- 572 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
kartal günlüğümden 13
Kartal 13 ……günlüğümden
Dün akşam ilk tanıştığımız o yere kalbimi emanet bıraktım gel al senindir. Emanet gibi tutma sıkı tut. Üzerine de not yazdım: dikkat çok hassastır kırılabilir. Diye .. Yoksa hala anlayamadın mı hassasiyeti ni? hayatta öyle değilimdir, hep bir yanı eksik, bir yanı boşluk, bir yani ümit , bir yani keder dolu dizgin zaman karşı farkında olmadan yaşarken yürekler iç içeyken..."Güzeldik yaşardık gençken biz …
Şimdi kendimden özür diliyorum.: Yaşadığım süre boyunca hep merhametinin arkasından yürüdüğüm, beklentilerimi arkada bıraktığım. Kimseden bir şey beklemediğim, doğrusunun bu olduğuna inandığım için çünkü. Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımız içimde sakladım, sustum bastırdım olsun dedim insanlık bende kalsın.
Ben en iyisini yaşatayım ki istemeye yüzüm olsun dedim. Verdim, hep verdim karşılığını alıp alamadığıma bakmadan, aslında güçlü olmak değildi istediğim, ama olmak zorundaydım ve bırakıldım. Kendimi hep erteledim. Kimsenin beni anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri bana verilmiş bir görev olarak gördüm. Herkesi mutlu etmek zorundayım sandım. Benimde mutlu olmam gerektiğini unutmuşum meğer.. Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki vicdanım rahat etmeliydi. Birilerinin de bana karşı görevleri olduğunu hiçe saymışım oysa...
Ne yazık ki; Bana verilen rolleri en iyi şekilde oynarken onların rollerini iyi oynayıp oynamadığına hiç bakmadım. Karşımdakilerin eksiklerini tamamlamaya çalışırken, onların hatalarını görmeye vaktim kalmamış sanki. Beni üzmelerine bakmadan, karşılığında ne aldığıma ne hissettiğime aldırış etmeden hep verdim.. Kendimi nasılda unutmuşum.. Unutturmuşlar aslında. Paramparça olmuş kalbime, cayır cayır yanan içime doğruları söylemeye çalışan beynime, mutsuz yüzüme hep sus dedim. Sen sus...
Peki, insanlar hakkında hiç yanıldın mı diye sordular.
Ön yargı değildi bu tamamıyla sezgisel bir durumdu. İlk bakışta çözebiliyordum insanları, düşüncelerini bile okuyabiliyordum. Hayır dedim yanılmadım ama yanılmak istediğim çok oldu...
Kendime haksızlık ettim, kimseye etmediğim kadar. Herkesi dinledim kendimi dinlemediğim kadar. Kimse benim yüzümden mutsuz olmasın diye, hiç bir şeyin sebebi ben olmayayım diye mutluluk oyunlarımı oynadım.. Yetmedi yeni oyunlar buldum. Ama bir gün bir bakmışım ki paramparça olmuşum. Tutunacak tek duygu bırakmamışım kendime. Kendimi teselli edecek tek şey yokmuş hayatımda. Allak bullak olmuşum.. Kendimi aramaya çıktığımda yorgun, yılgın, bitkin bir köşede saklanıp ağlayan bir erkek çocuğu olarak buldum. Ve ona elimi uzattım diyebildiğim tek şey GEÇTİ, bir daha seni kimse üzmeyecek. Şimdi senden özür diliyorum.
Seni bu kadar hiçe saydığım için, insanların seni bu kadar üzmelerine müsaade ettiğim için, seni hiç bir zaman dinlemediğim için, üzerine bu kadar sorumluluk yüklediğim için, hakkın olan bütün duyguları sana yaşamadığım için... Şimdi tekrar söylüyorum. İnsanlığından, kalbinden, duygularından, çocukluğundan, hislerinden çok özür diliyorum... Galiba ben almadan vermenin Allah’a mahsus olduğunu unutmuşum. Gençliğin sonunda ihtiyarlığın başında Otomatik alternatif metin yok. Artık hiç bir şeye şaşırmıyorum, ben şaşırmamayı yıllar önce öğrendim. Susarak gülümseyip geçmeyi olgunluk bildim. Cahillerin sofrasından kalkıp gitmeyi, bencilleri terk etmeyi, özümle sözümle önce kendime saygı duymayı öğrendim. Dost yüreklere kapımı açtım gönül soframda baş tacı yaptım. Kendini bilmeyenlere mesafem suskun yüreğimdi...,
Şimdilerde ne kadar sakinsin diyorlar, duru ve durgun bir su gibi. Oysaki ne bilirler ki ben neler çektim neler yaşadım bu yaşıma gelene kadar yazsam roman olurdu yüzüme olgunluğun verdiği bir gülümseme takarım. Dikkatli bakabilirsin görebilirsin, gülüşümden ve dalgın bakışımdaki o gizli hüznü.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.