bir örneğinin olmadığı belirtiliyor sistemin muhaliflerince!
Dilerim kabul edilen bu yeni sistem ülkemizi yeniden ayağa kaldırır savunucularının dediği gibi. Zincir ve prangalar kırılır. Çağdaş uygarlık düzeyine çıkma hedefi kısa sürede yakalanır. Yer üstü ve yer altı zenginlik kaynaklarımızı kendimiz işletiriz. Yerli markalarda mal üretir ve dünya piyasalarına süreriz. Bu güzel dileklerin gerçekleşmesi için ülkede ulusal bir muvafakat sağlanması gerekirdi. Anayasa nedir bir de o konuyu azıcık irdeleyelim.
Türk Dil Kurumu sözlüğü anayasayı şöyle tanımlıyor: bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama erklerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kendi haklarını belirten temel yasa. Yani ana kanun, kanunların anası. Anayasa tüm yurttaşların kendi haklarını belirten yasa olduğuna göre bu yasanın yurttaşların büyük muvakkatiyle yapılması gerekmez mi? Yurttaşların çok az bir çoğunluğuyla kabul edilen bir ana kanunun tüm yurttaşların içine sindirilmesi kolay olur mu? Bu sorulara olumlu yanıt vermek olası değildir. Çünkü oylama öncesinde yapılan çalışmalar ve alınan sonuç tatmin edici değil.
Oylamanın yurttaşların büyük çoğunluğunun içine sindirmesi için demokratik usullarla adil bir biçimde yapılması gerekirdi. Altını çizerek bir kez daha belirteyim olağanüstü hal durumunda ülkenin geleceğini ilgilendiren böylesi halk oylaması demokratik teammüllerle örtüşmüyor. Hükümet kanadı devletin bütün olanaklarını kullanarak oylamanın lehlerine sonuçlandırılmasına çalıştı. Ve de halkın büyük çoğunluğunun mutabakatıyla yeni anayasa maddelerine olur verilebilseydi sonuca kimsenin bir söz söyleme hakkı olmazdı.
Tüm bu olumsuz durumlara karşın bir referandum yaşandı. Sonuçlandı. Ülkemizde artık farklı bir yönetim biçimiyle yönetileceğiz. Bu memleket bizim. Bundan böyle geleceğe odaklanmak zorundayız.
Artık farklılıklarımızı bir tarafa atıp ortak değerler etrafında birleşme zamanıdır. Kişisel hırs ve egoları bir tarafa atma toplum çıkarını öne alma günüdür. Birbirilerimize sevecen yaklaşıp, empati duygunu iyice içselleştirme vaktidir. Zamanı boşa harcamayalım. Vakit nakittir derler, hatırlayalım… Enerjimizi eften püften durum ve harcama zamanı değil. Birlik olma zamanıdır.
Üç tarafı güzel denizlerle çevrili, aynı gün içinde dört mevsimin birden yaşandığı, yemyeşil ovaları, ulu dağlarıyla bu vatan bizim. Geniş topraklarımız, hepimizin barış içinde gönençli bir biçimde yaşamak için yeter. Neden büyük Yunus’un dileğini yerine getirmeyelim:
“Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünyaya kimse kalmaz.”
Jeopolitik bakımdan yer karasının en önemli yerinde bulunan bu topraklarda yaşamak bedel ister. Atalarımız büyük fedârlıklarla nice bedeller ödeyerek bu güzel vatanı bizlere emanet ettiler. Bilimi kendimize rehber edinerek birlik ve dayanışma ruhunu iyice canlandırabilme beceri ve olgunluğunu gösterebilirsek yarınlarımız güzel olacaktır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.