- 1093 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
İlkokulda Arkadaş ve Dost Olmayı Öğrenmiştik, Anımsayalım
Daha ilkokul yıllarımızda öğrendiğimiz arkadaşlık, dostluk, karşılıklı saygı-sevgi duygularımızı anımsamak ve pekiştirmek amacıyla böyle bir yazı yazmak istedim. Hedef kitlem öncelikle bizleri yöneten, yönetmeye aday olan tüm siyaset erbabı olacak. Sesimi bir ilgiliye bile duyurmak beni mutlu eder.
Abc…mizde bulunan elbette (ğ) sesi hariç her sesle başlayan tüm siyasi parti mensuplarına seslenmek istiyorum.
Sizler, bizler hepimiz bir zamanlar çocuktuk. Anımsayalım ilkokula başladığımız ilk günü. Ruhumuzu saran heyecanı, kalbimizin göğsümüze sığmayacak kadar sıkıştığı anları. O anlar ne kadar zorlanmıştık.
Sıcacık evlerimizden, çok sevgili anne-babamızdan ayrılıp okul denen yeni bir yuvaya geçiş yapıyorduk. İşte o anlarda küçücük ellerimize şefkatli bir eller uzandı. O eller yıllar geçse de güzelliğini ve koruyuculuğunu hiç unutamadığımız öğretmenlerimizin elleriydi.
Zamanla sevdik öğretmenlerimizi. Onlara inandık. Yeni arkadaşlar edindik. Çevremiz genişledi. Öz güvenimiz arttı.
Her insanın yaşamında güler yüzünü, güzel konuşmasını unutamadığı sevgili bir ilkokul öğretmeni olmuştur. Geçen zaman içinde başka okullara gidilir, yeni öğretmenlerle tanışılır. Onlar da sevilir elbet. Fakat ilkokul öğretmenlerimizi, onlardan öğrendiğimiz ilk bilgileri, örnek davranışları unutamayız. Çünkü ilkler güzeldir. İlkler unutulmaz.
Nelerdi bu bilgiler, altın değerinde olan örnek davranışlar? Anımsayalım bazıların hemencecik: Büyüklerimizi, arkadaşlarımızı ve de doğayı koşulsuz sevmekti öncelikle. Kendimize yapılmasını uygun bulmadığımız bir eylemi arkadaşlarımıza yapmamak. Empati duygusunu geliştirmek.
Doğru olmak. Aleyhimize olsa bile doğru bilinen yolda yalnız yürümek. Yalan söylememek. Öğretmenimiz anlatırdı. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.” Er ya da geç yalan ortaya çıkar ve yüzümüz kızarır. Burnumuz uzar!
Hakkımız olmayan değerlere el uzatmamak ve başkalarının haklarına saygılı olmak.
Okulda, güzel konuşmanın bizleri toplum önünde saygın yapan önemli bir özellik olduğunu öğreniyorduk. Kırıcı olmanın, kalp kırmanın onarımının çok güç olduğu da örnekleriyle adeta zihinlerimize perçinleniyordu. Öğretmenimiz, kalp bir sırça gibidir, bir kez kırılırsa onarımının olanaksız olduğunu söylerdi.
Yalan, riya, günah nedir bilmeyen saf ve temiz çocuk kalplerimizle daha nice örnek hasletleri öğrendik.
Uzun yıllar ilkokul öğretmenliği yapmış birisi olarak söylüyorum. Tarafsızlığımdan kimsenin kuşkusu olmasın. Tarafsızım. Bu duygumun içtenliğine herkes inanabilir. Beni yaşama bağlayan en sevdiğim davranış biçimim çocuk saflığımı kaybetmemiş olmamdır. Ben böyle yaşadım. Bilir bunu çalıştığım güzel ülkemin okullarındaki anıları kalbimde saklı öğrencilerim. Çünkü öğretmenlik farklı bir meslektir. Tanrı mesleğidir. Tarafsız olur öğretmenler her durumda, her olaya karşı. Herkese aynı yakınlıktayım.
Siyasilerimize şunu anımsatmak istiyorum: Bir an ilkokul öğretmenlerinize duyduğunuz saygı- sevgi ve özlem duygularını anımsayın. Okulda edindikleriniz güzel davranışları bir bir gözlerinizin önüne getirin. Ben de öğretmenlerinizin size davrandığı gibi davrandım öğrencilerime. Beni de ilkokul öğretmeniniz olarak kabul edin, onun yerine koyun. Sözlerime kulak verin:
Bir birlerinize karşı çok sert konuşuyorsunuz. Ne olur daha yumuşak konuşun. Hoşgörülü olun. Hümanist duygularınızı ön plana çıkarın. İnanın sizler yapıcı, birleştirici konuşursanız ülkemizde ilkbaharda kırlarda açan mor menekşeler hoşluğunda güzellikler yaşanır.
