- 531 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
DİRİLİŞ-PASKALYA VE.....
Paskalya’nın ne olduğunu sanırım bilmeyen yoktur. Bilmeyen varsa da da işte resmi yukarıda.
Paskalya Bayramını da sanırım duymayan yoktur. Ancak bu bayramın nereden ve nasıl ortaya çıktığını pek çok insanımız bilmez.
Hrıstiyan inancına göre Hz. İsa çarmıha gerilir ve öldürülür. Bu ölümün elbette bir tarihi vardır. ( Onu şimdilik yazmayacağım) Ölümünden üç gün sonra da dirilir. İşte Hristiyan dünyasının bu DİRİLİŞ’i kutlamak için kutladıkları bir bayramdır Paskalya bayramı
Hristiyan inancına göre Paskalya Bayramı Nisan ayı içinde kutlanan bir bayramdır. Ancak Katolik Hristiyanlarla Ortodoks Hristiyanlar bu bayramı farklı günlerde kutlarlar.
Katolikleri bir tarafa bırakarak ülkemizde genelde Ortodokslar yaşadığı hatta Ortodoks Hristiyanlığının merkezi İstanbul Fener Rum Patrikhanesi olduğuna göre biz Ortodoks dünyasında kutlanan Paskalya Bayramına bakalım.
Hristiyanlar arasında 8. Yüzyıla kadar Paskalya Bayramının hangi gün kutlanacağına bir türlü karar verilememişti. Anadolu’da yaşayan Hristiyanlar sonunda şöyle bir çözüm buldular:
Hz. İsa, onların inancına göre 14 Nisan Tarihinde çarmıha gerilmişti. Böyle bir gün elbette önemli ve anlamlıydı ama aynı gün Yahudilerin Pesah ( Hamursuz ) bayramına denk geliyordu. Öte taraftan Hz. İsa’nın öldürülmesi kutlanacak bir şey değildi. O halde daha anlamlı olan DİRİLİŞ gününü kutlamaları gerekiyordu. Hz. İsa, çarmıha gerildikten üç gün sonra dirildiğine göre?
İşte burada son karar şöyle çıktı.
Hz. İsanın çarmıha gerilip öldürüldüğü günden yani 14 Nisan hangi güne denk gelirse gelsin bu tarihten sonraki ilk Pazar günü Paskalya Bayramı olarak kutlanacaktı.
Şimdi bu bilgilerin ışığında baktığımızda 2017 Senesi için Paskalya Bayramı hangi güne denk geliyor?
14 Nisan Cuma
15 Nisan Cumartesi
16 NİSAN Pazar...
16 NİSAN PAZAR -- PASKALYA BAYRAMI
İLGİNÇ DEĞİL Mİ SİZCE DE?
BİR TARAFTAN DİRİLİŞ SÖYLEMLERİ, BİR TARAFTAN 16 NİSAN...
BEN BAYAĞI BAYAĞI KILLANDIM ŞİMDİ BU İŞTEN. )))))))
Bunca komplo teorisine bir tane de benim katkım olsun dediydim. Her ne kadar sürç-ü lisan eylediysek affola...
YORUMLAR
Değerli hocam, iyi bir safsata örneği vermişsiniz...:)))
Bakınız: Safsata/Wikipedi
Bir safsata da benden...
Tarih öğretmenleri tarihi hiçbir zaman çarpıtmazlar
Sami Biberoğulları da bir tarih öğretmenidir
Öyleyse "Diriliş-paskalya ve..." başlıklı yazısı bir çarpıtma değildir.
:)))))))
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
ya ben sana komplo teorimi söyleyecektim ama çook geç ayrıca bu saatte bu çöreği nerden bulacim hı
mislimanların hiristiyanlara olan aşkı da ayrı bir ironi
izahı temokraaaasi . lozan ile ilgili hata varsa sen düzeltirsin örtmenim.
" Lozan Anlaşmasından bu güne kadar Türkiye’de yeni kilise açmak yasaktı. Ruhban Okullarının yeniden açılması adlı başlığı okurken AKP döneminde açılan kilise sayısını tekrar araştırdım. Bu kadar kilise bu kadar kısa zamanda her halde Avrupa ülkelerinde dahi açılmamıştır (yüksek ihtimalle)
-Son dönemde açılan kilise sayısı : 51 (Biri camiiye bitişik)
-Koruma altına alınan kilise sayısı : 742
-Ev tipi kilise : 40.000 den fazla
-Başbakanın ikamet ettiği Keçiören ilçesinde 53 tane ev tipi kilise
-2005-2006 yıllarında Trabzon Santa Maria kilisesine kayıt yaptırıp Hıristiyan olan genç sayısı 12.500.
-Aynı dönemde Adana Nüfus Müdürlüğüne müracaat edip kimliğine Hıristiyan yazdıran genç sayısı 3.000.
