- 1932 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Ben Azerbaycan türküyüm
Ben Azerbaycan Türkü’yüm, Vatanım Odlar Yurdu Azerbaycan! Can Azerbaycan, canım, kanım Azerbaycan! Başı belalı toprağım benim.
Azerbaycan diyorum, toprağında ateş gül açıyor, Azerbaycan diyorum, kayalardan yigitlerin ruhu bakıyor.Toprağımın tuzu da bal tadıyor.
Büyük Kafkas sıra dağları. çoğunun hayalinde yaşattığı yigitler diyarı Şeyh Şamilin vatanı.
Dağlar baş-başa vererek bir-birine sığınmışlar. Yazın güllü, çiçekli çağlarında da, kışın karlı-boranlı çağlarında da bir birilerine söykenmiş Kafkas dağları, sanki yigitliyi simgeliyorlar.
Evet, ben bu dağların eteklerinde Şeki adlı bir ilde dünyaya göz açmışım. Hele çocukluğumda abilerimle, amca oğullarımla bu dağların koynunda çok oynamış deresini, tepesini dolaşmış ırmaklarından avuç dolusu su içmişim. Güzel bir ilde yaşadığımın farkındaydım. Gencliğim bu şehrin sokaklarında geçip gitmiş.Nereye bakarsanız bakın, hangi semte bakarsanız bakın Kafkaz sıra dağlarını göreceksiniz , gururlu ve azemetli.Belki bundandır dağlara, doğaya olan sevgim.
Şeki çok eski bir il, köklerimiz 6-cı eradan geliyor, ilm adamlarının, tarihcilerin dediğine göre Şeki adı eskilerden Şekide yaşayan Sak tayfalarından geliyor. Şeki sözünün bir başka anlamı da seki yani yolun kenarı demektir. Şeki dağların eteklerinde yerleştiğinden dağların sekisi yani dağların kenarı anlamına geliyor.Şeki’de tarihi binalar, kaleler, kilse ve camiler şimdiye kadar korunup saklanmaktadır. Şeki Han Sarayı dünyanın yedi mucizesinden biri sayılıyor. Sarayın tikintisinde çivi kullanılmamış, penceredeki gül ve çicekler doğal boyalarla renglenmiştir, oyma tahtalar, şebekeler bir başka güzellik katıyor hanın sarayına.Nereye bakarsanız tarih kokuyor, ak saçlı dedelerimizin, ninelerimizin múdrik siması geliyor gôz ônúmúze. Hele at belinde savaşa katılan hanımlarımız, yigit kadınlarımız buranın Kafkas olduğunu özellikle vurguluyorlar.
Her bir Şeki’li Şeki ile gurur duyduğu gibi ben de burada doğulduğum için şanslıyım.Havası temiz, insanları misafirperver, samimi, güleryüz. Bir de şirin, tatlı şivesi var Şeki’nin. Aynen Şeki helvası gibi. Buraya konuk olan insanlar, dışarıdan gelen turistler Şeki’nin milli yemeği olan Piti yemeden gitmezler, helvasının tadına bakan alıp mutlaka kendisiyle götürecektir. Şeki’nin bir özelliği de var, onun kendisine has müzik aletleri, dansları, oyun havaları. var Kara zurnadan başlayarak yastı balabana kadar. Burası ünlü şairimiz Bahtiyar Vahabzade’nin, besteçi Şefika Ahundova’nın, rejissor Rasim Ocakov’un, dizi sanatçısı Lütfeli Abdullayev’in, dahi dramaturg Mirze Feteli Ahundov’un ve saymakla bitmeyen kaç sanat ve söz ustadının vatanıdır.
Sonbahar gelince altın, sarı kırmızı renglerle süslenir dağlarımız.Yağmurlar başlayınca şaha kalkar deli Kiş ırmagımız.Burada doğayla iç-içe yaşıyor insanlar. Her mevsimin tadını doya-doya çıkarır. İlk kar belki de Kafkaz dağlarına yağıyor, kasımın sonlarına doğru dağların başı bem beyaz karla örtülúr, Aralık ayı ise sis-dumandan dağların başı görünmez olur. Kar yağanda Şeki’de olmalısın, kuşbaşı kar öyle yağıyor ki, yarım saata yolları kar tutuyor,en çok ta buna çocuklar sevinirler. Yoldan geçenleri kartopuna tutarlar. Karın ağırlığından çam ağaçları başını yere egiverir, bazıları devam getiremeyip kırılırlar.Evlerin bacalarından çıkan tütsü çatır-çatır yanan odun sobasından haber verir. Çocuklar uzun kış gecelerinde ninelerinden mutlaka masal dinlerler. Ben de çok dinlemişim Melikmemmed masalını. Çoçuk aklımla en çok ta deve kızıyordum, neden çalıyor bizim kızıl elmalarımızı? Neden abileri Melikmemmedi kuyuda bırakıyorlar?