Tutum konusu vardı hani? Tutumu kısaca şöyle tanımlamıştık: Zamanımızı, emeğimizi, paramızı ve araç-gereçlerimizi gelişi güzel değil yerli yerine harcamaktır. Tutumlu olan aileler, ülkeler giderek kalkınır zenginleşir diye öğrenmiştik.
Saygıdeğer, ülke yönetiminde olanlar ve olmak isteyenler. Ne olur tutum konusunun gereğini yerine getirelim. Buna çok çok gereksinimimiz var.
Güzel ülkemizde her beş gençten biri işsiz. Yirmili yaşlarda, büyük çoğunluğu yükseköğrenim yapmış iş arayan gençleri düşünün. Atama bekleyen sağlık elemanlarını, öğretmen adaylarını, mühendisleri... bir düşünün. İşyerlerine başvur. Sonuç alamadan geri dön! Yaşlı anne-babadan harçlık iste! Her gün aynı karamsarlık…
Önerim şu: Kaynakları zengin ülke değiliz. İşsizliği en az düzeye indirecek yatırım için kaynaklarımız kısıtlı. O zaman seçimler için, örneğin önümüzdeki referandum için para harcamayalım. Bu işlere milyarlar harcandığı herkesin malumu. Ne yapabilir peki?
Liderlerimiz, siyasilerimiz çıksınlar devlet televizyonuna. Dostça fikirlerini anlatsınlar. Ülke sorunlarına ürettikleri projelerini, makbul çarelerini sunsunlar. Birbirlerini kırmadan, ses tonlarını artırmadan yapsınlar tartışmalarını. Nasıl ki, sınıfta ünite konularını sırayla sunup, karşılıklı soru-cevap şeklinde değerlendirmeler yapıyorduk aynı uygulamayı televizyonda görmek isteriz.
Okullarımızda münazaralar yapardık. Öğretmenlerimiz tarafsızca değerlendirme yaparlardı. Evet, sayın büyüklerimiz, ilgililer çıkın karşımıza karşılıklı tartışın. Halkımız zekidir. Sizi en güzel şekilde değerlendirir Sezar’ın hakkını Sezar’a verir. Bundan en ufak bir kuşkunuz olmasın.
Kesinlikle inanıyorum; halkımız sizleri ekran karşısında bir arada güzel güzel konuşurken görürse ülkede huzur ve barış ortamı oluşur. Seçimler için harcanan paralar yatırıma harcanır. İşsizlik azalır. İş arayan gençlerin yüzü güler. Halk olarak, ülke olarak kendimize olan güvenimiz daha da artar. Huzur içinde bir arada yaşama olgunluğunu yakalamış oluruz.
Dostluk adlı şarkımızla sözlerini okuyarak ilkokul günlerimizi bir kez daha anımsayalım.
Dostluğun biz sevgisiyle
Toplandık her an burda
Bu sevgi bağı kopmaz hiç
Dağılsak bir gün yurda
Bu güzel günü andıkça
Çarpacak kalbim benim
Bu sevgiyle Ebediyen
Uzanır sana elim…
YORUMLAR
Kesinlikle inanıyorum; halkımız sizleri ekran karşısında bir arada güzel güzel konuşurken görürse ülkede huzur ve barış ortamı oluşur.
(Evet kıymetli öğretmenimiz çok güzel çok anlamlı bir seslenişti efendim. Tv karşısında geriliyoruz, sürekli sert konuşma ve tartışmalardan, negatiflik yansıyor her birimize, endişeyle izliyoruz, karamsar düşünüyoruz ,Gülümsemeyi unuttuk son günlerde aslında mutluluk bulaşıcıdır...
Kutluyorum İbrahim öğretmenimiz..
Saygılarımla...
İBRAHİM YILMAZ
Emeğe ve sanata olan saygımla esenlikler dilerim yüce gönlünüze.
''Sizler, bizler hepimiz bir zamanlar çocuktuk.''
''... ilkler güzeldir. İlkler unutulmaz.''
''Beni yaşama bağlayan en sevdiğim davranış biçimim çocuk saflığımı kaybetmemiş olmamdır. Ben böyle yaşadım.''
''...sınıfta ünite konularını sırayla sunup, karşılıklı soru-cevap şeklinde değerlendirmeler yapıyorduk aynı uygulamayı televizyonda görmek isteriz.''
''Ne olur daha yumuşak konuşun. Hoşgörülü olun. Hümanist duygularınızı ön plana çıkarın. İnanın sizler yapıcı, birleştirici konuşursanız ülkemizde ilkbaharda kırlarda açan mor menekşeler hoşluğunda güzellikler yaşanır.''
