- 560 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Git İşine Ya!
Ben kot giymiş geziyorum.
Karşıdan gelen genç bir kız da kot giymiş, ama ne kot!
Kot diye tabir edilen pantolonun, yaklaşık üçte biri yırtık-pırtık, vücudunun alt kısmının muhtelif yerleri görünüyor.
Tam da bayan giyim mağazasının önünde duruyoruz.
Yaklaşınca, dayanamayıp soruyorum.
“Bakar mısın kızım, paran yok galiba, yoksa bu yırtık elbiseyle gezmezdin, acıdım sana, yanlış anlamazsan sana bir tane yeni pantolon almak istiyorum!” dedim.
Şöyle bir yüzüme baktı, bir güzel süzdükten sonra; “bu moda amca, moda” dedi.
“Öyle mi kızım, şimdi yırtık elbise giymek, her tarafının görünmesi moda mı oluyor!” dedim.
“Git Allah’ını seversin ya, amca bir git işine ya!!” dedi.
“Şimdi bende giydiğim kotu yırtsam, moda mı olacak, ben de modayı mı takip etmiş olacağım?” dedim.
“Yok, amca senin ki olmaz, bizim ki olur!” dedi ve kafasını sallaya sallaya geçti, gitti.
Bu moda, nasıl bir şeymiş ya!!
***
Kişiden kişiye göre değişen göreceli bir kavram var.
Mutluluk!
Herkesin mutluluk hedefi, şekli farklı oluyor.
Herkes bir şekilde, bir şeyle mutlu olabiliyor.
Kimi az bir şeyle mutlu olurken, kimisinin mutlu olması için istediklerinin sonu olmuyor/gelmiyor.
Kimi az parayla, kimi sonsuz para talebiyle; kimi bir evle kişin sayısız apartmanla; kimi bir arabayla, kimisi sayısız araba filosuyla, bir şekilde ancak mutlu olabiliyor.
Sonuçta mutluluk herkesin peşinden son sürat koştuğu, göreceli bir duygudur.
Kişi, bu uğurda çok fedakârlık edebiliyor, sayısız hak ve taleplerden belki de vazgeçebiliyor.
Bazen de mutlu olmak için, fazlasını istedikçe, ellerinden kayanları, kaybettiklerini gördüğünde, farkına vardığında, iş işten geçiyor.
Bazen değmediğini gördükçe, üzülüyor, hayıflanıyor, ancak iş işten geçmiş oluyor.
O zaman da mutlu olmak için değil de, sanki mutsuz olmak için elinden gelen her şeyi yapmış gibi oluyor.
Anlayacağınız mutlu olmak, mutluluğun farkına varmak için de, makul ve mantıklı taleplerin peşinde koşmalıyız.
Maddi veya manevi olabilir, hiç fark etmez.
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Kişilerin yemek yeme zevkinde çeşitlilik olduğu gibi,giyiminde de hoşuna gideni,kendine yakıştıranı giyer
Siz turşu sarımsak yersiniz toplum içinde gezerken kimse size neden sarımsak turşu yedin ağzın sarımsak neden kokuyor demediği gibi
Kimse kimsenin giyimine kuşamına karışmamalı o öyle sevmiş,öyle giyinmiş bu bir nevi mahalle baskısı amacı güder diye düşünüyorum. herkes bizim gibi düşünmek bize benzemek zorunda değil beş parmağın beşinin bir olmadığı gibi zevkler ve renkler tartışılmaz üstadım
Herkes kendi iradesinden,kendi nefsinden kendi namusundan sorumlu üstadım kimi yırtık kot giyer,kimi çok uzun giyer iç hatlar belirgin kimi çul giyer kimi kaftan önemli olan asalet,öz,medeniyet,fa zillet,bilgelik,insan olma özelliklerine vasıflarına haiz olması,
Toplum içinde özgür,bir birey olarak barış ve kardeşlik duyguları içinde yaşama azim ve kararlılığı içinde daha fazla bölünmeye ,ayrışmaya mahal vermeden
insanca yaşamak derim
Başkaların derdi zevki,giyimi kuşamı bizi fazla germemeli
Her yeni nesilin bir giyim kuşam zevk tarzı var sayın hocam
Saygı ve selamlarımla
Git işine, amcası yaa..! Sen le ben de tarih öncesinden mi konuşuyoruz, ne?
Yapacak bir şey yok, ne yazık ki Sayın Baydak.. Bir şeyler demeye/anlatmaya kalktığında, "Dinozor..." oluyorsun..
Saygımla...
Kerim BAYDAK
Birbirinden bağımsız iki konuyu ele almışsınız. Mutluluk konusuna hiç girmeyeceğim.Benim fikirlerim biraz sert olabilir.
Gelelim kot meselesine ; siz şimdi böyle yazınca garip hissettim zira şu anda üzerimde tarif ettiğiniz kotlardan var .. Geçen gün bir hastamız bu kottan giymiştim yine bana ''geçmiş olsun kızım kaza mı geçirdiniz'' diye sordu :))) Oluyor böyle yaş farkı bakış açıları ,
Yani ben seviyorum , bir kaç tane aldım... Umarım yolda sizinle karşılaşmayız. :))
Sevgilerimle..
(Ezgi) Deniz tarafından 4/7/2017 10:23:02 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Aslında değerli yazar da biliyor bu yırtık kotun bir moda olduğunu. Ayrıca yırtık kot giyenlerin öyle hiç de fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap olmadıklarını da biliyor. Sana soran vatandaş da biliyor ama tecahül-ü arif yapıyorlar.
Ben kendi adıma kimselere sormuyorum. Yırtık kotlulara da sormuyorum üst tarafı ambalajlayıp alt tarafı tamamen serbest bırakanlara da sormuyorum. Toplum barut fıçısı zaten. Bayan dersin pek kaale almazsın ama '' Sana ne ulan'' la başlayan bir karşı koyma neticesinde temiz bir sopa yemek de var işin içinde. Neme lazım)))))))))))))
Her iki dosta da selam ve sevgiler.