- 672 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
2Sevgide sadakat ile nefes almak 2
Gittiklerin arkana baktıklarındı, uzakların tüm hasretlerini içinde biriktirip ağlama zamanları yarattın kendine…
Sevginin güçlü kahramanları birbirleri için ölmeyi göze almış iken bir birleri için ayrı ayrı kentlerde nefes aldılar. Bir birlerini rüyalarında ve de düşüncelerinde yıllar yılı taşıdılar. Kelimeler ve cümlelere, birbirlerinde yıllarca yaşadılar…
Çoğu zaman ağladı biri diğeri için, çoğu zaman yaşanmışlıkları içlerinde gizlilerinde taşıdılar. Öfkelendiler, ağladılar, ağlarken hıçkırıkları ile bir anda, bir anıya dönüştü gülmeleri, çoğu zaman gülmelerine göz yaşı bulaştı, çene kemiklerinden aktı gözlerinden düşeler…
Kızdılar, kırıldılar birbirlerine, çoğu zaman sessiz seslerle hıçkırıkları ile “ben de sevdim” diyebildiler…
Yaşam önlerine engebeli yollar çıkardıkça, bedenleri titreyerek aştılar aşabildiklerini, kalanlar ise, bir yaşama yayılan kırılmalar yaşatırken avaz avaz bağırdılar, “hak etmedik ki” diye…
Eskitemedikleri yıllara yayılan vedasız kopuşlar yaşadılar, bezmediler, kırılmadı umutları, gizli gizli izlediler bir birlerini, ayrı şehirlerin karları omuzlarında eridi, ayrı ayrı yerlerde üşüdüler…
Üşüdükçe içleri ısındı, birbirlerinin yokluğuna alışıncaya kadar lif lif oldu düşleri, parçalanmış sevgilerin gölgeleri gibi sığındılar yüreklerine ki yıllar birbirlerinin seni seviyorum cümlesinin gizliliğine, sessizliğine sığındılar…
Omuzlarına ayrı ayrı şehirlerin karları yağdı…
Tüm kalabalıklığım ve yalnızlığım sendin hep…
Ne zaman boğulsam kalabalıklarımla yalnızlığımdaki yol arkadaşlığındı nefeslerimle alev alev buhar olup yaşamımdan aşağıya düşer…
Oysa tüm kalabalıklığım, yalnızlığımdaki sen düşünceleri idi…
Pişmanlıklarım vardı hayatımda yaşamıma girmesine olumlu baktığım çok şeyin olamamasına veya olmamasını istediğim en önemlileri yaşamış olmam gibi, mesela senin gidişini düşünüp kabullenemeyişim, daha sonra da oluruna salışım, gibi, hayatımı ezip geçen zamanları yaşamam…
Oysa düşler kurardım, rüyalar görürdüm, hayırdır dediklerime üzüntü yarattığım gibi yığınla derdi kucaklayışım, en kötüsü günden güne yalnızlığı kabullenişim gibi bir çıkmaz yaşardım…
Tam, gün ardı gelen gecelerin karanlıklarını hediye ettin bana…
Sadece gözlerim açık düş kurma zamanlarına ulaştırdın beni…
Aslında kayıp düşlerin kaybolmuşluğunda nefes alarak varlığımı korumaktı mecburiyetim olan yaşam ki tüm sen kurguları ile bilmece çözer gibi geçmişimin kopuk düşüncelerini ardı sıra gözetmeksizin bir karmaşa halinde yeniden aşarmışım gibi nefes alma zamanlarıydı bunlar…
Çoğunda çaresizlik, bir çoğunda pişmanlık, kendi kendime avuçlarımı ovuştururken acınılası bir yaşamın içinde bulunmam belki de bir koyu çaresizlik zamanlarımı yaşıyordum…
Kendi kendime sadece yaşamı zorlamak anlamı taşıyan zor geçecek yaşamın içinde kalıyordum…
Sen sevgili, umutsuzluklarımın içinde umudum olamadan senli yaşamın çaresizliğini bana hediye ederken, geçmişin tüm yaşanmışlıklarını seçilemez bırakıyordun bana…
Tüm zamanlarımızın bütün hayal kırıklıklarını bana yüklemek belki de senin geçmişten gelen yapında vardı…
Her gidişindeki arkandan bakma zamanlarımdır ki, içime mıhlanıp, yaşanmışlığıma isyan edişim, anlar olmuştur...
Hoş kal bir elveda sözcüğü değil bir gitmeydi, ama kendinden ama uzaklardan, belki dönüşü vardı belki de kayıplıktı, sonunda kopuştu uzaklara...
Gecelerime ve yalnızlığıma bir o kadar da hayata yaşama dair tüm düşlere, o düşlerle bende olana bende olup da beni yalnızlaştıran, bir O kadar da yeis sana…Sonra tüm zamanlara,, zamanların geç kalınmış dakikalarına ki bendeki tüm öfkenin yarısına, yarısından sonra da bana ki bir hor yaşamın tüm zamanlarına veda olsun…
Olsun ki ruhumdaki tüm öfkelerin çamurları kurusun. Sen sevgim, can içim ve senin sesin konuştu hep ruhumla ki hep var olduk birbirimizle…
Şimdilik veda zamanı çoktan geçti, sadece vedası yapılmış zamanların rüzgârlarındayız artık sen ve ben sevgili, güneş ışıklarını avuçlarıma bırakan sen iki gözümün gördüğü…
Mustafa yılmaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.