- 670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VEFA ..
MAHALLEMİZİN VEFASI ...
Yer Pasinler , Mahalle Cami-kebir , Yıl 1968 çok iyi hatırlıyorum. Mahallemize Vefa isimli bir çocuk gelmişti. Çocuk diyorum ancak benden yedi yaş büyük bir çocuk. Babası ölünce annesi emine teyze PTT.den emekli (müvezzi) Halil ile evlenmişti. Vefanın başka kardeşi falan yoktu. Müvezzi Halil’in de oğlu yoktu beş tane kızı vardı ve iyi bir Kuran öğreticisi Hocaydı. Kızları da kendisi kadar okumuş ve ders verme kabiliyeti olan biriydiler. Hocanın evinin bahçesinde baraka yapımı tek odalı bir konut vardı. Bizlere Kuran eğitimini orada verirdi, Haftalık ücret olarak para veya şeker gibi ufak tefek şeyler götürürdük. Hocamız sert mizaçlı biriydi. Hatayı ve yalanı hiç sevmezdi, azgınlığı asla sevmez falakaya yatırdı. Her yaz döneminde okumaya Elif’den başlar, Ebcet ’te bitirirdik bir türlü ileriye gidemezdik. Bu yüzden talebeleri gittikçe azalırdı.
Vefa bu Hocanın ikinci eşi Emine hanımın oğluydu , Hoca vefayı hiç sevmez hatta evine dahi almazdı . Kızları , Vefa eve geldiği zamanlar Babaları Hoca Halil’e söylerlerdi , Hocada kızar hatta emine teyzeyi yanımızda döverdi.
Vefa sokaklarda gündüzleri dolaşır . Geceleri ya zinnet ablalarda yada makbule teyzelerde kalırdı. Çok uslu sessiz ve sakin bir çocuktu. Ara sıra öksürür beyaz rengi simsiyah olurdu. Annesi Emine teyze oğlu vefayı ezan okunup Halil Hoca camiye gittiği zaman gelir ayaküstü görür koyun kuzu misali koklaşır giderdi. Bizlere de tembih ederdi. Çocuklar ALLAH’ ınızı severseniz vefa ’ma iyi bakın . o yetim dir onun bir yanı alçaktır. o hastadır. vs. Bizler Vefayı oyunlarımıza davet ederdik ancak vefanın gözü annesinin kapısındaydı. Bir türlü oyun oynamazdı ezanın okunmasını ve annesinin yanına gelmesini beklerdi.
Annesi Emine Teyze ezan okunup , Halil hoca camiye gittiğinden ehrama sarılarak vefanın yanına koşarak gelir kete, ekmek arası yiyecek veya börek gibi hamur işlerini dürüm olarak ona verir ve çok acele namaz bitmeden hoca camiden çıkmadan koşarak giderdi. çok da tedirgin davranırdı. Hocadan ve hatta kızlarından çok korkardı.
Vefa bir akşam bize geldi annem ve babaannem ona her türlü yiyecek ikram ettiler . Benimle vefa haritadan yer bulma oynardık. Ben bir şehir veya kasaba söylerdim o bulurdu , o söylerdi ben bulurdum. Bir yaşındaki ikiz kardeşlerim Murat ve Doğan’ nın biberon şişeleri aynının önünde dört tane gözüküyordu. Ben de bulmasın diye Dört şişe dedim vefa saatlerce haritadan aradı . Dört şişeyi elbette bulamazdı. cenneti verdi olmaz dedim. Borç dedi olmaz dedim. sonunda aynanın yanındaki dört şişeyi gösterdim ve o kabul etmese de ben yenmiştim .
Vefa çoğunlukla Hacı Fakrullah efendinin ilk eşi Şeyh abdulaziz KESEN (Sünnetçi şeyh) kızı makbule BİLGİN teyzelerde kalırdı. Onun oğlu, Emin ve Vahap, vefayı yanından hiç ayırmazlardı. Kardeş gibiydiler . Emine teyze hocadan gizli gizli gelir vefayı Makbule teyzelerin bahçesinde öper koklar. elini yüzünü yıkar. ALLAHA emenet ol yavrum der ağlayarak giderdi, Toplam görüşme süresi beş yada on dakikayı geçmezdi.
Vefayı o yaz dan sonra görmedim. Ancak mahallede anlatılırdı. Halil hoca annesiyle evlendiği çocuğu evine hiç koymadığını, çocuğun otel köşelerinde veya istasyonlarda yatıp kalktığını, Bekar olarak da 1986 yılında vefat ettiğini öğrendim.
Vefanın Babası Teyyar YÜKSEL oğlunun ismini VEFA koymuştu. Vefanın vefa isminden başka vefası yoktu. Küçük yaşta babasını kaybetmiş ne bir kardeş ne baba nede Anne varlığında annesini yaşamıştı.
VEFA’nın ruhu şad olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.