Saygıdeğer öğretmenim. Öncelikle şahsınız başta olmak üzere, tüm öğretmenlerimize saygılarımı, şükranlarımı sunuyorum.. Ne güzel ifade etmişsiniz, anlatmışsınız. Ben de örneğin ilkokul 1 ci sınıf öğretmenimi hep sevgiyle anarım. 1969 doğumluyum, aradan onlarca yıl geçmiş. Necla GEZİCİ ilkokul 1 ci sınıf öğretmenimdi. Sonrasında, rahmetli babamın memur olması nedeniyle Ankara içinde bir çok semtte oturduk. Sanırım en çok okul ve sınıf değiştiren öğrenci anketi yapılsa ben üst sıralarda olurdum. İlk, orta, lise olmak üzere toplamda 8 okul değiştirdim. Pek çok branş öğretmenim vardı. Bir çoğunun adını maalesef unuttum. Unutamadığım ve daha dün gibi hafızamda taptaze canlı tuttuklarım da var.
Eğitim sistemi eskiden çok daha mı iyiydi, yoksa biz öğrenciler mi çok şanslıydık ki, bilgili, kültürlü, manevi değerlere önem veren, en başta da insan olmanın vasıflarını aşılayan öğretmenlere sahiptik.
Siyasi hususlara girmeyeceğim, o konu beni aşar. Sadece siyasilerimiz değil, toplumun her kesimi bu insani, özlenen güzel tablolara seyirci kalmamalı. Münazara dediniz de, ne güzeldi sınıftaki münazaralarımız. Edebiyat öğretmenimiz kulakları çınlasın edebiyat dersinde başarılı bulduğu öğrencileri iki gruba ayırmıştı ve münazarada hangi öğrencilerin karşı tezi çürütmesi, hangi öğrencilerin de konuyla ilgili karşı görüş belirtmesi konusunda iki gruba ayırmıştı. Ben de bunlardan birisiydim. Ancak, münazara edeceğimiz konuda inanmadığım, tam tersi fikri benimsediğim halde öğretmenimizin seçmesi nedeniyle, karşı fikri çürütmek zorunda kaldığım durum karşısında derhal parmak kaldırıp, '' hocam, siz beni bu grup içine seçtiniz ama, ben inanmadığım bir fikirde sizin demenizle bu grupta bulunamam. Ya beni karşı gruba verini, ya da çıkarın beni .'' demiştim.. Ben, öğretmenimizin bana kızmasını beklerken, o tebessüm ederek, '' tamam Murat, istediğin olsun. Madem sen öyle istiyorsun, karşı gruptan bir arkadaşın da sizin gruba geçer. '' dedi. Rahatlamıştım. Özgüvenim gelmişti. Tabi sonuçta münzarayı kazanan taraf biz olmuştuk.
Bunu şunun için anlattım. Zorlamayla, baskıyla hiç bir şey elde edilmez. Başarı da gelmez. İnandığımız konuları, açıkça dillendirmemiz gerekir. Kırmadan, dökmeden.
Saygılar sunuyorum değerli öğretmenim.
İBRAHİM YILMAZ
"Eğitim sistemi eskiden çok daha mı iyiydi, yoksa biz öğrenciler mi çok şanslıydık ki, bilgili, kültürlü, manevi değerlere önem veren, en başta da insan olmanın vasıflarını aşılayan öğretmenlere sahiptik."
Ne güzel betimlemişsiniz geçmiş yıllardaki güzel günleri ve öğretmen profilini. Evet saygıdeğer kalem dost eskiden öğretmenler daha bilgili, donanımlı ve kültürlüydü. Kendimi şanslı hissediyorum bu bağlamda o güzel insanların öğrencisi olduğum için.Unutamam, neydi o günler. Bir farklı güzeldi.
Emeğe ve sanata saygımla esenlikler dilerim soylu gönlünüze.
Öğretmen,her yerde öğretmen
Bilgeliğini,asaletini,özünü unutmaz baş üstünde taşır
Hele Cumhuriyet öğretmeniyse ilkelidir,prensiplerinden asla taviz vermez
Medeniyetten fazilletten asla taviz vermez vicdan,izan dürüstlük erdemlilik olmazsa olmazlarından
Bazıları gibi yanar döner ,rüzgara göre menzil gidenlerden değil
Faturası ne olursa olsun doğruluktan,dürüstlükten asla şaşmaz
Doğru bildiklerini dili döndüğünce anlatmaya çalışır
Yalana,riyaya,karşı Cumhuriyet öğretmeni vefanın ne olduğunu bilir ekmek yediği yere asla ihanet etmez
Onur,şeref,haysiyet timsalidir,insanlığı aydınlatan ışıktır rehberdir öğretmen
Ders niteliğinde manidar bir yazı okudum umarım herkes payına düşeni alır
Mahir manidar kaleme ,bilge yüreğe selam olsun
Saygılarımla sevgili öğretmenim
Var olun iyiki varsınız efendim