CUMHURİYETİN ANLAMI VE ÖNEMİ
CUMHURİYETİN ANLAMI VE ÖNEMİ
Bu yıl, 94. yıl dönümü kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun başlangıcında milletimizin “kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti” kurmak üzere “ya istiklal ya ölüm” ilkesi ile başlattığı Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşımız yer almaktadır.
Bu süreç içinde Erzurum ve Sivas Kongrelerini takiben 23 Nisan 1920’de, milli iradeye dayanan Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış ve bütün dünyaya karşı, yayınladığı beyanname ile “egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu” ve “Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde hiçbir makam bulunmadığını” ilan etmişti.
Gerçi bu meclis ve bu meclisin içinden çıkan ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti”, yapısı ve işleyişi yönünden, aslında ismi konmamış bir cumhuriyet yönetiminden farksızdı.
Ama Millî Mücadele’nin ve Kurtuluş Savaşı’nın zaferle bitişini ve Lozan Antlaşması’yla bağımsızlığımızın bütün devletlerce onayını takiben, artık devlet yönetiminin daha açık biçimde isim alması gerekiyordu.
İşte 29 Ekim 1923 günü yapılan Anayasa değişikliği ile bu husus da yerine getirildi ve bu yıl 94. yıl dönümünü kutlayacağımız Cumhuriyet ilan edildi.
Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şekli demektir; dolayısıyla devletin temel organlarının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir. Bu rejimde Devlet Başkanı olan Cumhurbaşkanı da milletçe veya milletin temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir.
Cumhuriyet yönetimi bu niteliği ile şüphesiz ki demokrasinin en gelişmiş şekli, demokrasi prensibinin en iyi uygulanmasını temin eden bir siyasi rejimdir.
Cumhuriyet yönetiminin birinci Özelliği, seçim esasına dayanan bir idare olmasıdır. Bu seçim de gerek seçme gerekse seçilme hakkı bakımından belli bir kişiye, belli bir zümreye, belli bir sınıfa ait değildir; bütünüyle millete aittir.
Cumhuriyetle yönetilen bir devlette bir görevin, ilâhî bir kuvvete dayanması veya babadan oğula geçmesi gibi bir usul de yoktur ve olamaz
Cumhuriyet yönetiminde seçimle iş başına gelenlerin görev süresi belli bir dönemi kapsar; yani cumhuriyet rejiminde kaydı hayat şartı ile bir görev söz konusu olamaz.
Cumhuriyet rejiminin ikinci bir özelliği, bu rejim her şeyden önce kişi, zümre ve sınıf yararını değil, kamu yararını ön planda tutan, kamu yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Çünkü cumhuriyet rejimi, kuvvetini, dayanağını kişi, zümre ve sınıf hakimiyetinden değil, geniş halk kitlesinden, millet iradesinden almaktadır.
Cumhuriyet rejimi, memleketimize, milletimize sayılamayacak kadar çok şeyler kazandırmıştır. Bir kere cumhuriyet yönetimi, devlet hayatımıza, siyasi hayatımıza egemenliğin bir şahsa, bir zümreye, bir sınıfa değil, millete ait olduğu gerçeğini kazandırmıştır.
Çünkü bundan evvel, Osmanlı Devletinde egemenliğin kaynağı ilâhî iradeye bağlanıyor, bunu da Sultan-Halife sıfatıyla bir şahıs temsil ediyordu. Millet haklarını yok eden, milli iradeyi geçersiz kılan bu çağ dışı anlayış, memleketimizde ancak Cumhuriyet rejimi ile yıkılmıştır.
Cumhuriyet rejiminin, bütün vatandaşları kanun önünde eşit sayması, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaması, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlaması, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini devlet teminatı altına alışı, millî birlik ve beraberliğimiz açısından da birleştirici, pekiştirici olmuş,
milli sınırlarımız içinde hiçbir ayrıcalık yapmaksızın bütün vatandaşlarımızın paylaştığı, yararlandığı, bu nedenle korumaya ve yaşatmaya kararlı olduğu bir idare haline gelmiştir.