Burası Kafkas Sıra Dağları, masalsız olur mu hiç? Kaf dağı, Kızıl Elma,Yedi başlı dev. Ama sonu iyi biter masalların.
Büyük bir tarihimiz var, Azerbaycan cennet diyarım, zaman-zaman düşmanların gözü servetlerimizde olmuş, talamışlar, işğal etmişler. Halen Karabağ’ımız kan ağlıyor, yürek dağlıyor.
Ama dağlarımız kadar inamımız da büyük, gün gelecek yine masalların sonu iyi bitecek. Hankendi, Şuşa, Kelbecer, Ağdam, Laçın ve ermeni isgalinde olan bütün topraklarımız Türklerin gelişiyle sevinecek,bayrağımız en yüksek zirveye, Murov dağa sancılacak.
Güneş Kafkaslarda çıkacak, Kafkaslarda batacaktır.
Ben Azerbaycan Türkü’yüm!
YORUMLAR
Haydar Aliyev’ in ardından)
Biz
Ata Yurdum, Tarihim Törem
Anadolu’m, Gara bağ Yaram
Özün Diyorsa: Türkem, Varam
Biz Gardaş, Biz Gaham Türkleriz
Azerlim, Özbeğim, Tatarım
Türk Elinde de Ah Türk Menem
Kırgızım, Kıpcağım, Avarım
Tarihe Hükmeden Türkleriz
Azerbaycan yer ismidir Türk’tür
Ah sözü Türkçedir, özü Türk’tür
Karabağ, Nahçivan Türk yurdu: Türk
Ayrımız gayrımız yok Türkleriz
Ata Haydar: Türke Seslendi
‘Bir Millet İki Devlet’ dedi
Kayı, Bohçalı, Türkmen birdi
Dili Türk, Türkoğlu Türkleriz
Türkçe Konuşan Azerbaycan
Azerbaycan, Can Azerbaycan
Özü Türk, Gardaş Azerbaycan
Biz, Türkçe Düşünen Türkleriz
Destanım, Atam, Aynı Yörem
Elim, Dilim Bir, Birdir Törem
Türk Bahçesinden Türkçe Derem
Biz Türke Sevdalı Türkleriz
Şaha bendem de: Gara bağlıyım
Ata Haydar: de: Gara bağlıyım
Muhacirim Gara kalpaklıyım
Türke Dua Eden biz Türkleriz
SENİ RAHMETLE ANAN TÜRKLERİZ
Ruhun şad olsun
( Şahap karamandan alıntı)
Not: Azerbaycan yer ismidir ırk ismi değil
Öncelikle tebrikler,
"Azerbaycan diyorum, toprağında ateş gül açıyor, Azerbaycan diyorum, kayalardan yigitlerin ruhu bakıyor.Toprağımın tuzu da bal tadıyor".
Bir coğrafyacı olarak bu güzel ve başarılı yazıyı defalarca okudum,bende şu netice hasıl oldu;
Güzel ve şairane bir üslupla didaktik mensur şiire benzer başarılı bir yazı,
Coğrafi ifadeler vatan aşkıyla harmanlanmış olup,sevgiyle betimlenmiştir.
şiirlerindeki üsluptan sizin ne kadar vatan sevgisiyle mücehhez olmuş,Türk töre ve geleneklerine bağlı,İslamın aydınlığında bir hanımefendi olduğunuzu dikkatli okuyan okuyucular çıkarabilir, bu güzel yazınızda bu düşüncelerimi teyit eden belge konumundadır.
Kısaca;Rabbim başarınızı daim kılsın saygıder şaire ve yazar kardeşim.Selam ve saygılarımla.........
GÜLNARECAN
Azerbaycandan sevgiler