Sahte/kârlar
Sahte/kârlar
"Köylü kadınlar boyunlarında sıra sıra sahte altınlar... taşırlardı."- Y. K. Beyatlı.
Biz köylü kadının boynunda taşıdığı altınların sahtesine takılmıyoruz, o sahte altınlar köylü kadının süsü.
Toplum olarak sahtekârların yönettiği bir ülkede devran sürerken ağlarına takıldık.
Ünlü gazeteci Uğur Mumcu bir makalesinde diyor ki ‘’Paranın, tablonun, altının, gümüşün sahtesi olduğu gibi dinin ve ideolojilerin de sahtesi var’’
Paranın, altının, gümüşün sahtesi kişileri bireysel olarak etkiler, bir toplumu ise en çok dinin ve ideolojinin sahtesi etkiler. Din duygularının ve dince kutsal kavramların siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar siyasetin aracı olur. Yıllardır ülkemizde dini alet edip milletin dini duygularıyla oynayarak bir milleti gerçek dinden uzaklaştırdıkları gibi, dinin üzerinden sahtekârlar günlerini gün ediyor.
İdeoloji ise yine bir milletin içinde yaşadığı ülkede siyasal ve toplumsal bir öğreti oluşturan kavramdır. İdeolojinin üzerinden beslenen kan emici siyasetçiler var oldukça ideoloji denen kavram ideal olmaktan çıkar, bir gurubun, bir toplumun, bir partinin idealliğinden (ülküsünden) çok o toplumu, o partiyi yönetenlerin kendi menfaati olur.
İdeali (ülküsü) olan biri olarak ideolojime hizmet aracı olarak gördüğüm siyasi partinin ideolojime hizmet etmek yerine kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kendi amaçları için yürüdüklerini gördüm. Din adını, Millet adını, ülke adını, Türk adını, Türkün sembolü Bozkurttun adını kullanarak hükmettiklerini gördüm. Artlarına taktıkları adamcıklarla ( yağcılarla) bir toplumun ideolojilerini amaç değil araç olarak kullanan sahtekârlar ideoloji sahtekârlığı yaparak gerçek ideali olan insanları maddi ve manevi sömürmekteler… Bunun da adı İdeoloji sahtekârlığıdır..
İdeali olan insan yürüdüğü yolda karşısına çıkan her hedefi sudan bahaneler aramadan sağı solu taramadan aşmak zorundadır, yağan kara, yağmura, esen tipiye, toza, çamura rağmen acısıyla, tatlısıyla yürümeli ki kendine değil ideallerine hizmet etsin, hizmet ehli denilsin..
Sahte dinin, siyasetin, ideolojinin karşınsında hep muhalif olduk.. Muhalif (bir görüşe, bir eyleme, bir tutuma karşı olan) Muhalifliğimiz bizi sahtekârların gözetiminde ‘’ Vatan haini, dava haini’’ söylemleriyle, gözlemleriyle anıldık.. Oysa bu ülkede yaşayan bir Türk vatandaşı olarak, Rabbimin verdiği imanla, kuvvetle kendi çapında devletine vergisini veren küçük bir esnaf olarak hizmet etmekteyim. Esnaflığım süresince ideallerimle, siyaseti ticareti bir birine karıştırmadan Sırat-ı müstakim yolunda yarı aç yarı tok yaşarken şükreden biriyim.. ‘’Sen sağcısın, sen solcusun, sen şu sun, sen bu sun, sen muhalifsin’’ gibi düşüncelerle ticaret yapmadım.. Oysa bu gün kendi cenahımdan kendi ideallerimle fikir birliği içinde yol aldığım ve ya öyle sandığım kişiler sırf muhalif olduğum için sanatıma, ticaretime balta vurmaya kalkıyorlar… çok ta tın dı… Siz benden alış veriş yapın diye bir bu yola baş koymadık, Benden uzak durun… İman ve teslimiyetimiz yalnız ve yalnız Allaha dır ömür” denilen bu müddet içinde Rabbim rızkımızı tayin buyurmuştur….Ne ideolojiye ne siyasete güvenerek yaşam sürmüyoruz..
Sonuç olarak ideolojimden taviz vermediğimden dolayı sahtekârlar tarafından iadesi yapılan öz sembolüm BOZKURT bana onur, şeref vermiştir. Taş yerinde ağır taşıyamazsınız..
Osman Onuktav
YORUMLAR
Kıymetli Osman hocam, öncelikle uzun zamandır yazılarınızı okuma keyfinden uzak kalmış olmamızdan dolayı isminizi ve yazınızı sayfada görünce çok sevindim.
Hocam kendi iç sesinize ve siyasi görüşünüze dönük manidar yazınızı okuyunca açıkçası kendime ait çok şeyler buldum. Devrimci ya da ülkücü fark etmez sanırım biz ne kadar değişmedik desek de ve gerçekten de ilkelerimiz ve dünya görüşümüz değişmese de gel gör ki, yaşamın akışı içerisinde insanların, toplumların siyasi ilkeleri dünya görüşleri ve hatta ahlaki değer yargıları bile çok değişti. Ha! kolay mı bu kadar riyakarlığın, sahtekarlığın, yozlaşmanın içerisinde ilkelerine sahip çıkmak? Kolay değil tabi ama yapacak bir şey yok. Bazı insanlar istese de riyakar olamazlar.
Kaleminize emeğinize sağlık.
Saygı ve sevgilerimle.
KAFKASİ
Konuya gelince bazen diyorum biz farklı bir dünyadan bu dünyaya göç mü ettik?. Yoksa bu yeni dünya düzeninde yaşama alak mı uyduramıyoruz değişen nedir, biz miyiz yoksa bizi idare eden, fikirlerimize ortak olduğunu gösterip yönetmeye aday ve adayların çarklarının bir dişlisimiyiz? Çark zarar görünce haliyle o çarkdaki fayda sağlayan bir dişte olsak bizde zarar görüyoruz.. değişen yeni dünya düzeni ile birlikte insanlarda değişmiş aslın da düzeni değiştiren insanlar . Bu düzene uyum sağlayan ne devrimci var ne de ülkücü cevremiz evrimci ile türkücü dolmuş:)
Kendi kapısının önünde ki çöpü süpürmeyen kişiler başkalarının kapının önünde ki çöpe lafazanlık ediyor. Yani biz önce iğneyi kendimize batırıyoruz hal hakeretlerimize dikkat edelim . işte bu patırdığımız iğne canları acıtıyor..
Fani dünya deriz aslında fani olan insanlar dünyanın ne suçu var . Riyakârlık setekârlık, bazı insanalrın geçim kaynağı olmuş bu kaynağiidealleri olan kişilerin üzerinden yapmaları zorumuza gidiyor veselam..
Saygı sevgi bizde Selamlar.
KAFKASİ
Saygılar