- 495 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR HATIRA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
BİR HATIRA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Bir çok yanlışımızda olduğu gibi, kendi sanatımızı başkalarının gözlüğüyle bakmak bize çok şey kaybettiriyor. Sosyal kimliğimizin en önemli yapı taşlarından olan Türk sanatına yabancı kalmak, onu tanımamak, kültürlü bir toplum olmamızı tartışılır hale getirecektir. Bütün dünyanın, kendi kültürünü ve değerlerini tanıtmak için milyon dolarlar harcadığı modern çağda, bizim de var olan kültürel zenginliklerimize sırtımızı dönmemiz düşünülemez.
Rahatlıkla iddia edilebilir ki Shakespeare (Şekspir) deyince İngiltere; Balzac denince Fransa; Çaykovsky, Tolstoy deyince Rusya; Vivaldi, Verdi deyince İtalya; Ömer Hayyam, Sadî deyince İran aklımıza geliverir. Çünkü sanatçı da ülke gibidir. Hatta herkesin gidip ulaşamadıkları ülkeleri, sanatçıların eserlerindeki masalsı dünyaya dalarak ulaşabilir, tanıya- bilirsiniz. Reşat Nuri Güntekin’in 1922’de yayınlanan Çalıkuşu romanının ve aynı romanın 1986 yapımı TRT filmine özellikle, Rus halkı tarafından gösterilen ilgi hayret verici düzeyde olmuştur. Bundan bir çok kişinin hiç haberi yoktur. Bizim çoğumuz, bütün İslam âlemince bayram ve teravih namazlarında söylenen Segah Tekbir´in de bestecisinin Buhîrizâde Mustafa Itri Efendi olduğunu(paramızın üstünde resmi olsa da) bilmeyiz...
Bundan 17 yıl kadar önceydi. Ben uzak bir ülkede çalışırken, konservatuarda çalışan bir Rus müzisyen ziyaretimize geldi. Başka bir arkadaşımızı, Klasik Türk Müziği hakkında bilgi almak için ziyarete geldiğini söyledi. Elindeki kâğıtta, ünlü Türk bestekârlarından bazılarının ismi yazılıydı. Arkadaşımız da derin bilgisi olan birisi de değildi. Ben bu işin veya muhabbetin sonucunu merak ediyordum. Oradakiler, bir çok Türk Pop Müziği sanatçısı olduğunu, harika müzikler yaptıklarını anlattılar...
Birazdan arkadaşımız geldi. "Boş ver bu adamları sen. Türkiye’de bu Dede Efendi’yi, Hacı Arif Bey’i kimse dinlemiyor; bizde Tarkan var, Mustafa Sandal var, Hakan Peker var onları dinle" diye nasihat verdi. Diğer arkadaşlar da konuşan arkadaşımızı desteklediler. Ben müzik hakkında hiçbir şey bilmememe rağmen dayanamadım. "Ülkemizin pop sanatçılarına diyeceğim yok, ancak pop sanatçıları Dede Efendi ile Hacı Arif Bey’in alternatifi midir?" diye sordum. Onlar, kültüre hizmet ettikleri için(!) , heyecanlarından beni duymuyorlardı bile. Müzisyen adam, hayret ve şaşkınlıkla "Siz beni anlamadınız her halde, ben bu adı yazılan adamların sanatı hakkında bilgi istiyorum" diyor, bizim arkadaşlar ise, onu bu boş işten caydırmaya çalışıyorlardı.Benim en sonunda sabrım tükendi.Adama:
-Yanlış kişilere soruyorsunuz. Bu adamlar kendi kültürlerinden utanıyor, siz ...yerdeki Eğitim Ataşeliğine gidin, dedim. Arkadaşlar:
-Sen ne demek istiyorsun? Diye çıkıştılar. Ben de:
-Adamı doğru bilgi alacağı yere gönderiyorum, bari Tarkan’ın konservatuarda Türk Sanat Müziği okuduğunu söyleseydiniz, dedim. Ancak, arkadaşlarıma kızdığım kadar, hiç müzik bilgimin olmayışına çok üzülmüş ve hem de utanmıştım.
sanata emek veren Sanat Müziği, Halk Müziği, Pop Müziği bütün emek verenlere saygı duyuyorum ve dinlemeye devam edeceğim. Ancak, hiçbir şeyi, hele tarihe damgasını vurmuş sanat şaheserlerini ve sanatçılarını unutturmamalıyız.Hiç bir sanat başka birisinin alternatifi değildir.