Hasta Avrupa!
Bir zamanlar Osmanlı’ya hasta diyenler şimdi kendileri hem hasta hem de zavallı bir halde bulunmaktadır.
Hıristiyan kulübünün üyeleri Türk adından büyük rahatsızlık duymakta olup, İslamofobi ile ürkek, saldırgan ve dengesiz birer klinik vaka olmuşlardır.
Sözde Türk dostu geçinenler Türklere her fırsatta haksızlık, zulüm ve kötülük yaparak aşağılık duygularını sergilemekte ve kendilerine psikolojik rahatlama ortamı hazırlamaktadır.
Malûm devletler bizi kendilerine mahkûm görmekte ve her vesileyle madden ve manen baskı uygulamayı sürdürerek sindirmeye ve un ufak etmeye çalışmaktadır.
‘Tarih tekerrürden ibarettir!’ söylemini adeta kanıtlamaya çalışırcasına Amerika ve Batı zamanımızda Haçlı ruhunu canlandırarak siyasi, sosyal ve ekonomik baskılarını Türklere ve Müslümanlara artarak uygulamaktadır.
Buna karşılık Müslüman ülkeler dişe gelir bir güç birliği ve çok yönlü dayanışma içerisine bir türlü girememektedir.
Amerika ve Batı az gelişmiş ve ille gelişmekte olan ülkelere kaos, anarşi ve terör ihraç ederek bulanık suda balık avlamaya çalışmaktadır. Bu bağlamda rant sağlamak amacıyla silah satmakta ve özellikle petrol kuyularına sahip olmak için siyasi manevralarla şov yapmaktadır.
‘Böl, parçala ve yut!’ bağlamında topraklarına girilen ve sınırları değişen Irak ve Suriye sonrası sinsi Haçlı senaryoların hangi ülkeyi hedeflenmekte olduğu eskiden beri bilinmektedir.
Şunu hep aklımızda tutalım ki her savaş acımasızdır, yıkımdır ve esasen hiçbir savaşın gerçek anlamda kazananı olmaz öyle ki kaybeden hep insanlıktır, uygarlıktır.
Doğal, tarihi, yeraltı zenginliklerimiz ve genç insan nüfusu ile bütün dünyanın gıpta ettiği büyük, güçlü ve nadir ülkelerdeniz.
Hiçbir devlet gözümüzün ve kaşımazın hatırına bize yaklaşmaz. Çıkar uğruna yaklaşanları çok iyi izlemek ve gözlemlemek zorundayız.
Uluslar arası ilişkilerde siyasi, ekonomik ve sosyal manada karşılıklılık ilkesine muhakkak sadık kalarak hem de zamanında adım atmamız elzemdir.
Ulus-Devlet-Ordu üçgenini baz alarak ulusal birlik beraberliğimizi Kuvâ-yı Milliye ruhuyla güçlendirmek ve şahlandırmak zorundayız ki bunu sağlamak pek zor olmasa gerek!
Bu kutsal vatanımızda koltuk, makam, mevki ve maddi çıkarları asla düşünmeksizin madden ve manen mutlak özverili ve özgeci olmak her vatandaşımızdan beklenmektedir.
Allah; âli Devletimize ve soylu ulusumuza zeval vermesin!
Mart, 2017
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.