- 399 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanlık İçin Küçük Sizin İçin Büyük Bir Adım
Aslında tarihi bir olay. Ta insanlığın başlangıcına kadar gittiği rivayet ediliyorsa da o devirde görsel ve yazılı hiç bir veri olmadığı için tabi ki bunu ispat etmemize imkan yok, Adem as. ile Havva Anamıza’da soramayacağımıza göre. Çok önemli bir hareket, büyük bir adım hem de evlenenler için... Nedir nedir diye hemen düşüncelere daldığınızı görür gibi oluyorum. Hani nikah masasına oturduğunuzda ayağına bas, ayağına bas diye bağırır ya herkes, kadın ve erkek de o an gaza gelir birbirlerinin ayağına basmak için büyük çaba gösterirler, birinden biri de baskın çıkar ve öbürünün ayağına basar. Neymiş efendim kim ayağa önce basarsa ev de hep onun sözü geçermiş...
Tarihte tespit edilmiş ilk ayağa basma olayı M.E.Ö. yani Milattan En Önce 18126 yılında Simpirliler zamanında gerçekleşmiştir. Bunu nereden öğreniyoruz, tabi ki çok kıymetli arkeologlarımızın bulduğu taş tabletlerin okunmasından sonra bu bilgi elimize geçmiştir. Simpirlilerin o tarihe mal olmuş muhteşem devletlerinin başkenti Simpiropolis’de evlenen bir çift olan kara ayak lakaplı bayan Finekoyus ile demir burun lakaplı erkek Şurterinokoja’nın nikahında ilk defa gerçekleşen bu ayağa basma olayı, daha sonra geleneksel hale gelmiş ve halen günümüzde de uygulanması devam etmektedir. Her ne kadar günümüzde evlenen çiftlerin bir çoğu ’’Hay ben bu ayağa basma olayını icat edenin, gelmişini, geçmişini.’’ diye Finekoyus ve Surterinokoja’ya galiz küfürler ile giydirse de, yine de ayağa basma olayını son hızıyla devam etmesinin önüne geçilememektedir... Yine tarihi taş tabletlerde yazılanlardan öğrendiğimize göre kara ayak lakaplı Bayan Finekoyus’un evlendiği eşi Surterinokoja’nın ayağına bir yanlışlık sonucu veya bilerek basmadığı, o anda ayağının altı kaşındığı için kendi ayağını onun ayağının üstüne koyarak kaşımaya çalıştığı, yoksa başka bir amacı olmadığı, o meşhur taş tabletlerin üstünde yazılanların çözülmesinden sonra kabak gibi ortaya çıkmış tarihi bir gerçektir...
Daha sonra yine M.E.Ö yani biliyorsunuz işte milattan en önce ki Cilalı Taş Devrinde yine başka bir nikah töreninde Çin Ülkesinde Fiyumiya adlı kadın ile Çiangertinki adlı delikanlının nikah töreninde bu sefer delikanlı Çiangetinki nişanlısı Fiyumiya’nın ayağına tam basacakken araya giren bir maymun ortalığı birbirine katmış, nikah memuru önünde ki cilalı taşları maymuna doğru fırlatınca maymun arazi olmuştur. Sonrasında kargaşadan yararlanan bayan Fiyumiya fırsatı değerlendirmiş ve Çiangetinki’nin ayağına o basmıştır. Bu tarihi olayda o zamanki taş baskı gazetelerde yayınlanmış ve tarihe geçmesi de kesinleşmiştir ben de o zaman ki Çinli Tarihçilerin yalancısıyım...
Bu seferde gidelim Orta Roma İmparatorluğuna, yıllar yıldırım hızı ile geçmektedir. Orta Roma işte, adı üstünde Batı Roma İmparatorluğu ile Doğu Roma İmparatorluğunun arasında, onlara komşu bir akraba imparatorluktur. M.E.Ö tarih 4571 dir. Bir pazar günü Orta Roma İmparatorluğunda toplu nikah kıyılacaktır o gün. Evlenecek çiftler Orta Roma İmparatorluğunun nikah memurlarının karşısında evlilik hayatına evet diyecekler lakin kim kimin ayağına basacak diye de nikahları izlemeye gelenler büyük merak içindedirler. İmparator 86. Jüstinyanikonus ayağa kalkar ve hem evlenecek çiftlere hem de seyircilere kısa bir konuşma yapar özetle şöyle ’’Ey Orta Roma Halkı biliyorsunuz ki biz ortada kalan bir halkız, denize açılmamız da çok zor ortada olduğumuz için bu sebep ile ham madde yurdumuza çok az gelmekte ayakkabıda üretilememektedir, her kim ki bu toplu nikah töreninde eşinin ayağına basmaya kalkarsa ve eşinden de bir ah ve of hatta of ki of sesi çıkarsa onlar arenada aslanlara atılacaktır böyle biline.’’ Bir an da herkes şoke olur, herkesin başından kaynar sular dökülür, aslanlara yem olmaktan iyidir yine de diye düşünmeden de edemezler Orta Roma Halkı...
Gele gele geldik M.E.Ö Milattan En Önce 2610 yılına.. O devrin en önemli imparatorluğu Sakaretlerdir. Sakaretlerin az da olsa papirüs kağıtlarına yazdıkları bir takım şeyler, kanunlar manunlar vardır. Sakaretler Ülkesinin nikah törenlerinde ise ayağa basmak en birinci kanun haline getirilmiş ve de bir papirüs kağıdında zaptırapt altına alınmış, buna uymayanların ise hafif şekilde cezalandırılmaları kararı anayasalarına koyulmuştur. Sakaretlerde evlenecek çiftler ceza almamak için bu neden ile evlenmeden haftalara önce birbirlerinin ayaklarına basma talimi de yapmaktadırlar. Yalnız bu talimlerde bazen istenmeyen kazalarda olmakta ve çiftlerin bazılarının ayakları da sakatlanmaktadır. Ayakları sakatlanan çiftler ise Hipokrat Yemini etmiş o zamanın tescilli doktorlarından rapor alarak, ayaklarının çalışamaz durumda olduğunu ispat edip ayak basma olayını yapmamakta ve de cezadan da yırtmaktadırlar. Yoksa durum feci...
Hep de Milattan Önce zamanlardan bahsettik. Milattan sonrada tabi ki bu klasik ayağa basma olayı son sürat devam etmektedir. M.E.S. Yani Milattan En Sonra 1992 yılında bir nikah töreni, tarih ekim ayının sonları, Bursa’da bir nikah salonu. Arkadaşımız Ahmet ve eşi hiç gaza gelmemiş, birbirlerinin ayaklarına basmak içinde en ufak bir çaba göstermemişlerdir. Çok da önemli değildir aslında onlar için evde kimin sözünün geçeceği. Hayat müşterek ise eğer, acılarda, güzelliklerde beraber paylaşılacaksa o mutluluk dolu evlerinin içinde çocukları ile kimi zaman eşinin kimi zamanda kendinin sözü geçecektir illa ki...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.