Cumhuriyet rejimi aynı zamanda, insan unsuruna verdiği değer, insan hak ve hürriyetlerine gösterdiği saygı nedeniyledir ki, çağdaşlaşmayı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı en iyi şekilde gerçekleştiren bir ortam oluşturmuştur.
Diyebiliriz ki Türkiye’nin çağ atlaması, milletimizin Atatürk’ün önderliğinde her türlü engeli aşarak uygar bir toplum haline gelişi, lâik ve demokratik cumhuriyet rejimi sayesinde mümkün olabilmiştir.
İşte bize kazandırdığı bu değerler nedeniyle, lâik ve demokratik cumhuriyet rejimi, memleketimizin geleceği bakımından o derece önemlidir ki, Anayasamızda “Türkiye Cumhuriyeti’nin idare şeklinin Cumhuriyet olduğu” hükmünün değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir anayasa maddesiyle teminat altına alınmıştır.
Gençlerimizi ve her gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk’ün önderliğinde çok büyük fedakârlıklarla kazanılan bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır.
Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması,
Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk’e ve onun inkılâp arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir. Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde, kendilerine bırakılan emaneti daima koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti’ni Büyük Önderin çizdiği yolda ebediyen yaşatacaklardır.
Ali Cemal AĞIRMAN
Kaynak:EtkinliklerKitaplar(NUTUK)DergiDuyurularFotoğraflarRaporlar
YORUMLAR
Tam bağımsızlık ve özgürlüğü iyi anlamak için Atatürk ün Nutuk unu
İslamı öğrenmek için Elmalılı Hamdi Yazır ın yüce Kuran ın Türkçe mailini (Atatürk kendi parasıyla yazdırmıştır) bir kaç kez okumak gerekir...
şair67
Saygıdeğer beyler; çok iyi bilirsiniz, sultanlarla, halifelerle yönetilmiş ve yönetilmekte olan memleketlerde en büyük tehlike, sultan ve halifelerin düşmanlarca satın alınmalarıdır. Bu çoğu kez kolaylıkla sağlanabilmiştir. Meclislerle yönetilen memleketlerdeyse, en tehlikeli durum, bazı milletvekillerinin yabancılarca çalınmış, satın alınmış olmalarıdır. Millet Meclislerine dahi girme yolunu bulabilen yurt hainlerine rastlamanın uzak olmayacağına, tarihin bu konudaki örnekleri ile inanmak gerekir. Bunun için ulus, vekillerini seçerken çok dikkatli ve titiz olmalıdır. Ulusun hata yapmaktan korunması için tek çıkar yol, düşünce ve etkinlikleri ile ulusun güvenini kazanan siyasal bir partinin, seçimde ulusa kılavuzluk etmesidir.
Nutuk / Mustafa Kemal ATATÜRK
şair67
Ülke Büyük Atanın gençliğe hitabesinde yüz yıl önce öngürülerinde buyurduğu gibi harap bitap ordusu dağıtılmış yargısı kuşatılmış muhalefeti biti miti kolluk güçleriyle köşeye sıkıştırılmış medyası rehin almış yasama,yürütme yargısı tutsak kuvvetler güçler ayrılığı kaldırılmış anayasa mahkemesi susturulmuş Genel kurmayı danışman kuvvet komutanları milli savunma bakanlığına jandarması sahil güvenliği jandarması içişleri bakanlığına bağlanmış valiler emrinde bir yapı ile karşı karşıyayız T.B.M.M devre dışı Başbakanlığaı rafa kaldırılmış KHK lerle olağan üstü kararnamelerle fiiliyatta tek adamlığa bağlı bir yapı Allah sonumuzu hayırlara vesile eylesin
Saygılarım size ve cesur vatansever yüreğinize efendim
"Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir" K Atatürk
Kıymetli bir yazı candost..
Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan kaleminize binlerce selam olsun.
Selam ve sevgilerimle
şair67
Duyarlı yüreğinize çok saygı selam can dost yürek