- 739 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Öğretmen Okulları Farklıydı, Kapatılmamalıydı!
Ülkemizde şimdiye değil üzülerek belirtmeliyim ki olması gerekecek nitelikte ulusal birlik sağlanamadı. Eğitim Birliği Kanununun uygulamasında sapmalar yaşandı. Halkın aydınlanmasına dönük özgün projeler meyvelerini vermeye başladığı zaman adeta budandı! Kapatıldı! Dünyada örnek bir uygulama olan özellikle köye dönük insanımızın okuması, aydınlanması projesi olan Köy Enstitülerinin kapılarına kilit vuruldu!
Köy insanımızın insanca yaşaması için gerekli bilgi, beceriyle donatılmasının memlekete ne zararı vardı! Aynı biçimde çağın gereklerine göre çalışmalar sürdüren Öğretmen Okullarımız vardı. Öğretmen Okullarında ülke sevgisini yaşamın en kutsalı kabul eden, toplum çıkarını kişisel üstünde tutan öğretmenler yetiştiriyordu.
Bu öğretmenler ardılı oldukları Köy Enstitüsü ve Öğretmen Okulları mezunu meslektaşlarının izinden yürüyerek ülkemizin dağ-tepe demeden yolsuz ışıksız köylerine mezralarına ışık oldular. Hastalık, yorgunluk demeden çalıştılar. Ülkede ulusal birliğin sağlanması bağlamında tüm yurt sathında aynı nitelikli eğitim çalışmalarının yapılmadı bir zorunluluktur.
Aynı yolun yolcusu bir eğitim çalışanı olarak Öğretmen Okullarındaki nitelikli eğitim-öğretim çalışmalarının özünden bahsetmek istiyorum.
Bu günlerde ülkemizde, hemen hemen tüm gelişmiş ülkelerin okullarında uygulanan bitişik eğik yazı çalışmalarından feragat etme yoluna gidileceğini duyuyoruz. Nedeni neymiş! Çocuklarımız zorlanıyormuş bitişik yazı yazarken. Ve de öğretmenlerimiz bitişik eğik yazı yazmakta yeterli donanıma sahip değilmiş. Çözün dik temel harflere dönmek! Tıpkı geçen yıllarda okul kapatma örnekleri gibi.
Öğretmen Okulunda en ağır derslerin başında Resim-yazı, Müzik ve beden Eğitimi dersleri geliyordu. Çünkü bu derslerde gerekli donanımla yetişmek ilkokul öğretmeni olmak için çok önemliydi. Öğrenciye okulu sevdirmek için adı geçen derslerin önemi yadsınamaz.
Ortaokulda üç yıl okuduktan sonra öğretmen okuluna başladım. Resim-yazı dersinde öğretmenimiz yirmi beşe otuz beş boyutlarında kâğıtlar dağıtarak sandalyede oturan bir arkadaşımızın kara kalem desenini çizdirmekle işe başladı. Aynı çalışmayı yıl içinde defaetle tekrarladık. On üzerinden kaç alıyorduk değerlendirme sonunda dersiniz? Sıfır nokta birden bir. Tam not on. Sınıf geçmek için en az beş almak gerekiyor. Resim çalışması sadece kara kalem değil elbet. Sulu boya, yağlı boya çalışması yaptık üç yıllık eğitim süremizce.
Yazı dersi çalışması daha da kapsamlıydı.70x50 cm’lik resim-yazı kâğıtlarını bir ortadan katlayarak yazı defterleri yapıyorduk. Bu defterlere tablalı uç ve de her çeşit kesik uçlarla hafta içinde üç sayfa yazı yazmak zorundaydık. Sadece dik harflerle değil çeşitli harf çeşitleriyle yazı yazdık. Uçları, hokkadaki çini mürekkebine batırarak çalıştık.
Ayrıca resim-yazı kâğıdına haftada bir kez de blok yazılar yazmak zorundaydık. Resimden üç alabiliyordum ancak. Yazıdan daha yüksek not alarak ancak sene sonunda sınıf geçecek kadar not alabiliyordum. Sınıfın tamamının performansı hemen hemen aynıydı.
Müzik dersi de bizler en çok zorlayan bir dersti. Her öğrenci mandolin ya da flüt çalmak zorundaydı. Öğrendiğimiz parçaları hem notalarıyla okumak ve enstrümanla seslendirmek gerekiyordu.
Müzik dersinde Müjgân öğretmenimiz sınav yaptı. Nota okuma ve mandolinle parçaları seslendirmemiz isteniyordu. Notları okudu sevgili öğretmenimiz. İki almışım! Ortaokulda iftihara geçen benim için zayıflar üzücü oluyordu. Mandolin ve müzik kitabını alıp deniz kenarına gittim. Okul Trabzon’da. Martılara ve balıklara müzik ziyafeti çekerek sınava hazırlandım.
Sınav yapıldı. Öğretmenim durumumu çok beğendi. Büyük ilerleme kat etmişsin gibi güzel sözler etti. Notlar okundu. Kaç almışın! Dört!
Beden Eğitimi dersi de oldukça zorlanan arkadaşlarımız olurdu. Bahsettiğim derslerden bu derslerde özel yeteneği olan arkadaşlarımız zorlanmazdı. Sınıfların çoğunluğu başarılı olmak büyük çabalar harcardık.
Evet, Öğretmen okulunda çok sıkı bir disiplin vardı. Bir tören yapıldığında; bir ya da iki ders kaynarsa mutlu olurduk. Tüm bu zorluluklara karşı idealist duygularla okulu bitirip ülkemizin dört bir bucağına dağıldık. Öğrendiğimiz bilgi ve becerilerle mesleğimizi başarı ile icra ettik. Ülkemiz İslam Ülkeleri arasında farklı bir yere gelebildiyse, demokrasi ile yönetilebiliyorsak bu başarıda öğretmenlerimizin insanüstü çabasının rolü unutulmaz.
Günümüzde sorun olmayacak bitişik yazı çalışmalarında yeterli başarı sağlanamadığından yakınılıyor. Çözüm için yanlış yollar sapılıyor. Öğretmen okullarında bizlere verilen nitelikli eğitim örneği programlarla öğretmenlerimizi yetiştirirsek; kesinlikle inanıyorum genç kuşak öğretmenlerimiz şimdiki olanaklarla çok daha başarılı olurlar.
Yazı stilinde sorun yaşanmayacağı gibi eğitim-öğretim alanında karşılaşılan sorunları çözmenin biricik yolu donanımlı öğretmen yetiştirmek işin bir boyutu. Ayrıca devletimin Milli Eğitim Bakanlığına bütçeden çok fazla kaynak ayırması gerekir. Yapılacak iş hiç zor değil. Her üniversitede bir eğitim fakültesi açıp binlerce öğretmen adayı mezun etmek, mezun olup atanamayan öğretmen adayları için ne acı. Ülkenin çeşitli bölgelerinde ülke ihtiyacına yetecek kadar öğretmen yetiştiren fakülte açmak işin pratiği. Bu fakülteleri donanımlı kılmak, yarınlarımızı teslim edeceğimiz öğretmenlerin çağın gereklerine uygun donanımla yetiştirilmesini sağlamalıyız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.