- 890 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Enver Paşa’nın Türkistan Macerası (!)
Enver Paşa’nın Türkistan serüveni resmi tarih tarafından genç dimağlara hep "macera hayalperestlik" olarak anlatılagelmiştir. Halbuki Paşa’yı şehadete götüren bu yol bir maceranın veya bir fantazinin değil, zaruri bir tercihin neticesidir. Sakarya Savaşından sonra Sovyetler tarafından gözden çıkarılan Paşa’nın önünde iki tercih vardı: Ya Berlin’e gitmek ya da dönemin Buhara Cumhurreisi Osman Hoca’nın davetine icabet ederek Türkistan Ahalisinin “Korbaşı” kimilerinin de “Basmacı” dediği hareketin başına geçmek. Enver Paşa kendisinden önce bu harekete iştirak eden Hacı Sami’nin de etkisiyle Türkistan’a gitmiştir. Bu nokta önemlidir çünkü Paşa zaten var olan bir direniş hareketini teşkilatlandırmaya gitmiştir. Sıfırdan bir hareket örgütlemeye değil. Başkomutanın bu noktada en büyük şansızlığı bölgedeki Kadimci-Ceditçi çekişmesi ve Lakay İbrahim’in şahsında cisimleşen serseri güruhun ceditçilere karşı düşmanca zihniyeti olmuştur. Paşa bu olumsuz koşullara rağmen başta Devletmend Bey başta olmak üzere önemli kısmı Taciklerden oluşan bir savaşçı birlik oluşturmayı başarmış ve bu birlik Paşa’nın ve Devletmend Bey’in şehadetinden sonra bile Ruslara kök söktürmeye devam etmiştir. Buhara ve özellikle Tacikistan merkezli olan bu direniş hareketi 1930’lu yıllara kadar devam etmiştir. Enver Paşa’nın Türkmen Umumi Muhabberat Molla Nafiz hatıralarında Enver Paşa hakkında hükmünü “ Yani “Türkistan Basmacılığı” Paşa’nın sebep olduğu bir hareket değildi ki ,macera aranmış , insanlar kırdırılmış olsun. Burası bir er meydanıydı ,göbeği atan oyunu sonuna kadar oynadı ; gözü kesmeyenler daha işin başında bıraktı. Paşa kavim ve kabile farkı gözetmeden bütün Türkistanlılar ile beraber bu ezeli ve ebedi Türk vatanının istiklâlini tahakkuk ettirmek için çalışmış ve bu uğurda canını feda etmekten çekinmemiştir.” (s.220)
Enver Paşa hakkında verdiğimiz hükümlerin yanlışlığının kaynağı Atatürk veya Abdülhamit ile olan siyasi çekişmelerini merkeze alarak yaptığımız yorumlardan kaynaklanmaktadır. Paşa’yı doğru idrak etmek onun sadece Türkiye tarihinin değil, Türkistan tarihininde bir parçası olduğunu idrak ile başlar.
YORUMLAR
O halde üç doğru var... Herbir doğruyu bir arada ama birbirlerini çürüterek en doğru yoruma varmak. Aslında Paşa böyle diyordu ya da böyle yapacaktı demekle doğruya ulaşmak, ya da doğru bir çıkarıma ulaşmak zor.
Daha geniş pencereden bahsettiğiniz kişileri de içine içine alan bir yazı yazmalıydınız