-Tarihte ilk defa Denizli’de AKP’li bir belediye bir camiyi, eskiden kilise idi gerekçesi ile kiliseye çevirdi.
-Akdamar, Sümela gibi yılardır kapalı olan harabe kiliseler restore dilerek ilk kez bu hükümet döneminde ayine açıldı. (Akdamar Kilisesi'nin tamir maliyeti 2 trilyon 600 milyar)
-Diyarbakır'da 100 yıl sonra ilk defa çan sesi duyuldu.
-Bursa'ya, Kütahya'ya, Isparta'ya hıristiyan nüfus olmamasına rağmen metropolit atanmış."
(-Ayasofya da bu yakın zamanda namaz kılınması gündeme gelmiş ancak evropayla aşırı samimi ilişkilerimize katkı olmaması adına vazgeçilmiş)
bunun izahı da temokraaasi sonra da dönüp tu kaka evropaaaa
neyse neyse
bu paskalya çöreğinin intikamını alacim örtmenim demedi deme
De haydi sağlıcakla kal
Filiz Şahin. tarafından 4/16/2017 8:13:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Lozan Antlaşmasına ülkede kilise kurmak yasaklanmamış, tam tersine Türk devletine adeta bir görev olarak yüklenmiştir. İstersen Lozan Antlaşmasının 42. Maddesine birlikte bakalım.
Madde 42 — Türkiye Hükümeti Müslüman olmayan azınlıkların aile ya da kişi statüleri
konusunda, bu sorunların sözügeçeıı azınlıkların törelerine göre çözümlenmesine uygun her
türlü hükümleri koymayı kabul eder
İşbu hükümler Türkiye Hükümeti ile ilgili azınlıklardan her birinin eşit sayıda
temsilcilerinden oluşan özel Komisyonlarda düzenlenecektir. Anlaşmazlık olursa, Türkiye
Hükümeti ile Milletler Cemiyeti Meclisi, birlikte, Avrupalı hukukçular arasından bir üst
hakem atayacaktır.
Türkiye Hükümeti söz konusu azınlıkların Kiliseleri, Havraları, mezarlıkları ve öteki
dinsel kurumlarına her türlü koruyuculuğu göstermeyi yükümlenir. Bu azınlıkların bugün
Türkiye'de bulunan Vakıflarına ve dinsel ve yardım kurumlarına her türlü kolaylığı
gösterecek ve izinleri verecek ve yeni dinsel ve yardım kurumları kurulması için, benzeri
öteki özel kurumlara sağlanmış olan gerekli kolaylıklardan hiçbirini esirgemeyecektir.
Yani bu gün ülkede bu kadar çok kilise açılmışsa, hatta cami kiliseye çevrilmişse, bir kilisenin restorasyon ve yeniden ibadete açılması için Trilyonlar harcanmışsa, Diyarbakır'da seneler sonra çan sesleri duyulmuşsa, hatta Ayasofya yeniden cami olarak açılamamışsa bunu Lozan Antlaşmasının 42. Maddesine borçluyuz.
Selam ve sevgilerimle.
Filiz Şahin.
Zaten sorun lozan değil müslüman eliyle huri/stiyanlara hizmettir.
sami biberoğulları
Bu vatandaşlar Lozan'ı sevmezler orası da tamam.
İlle velakin Lozan'ı sevmeyen bu vatandaşların kırk yılın başında hiç olmazsa Lozan'ın bir maddesinin ( Bir madde dediğime bakma. Azınlıklarla ilgili daha pek çok madde var.) ruhuna hareket etmişler...
HARİKA HARİKA HARİKA..HEM BİLGİLENDİM HEM UMUTLANDIM HEM MUTLU OLDUM. HEMEN KARŞIMDA ÜÇ ÇINAR AĞACININ SERİN GÖLGESİNDE KÜÇÜK SEVİMLİ BİR KİLİSE VAR. PAZAR GÜNLERİ BİR BAŞKA ŞENLİKLİ OLUYOR. YARIN OYUMU KULLANDIKTAN SONRA PASKALYA ÇÖREĞİMİ ALIP CAMIN ÖNÜNDEKİ KOLTUĞA KURULUP ÇAYIMI KEYİFLE YUDUMLAYACAĞIM KİLİSE MÜZİĞİ EŞLİĞİNDE..HAYIR! HANGİ İNANÇTA OLURSA OLSUN YENİDEN DİRİLMEK ÇOK ÖNEMLİDİR ELBETTE...
sami biberoğulları
Benim çocukluk ve gençlik yıllarım Fener, Balat, Beykoz ve Bakırköy'de geçti. Çan sesine ve paskalya çöreğine aşinalığım vardır. Kiliseler içinde ilahiler söylendiğini de bilirim. Lakin kilise içinden dışarıya taşan bir kilise müziğine hiç şahit olmadım.
Her neyse... Size hem müzik ziyafeti hem de paskalya-çay ziyafeti dolayısıyla afiyet olsun diyorum.
Selam ve sevgiler..