- 468 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yüzlerce Kelebek Sabah Sabah
Sabah sabah bahçemizde yüzlerce sarı renkli kelebek. Ah bir de bilseler üç beş günlük ömürleri olduğunu, acaba dünyaya gelmek isterler miydi? Ben de şaşırdım mı ne, ne söylüyorum? Dünyaya gelip gelmemek canlıların elinde olan bir şey değil ki her şey yüce Yaratıcının dilemesi ile oluyor. Bizler bize verilen rolleri yapma uğraşı içindeyiz sadece. Kimimize insan rolü veriliyor, kimisine güvercin rolü, kimine kelebek rolü, kimisine ağaç rolü, kimisine de insan kılığında canavar rolü veriliyor.
Baktım sevimli bir tekir kedi de kelebekler ile oynama ve onları yakalama telaşı içinde zevkten dört köşe olmuş. Sıçrıyor, hopluyor, zıplıyor kimisine patileri değiyor kimisine değmiyor ve kedicik mutluluktan dört köşe. Kanatlarına bakıyorum hayranlıkla kimisi sarı beyaz, kimisi mavi beyaz, kimisi lacivert kırmızı adeta bir renk cümbüşü. Onları görünce insan Tanrının varlığına daha da fazla ve gönülden iman edesi geliyor...
Yıllar önce Ankara Sanat Tiyatrosunda seyretmiştim Kelebekler Özgürdür adlı oyunu, Hadi Çaman ile sanırım diğer oyuncuda Füsun Önal’dı ve zevkle seyrettiğimiz bir oyundu. Kör bir adamın hayata tutunma çabaları sırasında başından geçen ilginç olayların konu edildiği bir tiyatro eseriydi. AST yani Ankara Sanat Tiyatrosunun sahnesini bilenler bilir sahne ve seyirciler adeta iç içe ve çok samimi gibidirler. Ankara Sanat Tiyatrosu birçok sanatçıyı armağan etmiştir yurdumuza ve halende dimdik ayaktadır...
Şu an da televizyonda oynamakta olan birçok dizi filmde, Ankara kökenli ve AST’dan yetişmiş oyuncular başarılı şekilde boy göstermektedir. Bunların arasında Altan Erkekli, Rutkay Aziz, Cezmi Baskın ve daha nicelerini sayabiliriz.
Sabah sabah kelebeklere selam vermesem olmaz. Onlarda nasiplensinler selamlarımdan. Yaz kış kedilere selam veririm, kuşlara veriyorum tabi ki, çimenlere, papatyalara, sokak köpeklerine. Kimisi alır selamımı, kimisi alır gibi yapar, bazısı da başka şeyle ilgileniyordur duymazdan ve görmezden gelir sesimi ve hareketlerimi. Selamı mı almayanlara da hiç kızmam. Seviyorum önce baharı, sonra da yazı bizlere kelebekler ile tanışma fırsatı verdiği için. Çoğu zaman televizyonlarda da görmüşsünüzdür, pikniğe gittiyseniz orada da görmüşsünüzdür ellerinde ki aletler ile kelebek kovalayanları. Ben hem onlara hem de kelebeklere müthiş derecede acırım ve içimden boşuna yormayın derim kendinizi, yakalayıp ne yapacaksın o muhteşem renklere, görüntüye sahip hayvanları, Allah’ın muhteşem canlılarını zaten bir hafta bilemedin on gün yaşıyorlar zaman verin biraz onlara. İnsanlar değilse de kelebekler özgürdür, özgür olmalılar...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.